1. Hukuk Müşaviri Selami Açan imzasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, 24 Nisan Cuma Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın Ankara Hacı Bayram Camii'nde "Ramazan Sabır ve İrade Eğitimi" konulu, cuma namazı öncesi irad ettiği hutbede yer alan ifadelere yer verildi.
Suç duyurusu dilekçesinde, "(Başkan Erbaş'ın) halkımıza İslam'ın evrensel emir ve mesajlarını iletmesi üzerine İslam dinine, İslam dinine inanan Müslümanlara, Başkanımıza ve Başkanlığımıza karşı Ankara Barosu Başkanlığınca sosyal paylaşım siteleri ve Ankara Barosunun resmî web sayfası üzerinden çirkin bir şekilde pervasızca saldırılarda bulunulmuştur" ifadesine yer verildi.
Ankara Barosu yetkililerinin sosyal medya hesaplarından paylaştığı açıklamaya da yer verilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
Paylaşımıyla şüphelinin, kamusal görevlerinden dolayı Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş'a ve Başkalığımıza yönelik tahkir edici, küçük düşürücü, alaycı ve hakaretamiz söylemiyle kamu görevlisine alenen hakarette bulunduğu tespit edilmiştir. Anayasanın 136'ncı maddesinden almış olduğu yetki ve görevi nedeniyle milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanunu olan 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 1'inci ve 3'üncü maddesi ile İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan ve dini alandaki kamu hizmetini vatandaşlara ulaştıran anayasal bir kuruluş olan Başkanlığımıza ve Başkanlığın en üst amiri olan Diyanet İşleri Başkanımıza yürütmekte olduğu kamusal görevlerinden dolayı alenen hakaret edilmiştir. Aynı açıklamada millet geçmişimize, inanç değerlerimiz kutsallarımıza açıkça hakaretler edilmektedir.
Şüphelinin hakaret içeren açıklamaları facebook hesabından paylaştığı, paylaşım ve yazıda geçen sözlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10'uncu maddesi kapsamına uygun düşünce, eleştiri ve ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kalmadığı, tahkir edici, sert ve incitici mahiyette olduğu ve Başkanımızın şerefine ve saygınlığına saldırı niteliğinde olduğu ve Başkanımızın yerine getirmiş olduğu kamu görevi nedeniyle hakaret edildiği açıktır.
Şüpheli tüzel kişi ve yetkili organları şikayete konu paylaşımı ile toplum nezdinde ve sosyal medyada büyük tepkiye yola açan ve halk arasında infiale sebep olan; İslam dinini, İslam dinine inanan Müslümanları ve kutsal kitabı olan Kur'an-ı Kerim'deki emir ve yasakları hakkında hakaretamiz bir şekilde aşağılayıcı, tahrik edici, nefret ve ayrımcılık içerikli paylaşımda bulunarak, Türk Ceza Kanunu'nun 122, 125 ve 216'ncı maddelerinde belirtilen 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, nefret ve ayırımcılık ile hakaret' suçlarını işleyerek, şüphelinin tahammül edilmesi imkansız alaycı hakaret ve ithamları içerir paylaşımı birden fazla kişiye ulaşarak toplumun muayyen bir kesiminin aşağılanmasına, toplum önünde küçük düşürülmesine ve yıpratılmasına sebep olmuştur.
"Re'sen soruşturma ve kovuşturma başlatılmalı"
TCK 131/1'inci maddesi gereğince, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olmadığı ve re'sen yapılacağının Yargıtay içtihatları ile de sabit hale geldiği belirtilen dilekçede, "Bu nedenlerle, din konusunda toplumu aydınlatmakla görevli, halk nazarında saygın ve itibarlı, önder konumundaki Diyanet İşleri Başkanımıza alenen hakaret eden şüpheli hakkında re'sen kamu görevlisine alenen hakaret suçundan soruşturma ve kovuşturma başlatılması kamusal önem arz etmektedir." ifadeleri kullanıldı.
Dilekçede, Ankara Barosu ve yetkili organlarının TCK'nin ilgili maddeleri uyarınca halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek veya aşağılayarak toplumda nefret ve ayırımcılığa yol açarak kamu çalışanına görevinden dolayı alenen hakaret suçundan soruşturma ve kovuşturma başlatılması talep edildi.
İLKHA