Başörtü meselesinin herkesin kırmızı çizgisi olduğuna dikkat çeken Evsen, başörtüsüne yönelik çirkin ifadelerin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Evsen, "Türkiye yüzde 99 Müslüman olan bir ülkedir. Geçtiğimiz günlerde EBA TV'de yayınlanan program akışına anlayabilmemiz imkân dâhilinde değildir. Çünkü orada hem başörtü hem de başı açık olan kardeşlerimiz derslerini vermişlerdir. Buradaki amaç öğrencilere faydalı olan bazı şeylerin yapılmasıdır. Bunun farklı noktaya çekilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Herkesin bunu böyle bilmesi gerekiyor." dedi.
Memur-Sen'in Türkiye genelinde yaklaşık 12 milyonluk imzayla kılık kıyafet serbestisinin getirilmesine yönelik çalışmasını hatırlatan Evsen, "Malumunuz olduğu üzere Memur-Sen'in Türkiye genelinde yaklaşık 12 milyonluk imzayla kılık kıyafet serbestisinin getirilmesine yönelik çalışması ile bir yönetmenlik hasıl olmuş, yönetmenliğin sonucuna göre de öğretmenler ve devlet memurları bulundukları konumlarda başörtülü çalışabiliyorlar. EBA TV'de de çalışan kardeşlerimiz bu noktada kendini ön plana çıkarmışlardır." ifadelerini kullandı.
"Ayrımcılık yapanların cezalandırılması gerekiyor"
Başörtülü öğretmen hakkında kanalda çirkin sözler kullanan şahısların adli bir süreçten geçmesi gerektiğini belirten Evsen, Türkiye'nin 1970-80'li Türkiye'den farklı olduğunu söyledi.
Evsen, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz bazı mihrakların bunu farklı bir noktaya çekmesini, özellikle televizyon programı yapan bazı insanların bununla ilgili yüksek sesle düşmanlıklarını belirtmelerini ve anlamlandırmalarını anlayamıyoruz. Özellikle adı geçen kanaldaki şahısların adli bir süreçten geçmesi gerekiyor. Biz 1970-1980'lerin Türkiye'si değiliz. Artık bazı şeyleri aşmamız gerekiyor. İlmin, bilimin aydınlığını konuşulması gerektiği bir süreçte insanların başörtüyle ilgili böylesi durumlara kapılması anlaşılabilir bir durum değildir. Kimse bu tür algılar üzerinden birilerini hizaya çekme ve insanları böylesine tahkir edip hedef gösterme hakkına sahip değildir. Bu tür ayrımcılık yapanların cezalandırılması gerekiyor. "
Bu şahıslar hakkında yasal süreçler içerisinde hesap sorulması gerektiğini vurgulayan Evsen, "Bizler bu konuyla ilgili zaten genel merkezimiz üzerinden onları mahkemeye verdik. Yasal süreçler içerisinde onlardan hesap sorulmasını istiyoruz. Kim olursa olsun bir siyasi yapının veyahut başka çevrelerin bu noktada eylemlerini ön plana koyarak başka kesimleri ötekileştirmesinin bir mantığı yoktur. Türkiye ülkesi karanlıklar ülkesi değildir. Biz bu tür olayları görmek istemiyoruz" diye konuştu.
"Hükümetten başörtüyü bir yasaya tabi tutmasını istiyoruz"
Gelecekte farklı sıkıntıların olmaması için başörtü meselesinin anayasal bir güvenceye alınması gerektiğini ifade eden Evsen, şunları söyledi:
"Başörtüsü konusunda şu ana kadar yönetmenlikle bir düzenleme yapılmıştı. Bunun yönetmelikte yapılmış olmasını bazı çevrelerin hazmedemediğini açık ve net bir şekilde görüyoruz. Bu nedenle bu konunun bir an önce yasal bir çerçeveye kavuşturulması ve tüm yasal haklarımızın kullanılması noktasında önümüzün açılmasını talep ediyoruz. Olması gereken hukuki düzenlemelerin içerisine başörtüsü ve kılık kıyafet serbestisinin açık ve net bir şekilde herkesin anlayacağı ve göreceği şekilde ortaya konmasıdır. Hükümetten talebimiz; yarın öbür gün farklı sıkıntılarla karşılaşmamak için başörtü meselesini açık ve net bir şekilde yasal bir süreç içerisinde konumlandırılmasını ve bir yasaya tabi tutulmasıdır."
İLKHA