Diyanet İşleri Başkanı Erbaş imam hatipli gençlere hitap etti

Çelebi Dönem Sonu Kamp etkinliğinin açılış programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bizler, kıtaları aşmış bir dine mensup olmanın sorumluluğu ile yaşıyoruz.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı (MÜSDAV) ve ÖNDER İmam Hatipliler Derneği işbirliği ile Anadolu İmam Hatip Liseleri’nde Almanca, Çince, Farsça, Fransızca, İspanyolca, Japonca ve Rusça hazırlık eğitimi alan öğrencilere yönelik olarak yürütülen Çelebi Programı kapsamında eğitim gören öğrencilere hitap etti.

Çevrim içi olarak düzenlenen Çelebi Dönem Sonu Kamp Etkinliğinin açış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, programın hayırlara vesile olmasını dileyerek, “Bugün çok değerli ve azimli bir çabanın neticesi olan Çelebi Programı’nın dönem sonu kampına şahitlik etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Rabbimiz çabalarınızı, başarılarınızı daim kılsın.” dedi.

Çelebi Programını faaliyete geçiren MÜSDAV’a ve katkı sağlayan Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’ne teşekkür eden Başkan Erbaş, “Genç kardeşlerim, çağımızda maruz kaldığımız türlü problemler, suni gündemler, zihinleri ve kalpleri işgal etmeye yeltenen temelsiz fikirler karşısında sizler, ne kadar donanımlı, bilgili ve kültürlü olursanız, o kadar değerli ve güçlü olacaksınız inşallah.” ifadelerini kullandı.

İslam’a ve millete hizmet etmeyi ibadet bilinciyle gerçekleştirmenin ve bunun karşılığını da sadece Allah’tan beklemenin son derece önemli olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “Bu matematik, fizik, coğrafya, lisan olsa da yine ibadettir. Niyetiniz Allah rızası ve millete hizmet ise ders çalışırken ibadet sevabı kazanmaktasınız. Bu inanç ve kararlılıkla aynı gaye uğrunda çalışan ve yapılan çalışmaları geleceğe taşıyacak olan sizlersiniz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bizler, kıtaları aşmış bir dine mensup olmanın sorumluluğu ile yaşıyoruz”

İslam inancının, insanların dilleri, renkleri, coğrafyaları açısından farklı olmasını bir zenginlik olarak gördüğünü ifade eden Başkan Erbaş, şöyle devam etti:

“Bizler kabileleri, ülkeleri ve kıtaları aşmış bir dine mensup olmanın sorumluluğu ile yaşıyoruz. Tarihimiz ve dinimizden bize ilelebet miras kalan bu emanet, bizlere çeşitli sorumluluklar ve görevler yüklemektedir. Yeryüzünde yaşanan her bir güzellik içimizi ısıttığı, gönüllerimizi ferahlattığı gibi yaşanan her bir zulüm, felaket ise kabile, millet, ırk ayrımı yapmaksızın yüreklerimizi burkmaktadır. Bu inanış ve sorumluluk bilinciyle, çağlar boyunca İslam’ın sancaktarları, kıtalar aşmış, milletler dolaşmış ve insanlara hakkını teslim etmek, hakkı tebliğ etmek için çaba sarf etmiştir.”

İslam medeniyetinin bilgi, bilim, ilim, irfan medeniyeti olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, okumayı, anlamayı, aklı kullanmayı, bilgiye sahip olmayı emreden ve tavsiye eden birçok ayet-i kerime ve hadis-i şerifin olduğunu hatırlattı.

Bilginin büyük bir güç olduğunu ve iyiliğe kullanılırsa insanlığa hizmete, hukuk ve ahlak tanımayan insanların elinde ise insanlık için felakete dönüşeceğini dile getiren Başkan Erbaş, “Geçmişe şöyle dönüp baktığımızda İslam’ın insanlığa huzur ve esenlik veren mesajının dünyanın dört bir yanına ulaşmasında ideallerini kuşanmış fedakâr önderleri görürüz. Bu inanç ve azimle Müslüman âlimler, 7. yüzyıldan Rönesans’a kadar yedi asır boyunca ilmin bütün alanlarında insanlığın inkişafına öncülük etmişlerdir. Şimdi bu görev sizlerin omuzlarında ve sizlere bu görevin emanet olduğunu hatırlatmak istiyorum.” diye konuştu.

