Türkiye'deki dindar hükümlü tutukluların mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde acil bir adım atılması gerektiğini söyleyen 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Genel Koordinatörü Mirhan Özbekli, mevcut iktidarın irade beyan ederek sorunu çözüme kavuşturabileceğini dile getirdi.
Son zamanlarda gündeme gelen ve meclise sunulan 'af' teklifiyle ilgili İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Özbekli, İslami hassasiyetlerinden dolayı 28 Şubat ve FETÖ yargısı tarafından cezaevlerine konulan dindar hükümlü tutuklar için de acil bir adım atılması yönünde çağrıda bulundu.
Mağdur ve ailelerinin ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Özbekli, infazla ilgili ceza indirimlerine gidilerek, tahliye sürecinin başlatılmasının önemine değindi.
28 Şubat sürecinde yaşanan faili meçhul olayların, kayıt dışı gözaltı ve işkencelerle dindar insanların dosyalarına zorla yükletildiğini hatırlatan Özbekli, yapılacak tahliye sürecinden sonra iktidarın, mağdur ve ailelerinden de özür beyan etmesi gerektiğini vurguladı.
Dindar hükümlü tutukluların mağduriyetinin konuşulması gereken ciddi bir konu olduğunu söyleyen Özbekli, "Bu güne kadar hiçbir kimse ne bunlara sahip çıkacak bir adım attı ne de bunlara sahip çıkacak yönde bir açıklamada bulundu. Niçin bu konuyu önemsiyoruz. Bunlar özellikle 28 Şubat ve Fethullah Gülen grubunun kendi önünü açmak için dosyalarına delil uydurarak, işkence yaparak, hâkimleri ayarlayarak karar çıkartan bir dönemin dosyalarıdır." dedi.
"Ortada ciddi mağduriyetler var"
Ortada çok ciddi mağduriyetlerin yaşandığına işaret eden Özbekli, dindar hükümlü tutukluların mağduriyetlerinin çözümü yönünde acil adım atılması gerektiğini belirtti.
Özbekli, "Bu müvekkillerimizin dosyalarının özel olarak ele alınması gerektiği kanaatindeyim. Örneğin; bir Sivas dosyasında halen o dönem ve yargılamayla ilgili kamuoyu ile tarafların kafalarında ciddi soru işaretleri var. Bu açıdan, Türkiye'deki dindar hükümlü tutukluların sorunlarının çözümü yönünde acil adım atılması lazım. Benim şahsi görüşüm, bir an önce infazla ilgili belli bir indirime gidilerek, cezasının yarısını yatan ya da 3'te birini yatma koşuluyla tahliyelerine karar verilmeli. Tahliye niçin gerekli? Çünkü ortada ciddi mağduriyetler var. Şu anda bile biz ortadaki birçok dosyaya polisin doküman hazırladığına ve sanki yasadışı bir örgütten bunlara talimat geliyormuş gibi belge hazırlanıp dosyalara konulduğuna şahit oluyoruz. Ve bunlar üzerine hüküm tesis edilmiş." ifadelerini kullandı.
"İktidar, irade beyan ederek sorunu çözüme kavuşturabilir"
Dindar kesimin yaşadığı mağduriyetin çok bariz bir şekilde iktidar ve ana muhalefet tarafından görüldüğünü dile getiren Özbekli, "Bizler de görüyoruz. Hatta adli tıp raporlarıyla bu konu sabittir. Tahliyelerinin sağlanması hiç de zor değildir. Bir günlük meclis çalışmasıyla infazla ilgili ceza indirimi sağlanarak bu problem çözülür. Akabinde de özellikle Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) ve özel yetkili mahkemelerin dosyaları için Adalet Bakanlığı hâkim ve savcı atayarak heyetler oluşturmalıdır. Siyasi iktidar, bu sorunların çözülmesi yönünde irade beyan ederek bu sorunu çözüme kavuşturabilir. Şu anda mevcut hâkim ve savcı kadrosunun sayısıyla bu sorunun çözümü gerçekten zor. Çünkü 10-15 bin dosya var. Özellikle dindar kesimin bine yaklaşan dosyaları var. Mevcut heyetlerin, kalkıp bu dosyaların çözümü yönünde bir beklenti içerisine girmek de doğru değil! Bu dosyalar yeniden ele alınacaksa seminerlerin düzenlenmesi lazım. İktidarın bu konuda her ne kadar birkaç açıklaması olmuşsa da pratikte bir arpa boyu kadar adım atılmamıştır." şeklinde konuştu.
