FECR 5 FÜZELERİ SİYONİST REJİMİN BELİNİ NASIL BÜKTÜ
Filistinli mücahidlerin “siyonist rejime büyük sürprizlerimiz olacak” sözünün bir blöf olmadığını, Kassam Tugayları ve Kudüs Seriyyeleri'nin Tel Aviv'in merkezine attıkları Fecr 5 füzeleri ile gördük.
Direniş bu füze operasyonları ile Siyonist rejimin direniş karşısındaki caydırıcılığını kırdığı gibi, ABD'nin de yardımıyla milyarlarca dolara kurdukları ve başarı ile denediklerini açıkladıkları “Demir Kubbe” adlı hava savunma sisteminin hiçbir işe yaramadığını ispat etti.
Eğer bugün Tel Aviv'in vurulup siyonist rejimin çaresizlik içinde kıvranmaya başladığına tanık oluyorsak, aslında bu "Kudüs davası" ve "İslam Ümmeti" adına ne denli büyük bir zafer kazandığımızın en büyük göstergesidir.
Tel Aviv rejimine indirilen bu ağır darbe, bütün dünyaya şu gerçeği bir kez daha gösterdi:
"Siyonizme karşı direniş cephesi bölgenin kaderini ve geleceğini değiştirebilecek kararlı bir iradeye, caydırıcı bir güç ve kapasiteye sahiptir..!"
İşte bu tablo üzerine İngiliz Guardian gazetesi, Tel Aviv'i vuran füze operasyonları üzerine yayınladığı bir analizde, Fecr 5 füzelerinin İsrail karşısında Filistin direnişine büyük bir avantaj kazandırdığına dikkat çekti.
İran yapımı olan bu füzelerin İran tarafından Gazze'ye ulaştırıldığını yazan Guardian, direnişin elinde bu füzelerden çok sayıda bulunduğunu belirtti.
Guardian analizinde, dünyanın en gelişmiş askeri gücüne sahip olan İsrail'in, Filistinliler tarafından füzelerle vurulmasının İsrail'in bu üstünlüğünü kırdığını belirterek, 75 km menzilli Fecr 5 füzelerinin İran tarafından geliştirildiğini ve Gazze'ye ulaştırıldığını, bu füzelerin başta Tel Aviv olmak üzere merkezi tüm Siyonist bölgeleri vurabilecek kapasitede olduğunu yazdı.
Guadian gazetesi, İsrail askeri istihbarat servisinin raporlarına göre, bu füzelerin İran tarafından Gazze'ye ulaştırıldığını, Mossad ajanları tarafından Dubai'de şehid edilen Hamas'ın askeri kanat liderlerinden Muhammed Mabhuh'un İslam İnkılabı Muhafızları ile birlikte bu silah sevkiyatını organize ettiğini, İsrail uçaklarının Sudan'da askeri bir konvoya yaptığı hava saldırısının da bu silah sevkiyatına yönelik bir saldırı olduğunu, Hartum'da bombalanan silah fabrikasının ise Gazze'ye silah sevkiyatı için İran tarafından kurulduğunu yazdı.
Guardian gazetesinde yayınlanan bu analiz, Filistin direnişinin Fecr 5 füzeleri ile İsrail karşısında nasıl stratejik bir avantaj elde ettiğini gösterdiği gibi, siyonizme karşı direniş cephesinin dayanaklarını, güç direnç ve lojistik kaynaklarını da belirgin kılıyor.
Suriye olayları üzerinden, İslam Cumhuriyeti ve İslam İnkılabı üzerinde yıpratma savaşı sürdüren birtakım İslamcı çevreler, acaba, şimdi Siyonist düşmanın uğradığı bu yenilginin “direniş ekseni” ile nasıl bir bağının olduğunu görecekler mi..?
Hatta, siyonizme karşı savaşın direği olan bu cepheyi, “sözde direniş ekseni” (!) şeklinde tanımlamaya kalkanlar, şimdi bu “direniş ekseni”nin ne anlama geldiğini kabullenebilecekler mi..?
İşte bundan dolayıdır ki, Filistin İslami direnişinin siyonist düşman karşısında kazandığı bu tarihi zaferin sevincini bile yaşamakta zorlananlar, bundan da öte, siyonist düşmana karşı sergilenen bu sarsıcı direnişi, “Suriye'de yaşananların üzerini örttüğü” iddiasıyla, geçiştirmeye çalışanlar, aslında nasıl bir hesap içinde olduklarını da yansıtmış oluyorlar...
Artık, “Gazze direnişi” ve “siyonizme karşı kazanılan zafer” bile bunlarda bir heyecan uyandırmadığına göre, İslam ve Ümmet adına hangi zaferlerin peşinde olduklarını öğrenmeye de gerek yok.
Birileri hoşlanmasa da, biz direniş ekseninin zaferlerini kutlamaya devam edeceğiz…
Biz Temmuz 2006 savaşı sırasında bir sloganı bayraklaştırmıştık: “Özgür Kudüs, İsrail'siz bir dünya”
Bunu “Furkan savaşı” sırasında da dillendirmiştik, şimdi de aynı şiarı yükseltiyoruz.
Seyyid Nasrallah “İslam ümmeti için yenilgi dönemi kapanmıştır, zaferler dönemi başlamıştır” derken, bu, Siyonist düşmana karşı kazanılacak yeni büyük zaferlerin ve “İsrail'siz bir dünya”nın müjdesiydi aynı zamanda...
Bunu Seyyid Abbas ile de söylemiştik:
“Gidin İsraillilere söyleyin, biz Muhammed ordusuyuz, geri döndük ve Kudüs yolunda ilerliyoruz.”
Varsın birileri, haset ve hazımsızlıklarıyla, buğz, adavet ve husumetleriyle, gürültü ve yaygaralarıyla bu kutlu seferden rahatsız olsun...
Biz yine son sözümüzü söyleyelim:
"Özgür Kudüs'te buluşmak üzere."
velfecr