Dicle Üniversitesinde basın açıklaması düzenleyen Eğitim Bir-Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Başkanı Yüksel Gümüş; ÖSYM, Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi gibi kurumların yapacakları sınavlarda Dicle Üniversitesi idari personellerine "sınav görevi vermeme" kararı alınmış olunmasının kendilerini hem üzdüklerini hem de endişelendirdiklerini belirtti.
Dicle Üniversitesi kampus içinde bulunan ÖSYM Diyarbakır İl Koordinatörlüğü önünde yapılan basın açıklamasına, Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Başkanı Yüksel GÜMÜŞ, Üniversite İdari Personel Sendikası Güneydoğu Anadolu Şube Başkanı Kerbela Yalçın ve idari personeller katıldı.
Yapılan basın açıklamasını Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Başkanı Yüksel Gümüş okudu.
İdari personellerinin birçok sosyal ve mali haklardan yeterince faydalanamamakta ve adaletsizliklerle karşılaşmakta olduğunu söyleyen Gümüş, "Bugüne kadar geliştirme ödeneğinden, üniversite tazminatından hiçbir şekilde faydalanamamış, üniversiteler arası nakil başta olmak üzere özlük haklarından bile mahrum bırakılmıştır. Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda, idari personele yapılan sınav görevlendirmelerinde ödenen sınav ücretinin, idari personel için fazla görülmesi anlaşılır bir durum değildir. Bu zor zamanlarda, idari personelin emeği, gösterdiği fedakârlık ve üstlendiği sorumluluklar göz önünde alındığında, onlara daha fazla destek ve adaletin sağlanması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
"İdari personellerinin üniversiteler arası nakil başta olmak üzere özlük haklarından bile mahrum bırakılmıştır"
Gümüş, "Bununla beraber, son zamanlarda, üniversitemizde ÖSYM, Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi gibi kurumların yapacakları sınavlarda idari personele sınav görevi vermeme kararı almış olması bizi derinden üzmüş ve endişelendirmiştir. Bu kararların arkasında yatan temel sorunlardan biri, görevlendirmelerin şeffaf ve adil olmayan bir süreçte gerçekleşmesidir. Görevlendirmelerdeki belirsizlik ve adaletsizlik algısı, kurum içi huzursuzluğa ve güven kaybına neden olmaktadır. Üstelik, bilinmelidir ki, üniversitelerdeki idari personelin çoğunluğu en az lisans mezunu nitelikli bireylerden oluşmaktadır. Bu kişiler, genellikle çeşitli disiplinlerde yüksek öğrenim almış, mesleki tecrübeye sahip olan bireylerdir. Ayrıca birçok idari personel, yüksek lisans veya doktora gibi ileri düzeyde eğitim almış ve uzmanlık alanlarında derinlemesine bilgi sahibidirler. Ancak, bu nitelikli personelin, hak ettikleri değeri görmesi ve iş koşullarının adil olması konusunda ciddi sorunlar vardır. Çoğu zaman, idari personel, hakları konusunda yeterince desteklenmezler. Bu durum, motivasyonlarını düşürmekte ve üniversiteye olan bağlılıklarını azaltmaktadır." şeklinde konuştu.
İdari personelin niteliklerinin ve katkılarının takdir edilmesi ve adil bir şekilde değerlendirilmesi önemli olduğunu altını çizen Gümüş, "İdari personelin hak ettiği değeri görmesi, kurumun genel başarısını artırır ve çalışanların motivasyonunu artırır. Bu da üniversitelerin daha etkili ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlar. İdari personelin sınav görevlerine atanması konusunda yaşanan adaletsizlikler, özellikle dikkate alınması gereken bir diğer noktadır. Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere birçok kamu kurumu, sınavlarında görevlendirme yaparken öncelikle kendi personellerini tercih etmektedir. Fakat, üniversitemizde ise durum farklılık göstermekte ve kurum dışından görevlendirme yapılması yaygınlaşmaktadır. Bu durum, idari personelin kurumlarına duydukları bağlılığı sorgulamalarına neden olmakta ve adil olmayan bir uygulama olarak algılanmaktadır." diye belirtti.