Günümüzde ülkeler arasında engellerin kalktığını, toplumların kültürlerini birbirine aktarmasının çok daha kolay hale geldiğine işaret eden Başkan Erbaş, değişik sebeplerle milyonlarca insanın hareket halinde olduğunu ve ülkemize de farklı nedenlerle farklı dilleri konuşan, farklı kültürlere sahip milyonlarca insanın geldiğini hatırlatarak, “Çin’den, Japonya’dan, Rusya’dan, Latin Amerika ülkelerinden, Almanya’dan, Fransa’dan ve diğer ülkelerden ülkemizi ziyaret eden misafirlere İslam’ın evrensel barış ve esenlik mesajını kimler anlatacak? Elbette sizler anlatacaksınız.” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, Çelebi Programı’nda öğrencilerin sadece bir yabancı dil öğrenmediğini ve yabancı dil eğitimiyle birlikte medeniyet ve tarih bilgisiyle, coğrafya hakimiyetiyle, inanç sahibi, azim ve mücadeleyi kuşanan, ümmet coğrafyalarını tanıyan bireyler olarak yetiştiklerini kaydetti.

Programın ilk yılında 9 Anadolu İmam Hatip Lisesinden 270 öğrencinin 7 farklı dil sınıfında bir dönemi tamamladığını söyleyen, bilişim ve teknoloji alanında öne çıkan öğrencilerin oluşturduğu Tekno Çelebi ekibini de yakından takip ettiklerini ifade eden Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“İnşallah bu kardeşlerimizin ortaya çıkaracağı yazılımların ve dijital uygulamaların başarılı olacağına ve yeni imkanların oluşacağına inanıyorum. Bu eğitim serüveninin nihai amacı doğrultusunda, imam hatip şuuruyla kardeşlik ve samimiyet bağlarını güçlendirmeyi; sosyal kültürel ve akademik olarak kendini geliştiren ahlak ve maneviyat sahibi gençlerin yetişmesini ve İslam hakikatinin nesillere ve çağlara aktarılması bilinciyle devam etmesini umut ediyorum.”

“İnsanlığa hizmet etmeyi idealinize dahil ediniz”

İnsanın değerinin, peşinden gittiği şeyle ölçüldüğünü ve insanın ideali kadar olduğuna dikkat çeken Başkan Erbaş, “İdealiniz sadece kendinizle ilgili olmasın. Milletinize ve insanlığa hizmet etmeyi de idealinize dahil ediniz. Hangi mesleğe sahip olmayı hedeflerseniz hedefleyin, o mesleği aynı zamanda topluma ve insanlığa hizmet için yapma gayeniz de mutlaka olmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Çelebi demenin, eğitimini tamamlamış, nezaket zarafet sahibi, aklı selim, kalbi selim ve zevki selim bir şahsiyet demek olduğunu belirten Başkan Erbaş, şunları söyledi:

“Sorumluluklarınız sadece yabancı dil öğrenmek ve küresel düzeyde çalışmalar yapmaktan ibaret değildir. Asıl olan bu çalışmaların bir şuur, bilinç ve metoda tabi olmasıdır. Çelebi olmak demek, yabancı dil öğrenmenin yanında en az bir sanat en az bir spor en az bir musiki dalında da kendini yetiştirmek demektir. ‘Oku’ medeniyetinin temsilcisi olmak demektir. Nezaket, zarafet sahibi olmak demektir.”

“Amacınız iyiliklerin çoğalması ve kötülüklerin azalması olsun”

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Başkan Erbaş, “Unutmayınız, gencin süsü güzel ahlakıdır. En küçük davranışlarınızda bile, edep, nezaket ve zarafet olsun. Bütün imkanlarınızla bildiğiniz ve yaşadığınız güzelliklerin hayata taşınması, gayretiniz olsun. Tercihinizi devamlı surette iyilikten yana kullanın. İyiliklerin çoğalması ve kötülüklerin azalması amacınız olsun.” ifadelerini kullandı.

Öğrencileri Diyanet İşleri Başkanlığı’na davet eden Başkan Erbaş, “Böylesine geleceğe ışık tutan, sorumluluğu ağır, idealleri ön plana çıkaran bir çalışmada bu sorumluluğa sahip bir gençlikle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum.” şeklinde konuştu.

Başkan Erbaş, Çelebi Programına katkısı olanlara, öğretmenlere, öğrencilere ve öğrencilerin ailelerine teşekkür etti. Öğrencilere başarılar dileyen Başkan Erbaş, konuşmasının sonunda öğrencilerin sorularını yanıtladı. 


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ankara Haberleri

TUSAŞ saldırısında 3 kişi hayatını kaybetti 14 kişi yaralandı
İşgal rejiminin BM üyeliği iptal edilmeli
Ankara'da Ağrı firmasına ait yolcu otobüsü üst geçide çarptı: 9 ölü, 26 yaralı
​Ankara’da Sezai Karakoç için gıyabi cenaze namazı kılındı
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan yetişkinlere "camide Kur'an" çağrısı