Dikkat! ‘Beyaz Kuvvetler!’ devrede

Bölgede son zamanlarda yaşanan gelişmeler, paralel devlet yapılanması olan ve kaos çıkarmak için suikastlar dahil her türlü provokasyon eylemi yapan ‘Beyaz Kuvvetler’in yeniden devreye girdiği şüphelerini güçlendiriyor. Gazeteci-yazar Aslan Değirmenci, so

Çözüm sürecinden rahatsız olanlar son zamanlarda bölgede yaptıkları provokasyon eylemleriyle dikkat çekiyorlar.

 
Batman ve Diyarbakır’dan sonra Yüksekova’da yaşanan olay, içerden ve dışardan çözüm sürecinden rahatsız olanların süreci bozmak için devreye girdiklerini gösteriyor.
 
Ergenekon ile deşifre olan ‘Beyaz Kuvvetlerin’ şimdi bölgede kaos peşinde olduklarından şüpheleniliyor. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Yüksekova olayı ile ilgili “İçeriden ve dışarıdan maalesef bu süreç baltalanmaya çalışılmaktadır” şeklinde bir açıklama yaptı.
 
İçişleri Bakanı’nın bu açıklaması uyku moduna alınan “Beyaz Kuvvetler”in harekete geçtiği yönündeki şüpheleri güçlendiriyor. Gazetecilerin Yüksekova’daki olaylarla ilgili sorularını yanıtlayan Güler, olayın provokasyon olduğunu belirterek, “Bu olayın bir provokasyon olduğu şeklinde değerlendirmeler var. Evet ben de katılıyorum, Provokasyondur.
 
Ama asıl önemli olan provokasyonun kimler tarafından yapıldığının araştırılmasıdır. Veya bu provokasyonu kim yapmıştır? Provokasyon olduğu kesindir. Burada içerden ve dışarıdan çözüm sürecinin baltalanmasını isteyen, bunun devamını istemeyen merkezlerin, grupların ve anlayışların ürünü olduğuna inanıyorum.
 
İçeriden ve dışarıdan maalesef bu süreç baltalanmaya çalışılmaktadır” diye konuştu. Şimdiye kadar gerek Yüksekova’da gerekse diğer illerde meydana gelen hiçbir gösteriye bu şekilde müdahale edilmediğini ifade eden Güler, uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıya karşılık vermenin polisin görevi olduğuna işaret etti.

İÇERDEN VE DIŞARDAN SÜRECİ SABOTE ETMEK İSTEYENLER EL ELE ÇALIŞIYOR
Bölgede son zamanlarda yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendiren gazeteci-yazar Aslan Değirmenci, çözüm sürecinden rahatsız olanların süreci sabote etmek için her türlü yola başvurduğunu belirterek “Bölge halkının sağduyulu tavrını koruması ile birlikte çözüm sürecinin mimarları da özellikle provokatif olayların derinleşmesinin önüne geçmek için tedbirleri artırmalıdır” dedi.

Çözüm sürecinden sonra vesayetçi yapıların paniklediğini ve süreci sabote etmek için girişimlerde bulunduğunu belirten Değirmenci, “100 yıllık bir sorun karşımızda duruyor. Ve ilk defa sorunlar her ortamda konuşuluyor ve öneriler sunuluyor.
 
Çözüm Süreci ile birlikte de ülkenin tarihi ile eşdeğer olan mesele tüm çevrelerin gündemine girdi. Vesayetçi yapılar paniklerken sağduyulu çevreler atılan adımları desteklemeye başladı.
 
Sürece karşı olan çevrelere uluslararası destek de gelince önce Oslo görüşmeleri ardından Roboski katliamı ve Paris suikastı yaşandı. Üç olayda da paralel devlet ve uluslararası istihbarat birimleri aktif rol aldı. Üç kirli denemeye rağmen barışa duyulan özlem, oyunları boşa çıkardı” diye konuştu.

BARIŞTAN KORKAN KARANLIK YAPILAR KOALİSYON YAPTI
Değirmenci, sürece karşı barıştan korkan, yeniden inşa süreci ile statüko gücü çöken karanlık yapıların koalisyon yaptığını belirterek şöyle konuştu: “Her deneme, süreci güçlendirdi, çözümün önemini ortaya çıkardı. Barıştan korkan, yeniden inşa süreci ile statüko gücü çöken karanlık yapılar, eski rejim bekçileri, oligarşik bürokrasi, taşeron örgütler, lümpen Kemalistler ve neo-liberaller koalisyona gitme kararı aldılar.”

PARALEL DEVLETİN HEDEFİNDE İSLAMİ YAPILAR VAR
Paralel devlete hizmet eden yapılara dikkat çeken Değirmenci, bazı yapıların içine sızan ‘Beyaz Kuvvetlerin’ provokatif eylemlerini arttırabileceğine dikkat çekerek bu tür provokatif eylemlere karşı Bölge halkının sağduyusunu kaybetmemesi gerektiğini söyledi.
 
“Bu koalisyonu Gezi’de gördük, maskeler erken düştü, senaryoyu yazanlar açığa düşünce geri adım geldi. Fakat bu kez karşımıza paralel devlete hizmet eden, örgütün üvey maskeli evlatları çıktı” diyen Değirmenci, “Bölgede tam da çözümsüzlerin işine gelecek provokatif eylemlere imza atmaya başladılar, İslami ne kadar yapı varsa hedef aldılar. Gece eylemleri ile milletin sinir uçlarına dokunuyorlardı.
 
Her ne hikmetse MOBESElere görüntüleri yansımıyor, hayalet gibi ortadan kayboluyorlardı. Burada hem bir profesyonellik vardı, hem de bir güç onların deşifre olmasını adeta engelliyordu. Muhtemelen ‘Beyaz Kuvvetler’ yani ‘kontrgerilla’ bölgede yine devreye sokulmuştu. Yapıların içlerine sızma tamamlanmış, barış için küresel yapılara rest çeken iradeye karşı saldırı başlatılmıştı.
 
Yani Ortadoğu’ya rol model olacak bir barışı engellemek için son görev Özel Harp Dairesi’nin sivil unsurlarından oluşan Beyaz Kuvvetlere ihale edilmişti. 90’lı yılların bildik yöntemlerini uygulamaya başlayanlar sahada eylemlere koyuldukça sinirler de gerilmeye başladı.
 
Şimdi sağduyu zamanı. Panik en fazla çözümsüzlerin işine yarar ve kaybeden en fazla bölge halkı olur. Tabi bölge halkı sağduyulu olsun olmasına da çözümün mimarları da özellikle provokatif olayların derinleşmesinin önüne geçmek için tedbirleri artırsın. Ve maskelileri yöneten gücü deşifre edip toplum ile paylaşsın” şeklinde konuştu.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.