Fethullah Gülen şarlatanı yarım asır kadar uzun bir süre boyunca “altın nesil” yetiştireceğim palavrasıyla Anadolu'nun saf insanını kandırdı durdu.
Atın nesil diye pazarladığı zevattan, ihaneti hizmet belleyen ve devletin altını oyan bir sefil güruh peyda oldu.
AK Parti de kurulduğundan bir süre sonra “dindar nesil” ütopyasını ortaya attı.
Belli bir mefkûresi ve eğitim sistemi olmayan AK Parti'nin ütopyası her ne kadar cazip gelse de tutmayacağı belliydi.
Çünkü nesil yetiştirmek derin bir mefkûre ve adanmışlık gerektirirdi ki AK Parti'nin tepesindeki Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dışında teşkilatlarda bu niteliklere haiz insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Bütün bunlara rağmen gelinen süreçte Demirtaş'ın Baydemir'le “sağdan çek pampa” Cuma namazı fotosu Diyarbakır'dan ajanslara düştü.
Ardından bir önceki Ramazan'da sahilde rakısını yudumlayan ve “ben dindar bir ailenin devrimci çocuğuyum, en az elli defa namaz kılmışlığım vardır” diyen Muharrem İnce'nin camideki fotosu düştü ajanslara…
Derken Kemal Kılıçdaroğu'nun namaza duruşu ve Meral Akşener'in tesettürlü fotosu…
Sonra Doğu Perinçek…
Son olarak da 28 Şubat'ta namaz kılan öğrenci avcısı Uğur Dündar - üstelik Halk TV'de - namaz dolayısıyla programını yarım saat geç başlattı. Hem de namaz gerekçesiyle ertelediğini söyleyerek…
Yani “dindar nesil” beklenirken münafık ve sefil bir güruh peyda oldu.
*****
Bu arada bu konuda tek dik duran kişi, HDP'nin başındaki Sezai Temelli…
Din ile arasındaki mesafeyi korudu, dine olan kininden taviz vermedi.
Eşcinsel aday göstermekten de imtina etmedi.
Bu duruşundan dolayı onu takdir etmek gerekir.
HÜDA PAR ve Adalet Vurgusu
Bu seçimin şüphesiz en gizemli partisi HÜDA PAR'dır.
Kuruluşunun üzerinden beş yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen her seçimde özgül ağırlığının kütlesinden fazla olduğunu gösterdi.
Attığı her adım konuşuldu, kurduğu her denklem ülke gündeminde kendisine yer buldu.
Ülke menfaatini parti menfaatinin üstünde tuttuğundan muhalifleri onu anlayamadı.
Attığı adımları anlamlandıramadı.
Öyle ya anlamlandırmak için aynı zaviyeden bakmak gerekti.
HÜDA PAR'ın bu seçimde ısrarla üzerinde durduğu konuların başında adalet vurgusu gelir.
Adaletsizlikten en fazla canı yanan kitlenin HÜDA PAR tabanı olması, buraya dikkat çekmelerinde etkili olabilir.
HÜDA PAR genel başkanı Sayın Mehmet Yavuz'un Haber Türk programında “devletin dini olmaz, devletin dini adalettir” sözü meclisin duvarlarına asılması gereken veciz bir sözdür.
HÜDA PAR meclise girerse veya bağımsız adaylarını gönderebilirse bu sözün daha çok konuşulacağını kesin.
*****
28 Şubat mağdurlarının çeyrek asırdır cezaevlerinde tutulduğu malum…
FETÖ hâkim ve savcılarının FETÖ'cü polislerin işbirliğiyle kurdukları kumpaslarla cezaevlerinde ömür tüketen mütedeyyin insanların varlığını sağır sultan bilir.
Bütün bu ihanet sarmalını çözecek olan yegane sistem adalettir.
FETÖ'den dolayı gözaltına alınan birinin çocuklarının pasaportuna el konulurken Bülent Arınç'ın FETÖ'cü damadı ve kızına rağmen – üstelik cübbemi giyer, FETÖ dosyalarının avukatlığını yaparım - diyen Bülen Arınç'ın oğlunun AK Parti'den aday gösterilmesinin hiçbir gerekçeli izahı olamaz.
Hukukta suçun şahsiliği esastır, amenna.
Ancak bu hukuk herkes için böyle işlemiyor.
Sözde güvenlik soruşturmaları adı altındaki bir garabetle insanların yedi ceddinin işlediği suçtan dolayı sıradan devlet memuru olamadığı bir hukuk sisteminde Bülent Arınç'ın oğlunun adaylığına anlam yüklemek zordur.
Devletleri güçlü kılan ne nüfusu ne kişi başına düşen gayri safi milli hâsıladır.
Devletleri güçlü yapan ve yaşamı yaşanılır kılan, adalet mekanizmasıdır.
Ha bu arada “bir diyar küfürle ayakta durabilir, zulümle asla” veciz sözünü de unutmamak gerekir.