Geri sayımın başladığını gösteren ibreler zamanın ne kadar kıymetli olduğunu düz çalışan saatlerden daha iyi haber veriyor.
Ömrümüzün geri kalanını da bu şekilde geri sayımlı icatlardan izleyebilseydik acaba daha mı iyi değerlendirirdik?
Mesela kum saati bu anlamda müthiş bir icat. Çünkü bir şeylerin bittiğini bizzat izliyorsunuz, aşağı dökülen kum taneleri insana “eyvah” dedirtiyor, böylesine hızlı ve somut bir şekilde akan sizin ömrünüzdür, bunu görüyorsunuz.
Hâlbuki bizim bugün kullandığımız saatler bu anlamda bize fazla bir şey vermediği gibi, üstelik insana bu dünyada sanki ebedi kalacağını söyler gibi bir hali var.
Hakkını yemeyelim, düz çalışan göstergelerin hepsi de faydasız değil. Mesela taksimetreler. Eğer taksinin önüne binmişseniz, gideceğiniz yeri tam bilemiyorsanız ve bir de cebinizin durumu iyi değilse artık gözünüzü taksimetreden ayırmıyorsunuz. Böylesi bir durumda hiç birimiz taksimetreden gafil kalarak yolculuğumuzun gereksiz uzamasına müsaade edemeyiz.
Farkındaysanız, geriye sayımın başladığı vakitlerimizi biraz daha iyi değerlendiririz. Çünkü tükenişi söz konusudur.
Bizim size tavsiyemiz, ömür taksimetremiz işliyor, bir başka deyişle, eğer dünyaya gelmişsek geri sayımımız fa başlamıştır, bunun farkında olalım, ne kadar kaldığını bilmediğimiz vaktimizi çok iyi değerlendirelim.
Bazen dünyaya ikinci defa gelmekten söz ederiz, “Keşke dünyaya yeniden gelsek” deriz. Buyurun, dünyaya ikinci defa geldiğimizi farz edelim.
Veya Azrail Aleyhisselam canımızı almaya gelmiş, biz de ağlaya sızlaya kendisinden bir iki gün mühlet istediğimizi ve bize iki gün daha mühlet verildiğini, su yaşadığımız vaktin o olduğunu düşünelim.
Veya bağışlayın, birilerine kendi anladığı dilden söyleyelim; Beyler, uzatma dakikalarındasınız.
Bütün bunlardan sonra, doğum günü kutlamaktan, yani; “Yaşasın, ömrümden bir yıl daha gitti” demekten daha gülünç bir şey görebiliyor musunuz?