Kurum dışından yapılan görevlendirmelerin artması idari personelin motivasyonunu ve bağlılığını olumsuz yönde etkilemekte olduğunu aktaran Gümüş, "Bu arkadaşlarımız, kurumlarını ve misyonunu daha iyi tanıyan, öğrenci ve personel ile daha yakın ilişkiler kurabilen bireylerdir. Bu nedenle, sınav görevlendirmelerinde kendi personellerine öncelik verilmesi, kurum içi iş birliğini artırır ve personelin kuruma olan bağlılığını güçlendirir. Kurum içindeki personel, kurumun işleyişi ve değerleri konusunda daha derin bir anlayışa sahip olduğu için dışarıdan görevlendirilenlere göre daha etkin ve verimli olurlar. Bu nedenle, idari personelin sınav görevlerinde tercih edilmesi, işlerin daha düzenli ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlar." dedi.
"İdari personelin sınav görevlerine atanması konusunda yaşanan adaletsizlikler, dikkate alınması gereken bir noktadır"
Gümüş, "Üniversitelerde sınavlarda idari personelin rolü, yalnızca salon başkanlığı veya gözetmenlik gibi doğrudan görevlerle sınırlı değildir. İdari personel, aynı zamanda sınavların düzenli ve sorunsuz bir şekilde yürütülmesi için hayati önem taşıyan bina yöneticiliği, cihaz yöneticiliği, kuryelik, teknik destek ve temizlik gibi kritik görevleri de üstlenmektedir. Bu roller, sınav ortamının kalitesini ve güvenliğini doğrudan etkilemektedir. İdari personelin bu görevleri yerine getirme yetkinliği, sınavların başarıyla gerçekleştirilmesinin temel taşlarından biridir. Eğer bu görevler, deneyimli ve bilgili idari personel tarafından yerine getirilmezse, sınavların sağlıklı ve adil bir şekilde yürütülmesi ciddi şekilde riske girebilir. Örneğin, bina yöneticiliği ve cihaz yöneticiliği gibi rollerin etkin bir şekilde icra edilmemesi durumunda, teknik arızalar veya organizasyon hataları gibi sorunlar meydana gelebilir. Bu da sınav sürecinin bütünlüğünü tehlikeye atarak, öğrencilerin sınav performansını olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca sınav ortamının düzeni ve temizliği, öğrencilerin konsantrasyonunu ve genel sınav deneyimini doğrudan etkileyen faktörler arasındadır. Bu yüzden idari personelin bu rolleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi, sınavların adil ve düzenli bir ortamda gerçekleştirilmesi için elzemdir." şeklinde konuştu.
Gümüş, konuşmasını son olarak şu şekilde sürdürdü:
"Bu bağlamda, üniversitemizde ve diğer eğitim kurumlarında idari personelin sınav görevlerine atanmaları, sadece adaletli bir uygulama değil, aynı zamanda sınavların sağlıklı ve verimli bir biçimde yürütülmesinin de garantisi olacaktır. Kış mevsiminde üniversite kampüslerinde sınavların düzenlendiği binaların ısınması için kazanların yakılması işlemi de idari personel tarafından yürütülür. Bu işlem, sınavların yapıldığı ortamın sıcaklık koşullarını uygun seviyede tutarak hem öğrencilerin hem de sınav görevlilerinin konforunu sağlamakta ve sınav performansını olumlu yönde etkilemektedir. Kış aylarında yapılan sınavlarda, idari personelin bu görevi yerine getirmemesi durumunda, binaların yeterince ısıtılamaması öğrencilerin dikkatini dağıtabilir ve sınav sonuçları üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, idari personelin sınavlarda üstlendiği roller, sadece akademik yönetim ve denetimle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda fiziksel ortamın uygunluğunu da içermektedir. Bu rollerin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi, öğrencilerin adil ve uygun koşullarda sınavlara tabi tutulmalarını garantiler. Son olarak, üniversitemizin idari personeline yönelik bu yanlış uygulamadan vazgeçilmediği takdirde, belirttiğimiz kritik görevleri boykot edeceğimizi açıkça ifade etmek isteriz. Bu durumda, sınavların düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesi konusundaki sorumluluk tamamen ilgililerin üzerinde olacaktır."