Allah insanı her bakımdan diğer canlılardan üstün kılmış, kâinatın en seçkin ve şerefi varlığı olarak yaratmıştır. İnsanın en verimli olduğu dönem ise gençlik çağıdır. Aile, arkadaş grubu, okul ve eğitim, çevre ve kitle iletişim araçları, gençleri etkiyen faktörlerden bazılarıdır.
Bu kadar faktörün etkisinde kalan gençleri anlamak için güçlü iletişime ihtiyaç vardır. Gençler için anne ve babayla iletişim kurmak büyük önem taşır. Genç duygu ve düşüncelerini rahatlıkla anne ve babasıyla paylaşabildiği zaman sorunlarına çözüm yolu bulabilir. Bir taraftan sınavın oluşturduğu kaygıyı ve korkuları taşıyan genç, diğer taraftan ergenliğin oluşturduğu gelişim gerginliğini yaşamaktadır. Bu süreç, gençler üzerinde çeşitli gelgitler oluşturur. Kararsızlıklar anne babayı yok sayma eğilimleri bu dönemde yaşanır.
Sorunların arttığı, gençlerin kendilerini yıprattığı bu dönemde onların en büyük yardımcıları kendilerini anlayan kişilerin varlığıdır. Bu kişiler herkesten önce anne baba olmalıdır. Bu dönemde anneler ve babalar gençlerin davranışlarına biraz daha ölçülü olarak tolare etmelidir. İnsanın olduğu yerde sorun vardır, düşüncesinden hareketle gençlerin psikolojik durumlarını analiz edip uygun dilde çözüm üretmek gerekir. Zor zamanlarında onların yanında olmak onların başarısını artırır. Ders çalışırken onları odalarında ziyaret etmek, yardıma ihtiyaçlarının olup olmadığını sormak onlara gösterdiğimiz ilgi, verdiğimiz desteğin ölçüsüdür.
Günlük dilde kullandığımız genç kavramı Farsçada hazine anlamına gelir. Hassasiyet içeren bu kuşağın eğilimleri dikkate alınıp doğru şekilde eğitilmeleri toplumun faydasına olacaktır. Aksi halde hem kendi kültüründen hem de değerlerinden kopup mana aleminden uzaklaşan bu kuşağın vicdan faktörü devre dışı kalınca daha fazla sapmalar olacak, bu sapmalar neticesinde sosyolojik olarak uyuşturucu, alkol kullanımı, erken yaşta cinsel eğilimler belirginleşecektir.
Tarihi gelişim içinde bu tür örneklere şahid olmuşuzdur. Efendimiz döneminde zinaya karşı zaafiyeti bulunan Müslümanlardan biri O’na (SAV) giderek kendisine helal olmayan kadın ve kızlarla muhabbet etmesi noktasında izin ister. Bu davranışın saygısızlık olduğunu düşünen ashaptan bir kısmı gerekeni yapmak için Peygamberden izin isterler. Ancak O, buna fırsat vermeyerek gence döner. Gencin kız kardeşini, annesini, halasını, teyzesini… Tek tek zikrederek başkalarının onlarla muhabbet etmesini kabul edip etmeyeceğini sorar, genç her defasında ‘’Hayır ya Resulullah!’’ cevabını verir. Ardından peygamberimiz: “İşte başkaları da senin gibi bu durumu istemez .” buyurur. Utanarak ve dersini almış olarak uzaklaşan gencin bir daha bir kadına baktığı görülmemiştir.
Efendimiz (SAV) gençliği önemseyerek öğütlerde bulunurdu. Bir genç dünya lezzetlerini ve lehviyâtı boş şeyleri terk eder, gençliğine rağmen Allahü Teâlâ’ya itâate devam ederse Allah ona yetmiş iki sıddîkın ecrini ihsan eder ve kendisine “Ey gençliğini benim tâatime tahsis edip şehvetini terk eden genç! Sen bana bazı meleklerim gibisin!” buyurur. Bu özelliklerin kazandırılması için beklenen neslin kaliteli ve seviyeli manevî bir eğitim almaları dileğiyle.
Selam ve dua ile...