“…Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın.” (Fatır: 43)
“… Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara: 249)
Siyonist israil, geçen hafta içerisinde Gazze'ye son ayların en şiddetli saldırısını gerçekleştirdi. Saldırıda Aksa TV binası ağır hasar alırken, sivillerin yaşadığı binalar ve eğitim görülen okullar da acımasız bir şekilde bombalandı. Her zaman olduğu gibi siyonistler hiçbir insani, vicdani, hukuki kural ve yasa tanımadan her tarafı bombaladı.
Buna mukabil direniş, bu acımasızlığa karşı ellerindeki kıt imkânlarla karşı koydu. Bu karşı koyma Siyonistlerin gözünü korkuttu ve Mısır'ın aracılığıyla ateşkes sağlandı. Bu ateşkese tepkisini gösteren savunma bakanı Liberman istifa etti.
Siyonistlerin imkân ve olanakları ile direnişin elindeki güç kıyaslandığında arada büyük bir uçurumun olduğu görülecektir.
Siyonist israil, ABD başta olmak üzere bütün Batı dünyası tarafından sınırsız askeri, siyasi, ekonomik olarak desteklenmekte. Dünyanın en gelişmiş uçak, tank, füze ve diğer ekipmanlar ellerinde. Eğitim olarak verilecek bütün eğitimler verilmekte. Dünyayı yok edecek nükleer füzeler ellerinde. Gerek uydu gerekse İHA ve radarlarla, yerel işbirlikçi ajan ve casuslarıyla, iletişim kanalları üzerindeki etkinliğiyle Gazze'de her şeyi görebiliyor ve dinleyebiliyor.
Dünyayı avucunun içine almış Yahudi sermayesi parasal olarak her türlü desteği vermekte. Gazze'nin içine, bırakın silah girmesi, hayati alanda lazım olan temel gıda maddeleri ve ilacın girmesine dahi müsaade edilmiyor, girse dahi izin ve kontrole tabi.
Direnişin ne parasal desteği ne silah desteği ne de siyasi ve medya desteği var. Küçücük bir şehre sıkışan, yıllardır acımasız bir ambargoya tabi tutulan, hayatını idame ettirmek için dahi Siyonistlerin iznine tabi olan bir Gazze!
Bütün bunlara rağmen diz çökmeyen, direnen, kendisini her alanda yenileyen, geliştiren bir direniş var. Devasa bütçe, teknik imkân ve kabiliyetlere sahip birçok ülkenin yapamadığı füzeleri imal eden, modern orduların ulaşamadığı bir eğitim ve disipline, sevk ve idareye sahip bir direniş!
Bütün olumsuzluklar karşısında psikolojik olarak çökmeyen, çözülmeyen, davası için kendini her şartta feda edebilecek bir ruha sahip direniş erleri!
Bütün bunlar göz önüne alındığında bütün bu olumsuzlukları ve dengesizliği ortadan kaldıran bir faktörün direnişin elinde olduğu görülecektir.
Direnişin elinde Siyonistlerin maddi güç ve imkânlarını ortadan kaldıracak bir silah var. Bu silah, iman silahıdır, kendi davasına, Allah'ın bütün güç ve kuvvetlerden daha büyük daha güçlü olduğuna olan inançtır. İşte direnişi güçlü kılan ve Siyonistleri gözlerini ve yüreklerini korkutan budur.
Ümmet, direnişten ders almalı, Siyonistlere, emperyalistlere, zalimlere ve işgalcilere karşı iman silahını kuşanmalı, az ve yetersiz de olsa ellerindeki bütün imkan ve olanakları kullanıp Allah'a teslim olmalıdır.
İşte o zaman Kudüs de Ümmet de özgürlüğüne kavuşacaktır.