"Kayıt dışı gözaltı ve işkencelerle faili meçhuller dosyalarına yükletildi"
28 Şubat sürecinde Kürdistan illerinde ciddi anlamda faili meçhul olayların olduğuna dikkat çeken Özbekli, bu faili meçhul dosyaların, kayıt dışı gözaltına alınan dindar insanların dosyalarına işkencelerle yükletildiğinin altını çizdi.
Özbekli, "28 Şubat sürecinde Kürdistan illerinde ciddi anlamda faili meçhul olaylar vardı. Avrupa ve Ankara buradaki yerel polis şeflerini sıkıştırıyordu. 'Niçin sorunları çözemiyorsunuz?' diye. Bu insanlarda bir grubu buldu, gözaltına aldı ve uzun kayıt dışı göz altılarla, işkencelerle bir şekilde bu faili meçhuller dosyalarına yükletildi. O sıradaki hâkim ve savcıların da olaya bakışı ortada. Bu gerekçeyle kararlar kuruldu. Örneğin, 20 yaşında cezaevine giren insanlar bugün neredeyse 45-50 yaşlarında. Kimisi yeni evliyken cezaevine girmiş fakat bugün çocukları evlenmiş. Torunları var. Bu aileler maddi olarak da çok mağdur edildi. Siyasi iktidar infazla ilgili bir an önce bu düzenlemeyi yapmalı ve bu ailelerin mağduriyetlerinin önüne geçmeli." diyerek yaşanan mağduriyetlere değindi.
"İktidar özür dilemeli"
"Türkiye'de şöyle bir sorun daha var. İktidar, özellikle Kürt illerinde yaşanan mağduriyetlerle ilgilenmiyor." diyen Özbekli, geçmişte yaşanan tüm mağduriyetler için iktidarın özür dilemesinin gerekliliğine vurgu yaptı.
Özbekli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şeyh Said ile ilgili olarak siyasi iktidar, o dönemin mağduriyetleriyle ilgili kamuoyundan özür dilemedi. Yine Roboski hadisesinde ciddi bir mağduriyet yaşandı. O insanların çoğu dindar ve imam hatip lisesi çıkışlıydılar. Sadece geçinmek için Irak'a gidip geliyorlardı. Siyasi iktidar da bunu çok iyi biliyordu. Ama siyasi iktidar bir insanlık görevi olarak da bu konuda adım atmadı. Tahir Elçi olayı da öyledir. Memurunla ilgili bir kusur varsa o memur hakkında dava açarsın, yargılarsın. Ya da en azından sembolik olarak da olsa kamuoyunun vicdanını rahatlatma açısından da olsa çıkar özür dilersin. Eğer siyasi iktidar bu konuda samimi ise ciddi mağduriyetlerin yaşandığını kabulleniyorsa ki konuşmalarından bunu anlıyoruz. Bu yaşanan mağduriyetlerinden dolayı ailelerinden, çocuklarından ve torunlarından da özür dilemelidir. Eğer bu yapılırsa hükümet için de bir erdemlik olur. Bu coğrafyadaki insanların Ankara'ya bakışları da değişecektir."
"Sorunu çözeceğiz dediler ama çözmediler"
Daha önce yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için Yusufi Der bünyesinde çalıştıklarını ifade eden Özbekli, verilen sözün yerine getirilmediğini kaydetti.
Özbekli, "Biz daha önce bu mağduriyetlerin giderilmesi yönünde Yusufi Der olarak bir kampanya başlattık. O dönem bir kısım medya da bize destek sundu. Ve çalışmamız bir aşamaya gelmişken, Ankara dedi ki 'Sabırlı olun, biz bu sorunu çözeceğiz.' Kamu önünde olmasa da bu konuda söz verir duruma geldiler. Fakat biz çalışmalarımızı durdurunca onlar da tekrar eski döneme döndüler." dedi.
"Barışçıl yollarla ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız"
Özbekli, son olarak şunları söyledi:
"İçerideki müvekkillerimizin ve kardeşlerimizin ciddi mağduriyetler yaşadıklarını görüyoruz. Ailelerinin ciddi mağduriyetler yaşadıklarını görüyoruz. Bu mağduriyetlerinin giderilmesi için barışçıl yollarla ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız. Bunu net bir şekilde Ankara'ya da ileteceğiz. Biz bu mağdur kardeşlerimiz ile ailelerinin şunu bilmesini istiyoruz; Biz bu konuda kararlıyız. Allah'ın izniyle elimizden gelen bütün imkânları kullanarak bir sonuca varmayı deniyoruz ve deneyeceğiz de. Bu konuda kamuoyundan, medyadan, yazarlardan ve özellikle de mağdur ailelerden destek bekliyoruz."
İLKHA