Görüyorsunuz değil mi? Rusya ve İran ile arayı düzeltip Suriye problemini çözüyoruz derken devreye yeniden Amerika giriyor, bizden yana adımlar atacak gibi görünüyor,
Bu defa Rusya yeniden problem oluyor, PKK, PYD terör örgütü değildir demeye başlıyor.
Hem Amerika hem Rusya DAEŞ operasyonunda destek veriyor görünse de diğer konularda karıştırıcı rollerinden vaz geçmiyorlar.
Zaten daha önce Amerika'nın ve Avrupa'nın ihanetinden dolayı Rusya'ya yaklaşılmış, Suriye konusu birlikte çözmeye çalışılmış, ufak tefek ihlaller olsa da ciddi bir ateşkes sağlanmıştı, inşallah bu ateşkes devam eder.
İnşaallah diyoruz ama hiç birimizin içinde bir güven yok, hepimiz tedirginiz, güven duymuyoruz.
Gönül isterdi ki bölgeden binlerce kilometre uzaktaki elin gâvurunu bu işin içine hiç karıştırmasaydık, biz kendi aramızda halletseydik.
Belki bu saatten sonra gerçekleşmesi çok zor ve imkânsız bir şeyi söylüyor olabilirim. Fakat Mecelle'de bir kural vardır; Bir şey tamamen elde edilemezse tamamen de terkedilmez, vaz geçilmez.
Şurası kesindir ki, bir işin içerisine hariçten ne kadar katılan olursa, o kadar içinden çıkılmaz hale gelir.
Bugün Türkiye'nin etrafındaki yangının bir numaralı sebebi bu değil midir? Amerika, Avrupa ve Rusya nereye girmişler de oranın huzuru bozulmamış? Kim bunun zıddını söyleyebilir?
Peki, kendi aramızda halledemez miydik, bu saatten sonra halledemez miyiz?
Hatta Suriye'den önce şu Kürt sorununu dışarının gâvurunu işin içine sokmadan kendimiz halledemez miyiz?
Hem sadece Müslümanlar olarak değil Kıbrıs'la, Yunanistan'la ve Ermenistan'la olan meselelerde araya dışarının gâvurunu sokmasaydık inanın bunlar bile çok kolay halledilebilirdi.
Görüyoruz ki, kendi dünyamıza ait bir mesele eğer uluslararası hale gelmişse artık ondan hiçbir hayır gelmiyor, kangren oluveriyor.
Tabi bütün bunlardan önce dışarının gâvuruna söz düşürmemek, fırsat vermemek, meseleleri taraflar olarak kendi aramızda halletmek ilk yapılması gereken şeydi.
Eğer ümmetin kendi aralarındaki meseleler uluslararası boyut kazanmışsa, başka yerlere taşınmışsa iyi biliniz ki onu kaybetmişiz demektir.
Kendi sorunlarımızın bu şekilde uluslararası boyut kazanmasının sebebi nedir, biz hangi hatayı yaptık, karşı taraf bunu niçin dışarıya taşıdı?
Biz sokağımızda, mahallemizde kendi bireysel meselelerimizi çözerken kendi aramızda halletmeye bakarız, mümkün olduğu kadar dışarıyı işin içine sokmayız, o zaman daha çabuk hallederiz. Biliriz ki işin içine hariçten birileri girdikçe her şey kör düğüm olur.
Düşünebiliyor musunuz? Yan yana, içi içe, kucak kucağa yaşadığınız insanlarla aramızdaki problemlerin çözümünün Washington'da, Moskova'da, Cenevre'de aranması bir Müslüman olarak bize çok dokunuyor.
Hele bu problemleri bahane ederek söz konusu gâvurların buralara gelmesi, buraları yerle bir etmesi, Diyar-ı İslam'ı viraneye çevirmesi asla kabul edilecek bir şey değildir.
Böyle olmasından bizler hiç mi sorumlu değiliz?
Yapabileceğimiz bir şeyler yok mudur? Birbirimizi anlamıyoruz da gâvurlar mı aramıza girip anlaştırıyor bizi?