Her yıl nisan ayında Türkiye başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde yüzbinlerce Peygamber sevdalısı halkın katılımıyla açık alanlarda "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" temasıyla mevlid programı düzenleyen Peygamber Sevdalıları Vakfı, bu yıl dünyayı etkisi altına alan Coronavirus (Covid-19) salgını nedeniyle mevlid etkinliğini medya üzerinden gerçekleştirdi.
Rehber TV ve @psevdalilari yayını üzerinden Peygamber âşıklarıyla "Örnek Aile Rehberi Hazreti Muhammed" temalısıyla mevlid etkinliğinde buluşan Peygamber Sevdalıları, bu yıl da Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vessellem)'in dünyaya teşrifinin 1449'uncu yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladı.
Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın medya üzerinden finalini gerçekleştirdiği "Örnek Aile Rehberi Hazreti Muhammed" temalı "Medya Mevlid Buluşmaları" etkinliğinde yapılan konuşmalarda önemli mesajlar verildi.
Etkinliği ekranları başında takip eden milyonlarca Peygamber sevdalısı halk, program süresince göndermiş olduğu fotoğraf ve videolar ile Hazreti Peygamber'e olan sevgisini bir kez daha göstermiş oldu.
Rehber TV ekranlarında, sunuculuğunu Mehmet Emin Gülsever'in yaptığı ve sosyal mesafe kuralına riayet edilen "Örnek Aile Rehberi Hazreti Muhammed" temalı etkinlik, saat 21.00'de başladı.
Ömer Akgül Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte sık sık salâvatlar getirilirken, Nezir Güler ve İbrahim Akbaş tarafından mevlid okundu.
Programda, ilahi sanatçılardan Özcan Güner "Salla Alaykellahu ve Sellemi" ve Bilal Dalkılıç "Haydi ümmet Muhammed'i sevdaya" eserlerini seslendirdi.
Her sene farklı konularla gerçekleştirilen etkinliğin mesajı, Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Yahya Ograş tarafından okundu.
Aile kurumunun yeniden ihya edilmesi, kardeşlik olgusunun kuvvetlendirilmesi ile Kur'an ve Sünnetin rehber gösterildiği mesajda, dini kudsiyete sahip çıkılması gerektiğine ve adalet kavramlarına vurgu yapıldı.
Ograş, okuduğu mesajı şu şekilde sıraladı:
1- Ülfet ve muhabbet ile; Saadet-i Dareyn'in kaynağı "aile kurumunu" yeniden ihya etmek gerekir.
Aile; sağlıklı toplumun temeli, fertlerin huzur ve mutluluk kaynağıdır. "Kendilerinde sükûnet bulup huzura eresiniz diye, kendi cinsinizden eşler yaratıp, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun ayetlerindendir." (Rum-21) Yüce İslam Peygamberi'nin "Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır." Nebevi mesajına kulak vermek ve hayırda yarışmak gerekir.
2- Uhuvvet ve muavenet ile, muhacir olmuş kardeşlerimize ensar olmak gerekir.
Yurtları başlarına yıkılan, şehirleri talan edilen, ocakları dağıtılan mazlumlar "sığıntı" ve yük değildir; bilakis Haşir Suresi'nin 9'uncu ayetinin müjdesiyle belki kurtuluşumuzun vesilesidirler. "Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir."
3- Sulh ve selamet; ancak Rabbimizin bizden istediği kardeşliğin tesisi ve gereğini yerine getirmek ile İslam beldelerinde gerçekleşecektir.
"Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (Hucurat-10) "Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim, kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa Allah da o sebeple onu kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır. Kim bir Müslümanı örterse Allah da onu kıyamet günü örter." (Buhari, Müslim, Ebu Davut ve Tirmizi)
Hiçbir anlaşma, bireysel maslahat, uluslararası ilişkiler; zalimleri ve İslam düşmanlarını Müslüman kardeşine tercih etme hakkını bizlere vermez. Tüm dünyanın güvenli bir barış yurdu olması ancak İslam'ın başta İslam ülkeleri olmak üzere dünyaya hâkim olması ile mümkündür.
4- Marifet ve hikmet; Kelamullah'ı rehber, Sünnet-i Seniyye'yi yol bilmektir.
Kur'an ne yapmamız gerektiğini, hadisler de nasıl yapacağımızı gösterir. "De ki; Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Al-i İmran-31)
"Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarıldığınız müddetçe dalalete düşmezsiniz." (Veda Hutbesinden) Karanlığın kol gezdiği, batıl ideoloji ve yolların fikriyatımızı körelttiği bir çağda marifet; inanç, düşünce, fikir ve duruşumuzu Kur'an'a uydurmaktır. Yolların çoğaldığı, tefrikanın kışkırtıldığı, cehaletin kör bir örtü gibi bizi kuşattığı son demde hikmet; doğru istikameti ve "Nebevi Yöntem"i yol edinmektir.
5- Şeref ve izzet; Din-i Mübin'in kudsiyetini fedakârane muhafaza etmektedir.
İzzet Allah'a, Resulüne ve mü'minlere aittir. "Mü'minleri bırakıp da kafirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir." (Nisa-139) Mescid-i Aksa ve Kudüs; Peygamberlerin mirası, Hz. Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in müjdesi, bütün semavi dinlerin huzurgâhıdır. Beytül Makdis; Selahaddin-i Eyyubi'nin rüyası, Müslümanların ilk kıblesi, izzeti ve onurudur. Kudüs davası, Müslümanlar için vazgeçilmez itikadi bir meseledir. Kudüs sevdamız, tüm hesaplardan bağımsız, şerefli bir duruşun nişanesidir. Emperyal güçlerin "Yüzyılın Anlaşması" adıyla tedavüle sokmaya çalıştıkları sözde barış planı "yüzyılın yıkım ve ihanet anlaşmasıdır" ve şerefli Müslümanların nezdinde yok hükmündedir. Allah (Celle Celaluhu) tarafından mübarek kılınan Beytül Makdis'i kurtarmak her Müslümanın vefa borcudur. Müslümanlar olarak Kudüs'ün kurtuluşu uğruna ödenecek her bedele hazır olduğumuzu ilan ediyoruz.
6- Zenginlik ve servet, halkın arasında adalet ve hakkaniyetle dağıtılmalıdır.
Ülkenin gelir ve zenginlikleri tüm fertlerin ortak hakkıdır. Elit zümrelerin zenginliklerini artırdıkları, öte taraftan mazlumların kuru ekmeğe muhtaç bırakıldığı toplumların sulh içinde birlikteliklerini devam ettirmesi mümkün değildir. "Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (Araf Suresi-31) ilahi fermanı adil ekonomik sistemin can damarıdır. Her maaş ve ücretin, zaruri ve asgari ihtiyaçların karşılanmasına yetecek miktarda olmalıdır. İnanıyoruz ki Hazreti Ali (Radıyallahu Anhu)'nin buyurduğu gibi "Dünyanın herhangi bir yerinde bir lokma ekmeğe muhtaç biri varsa, mutlaka başka bir köşesinde ihtiyacından fazla tüketen veya stoklayan birileri vardır." Beşerî sistemlerin vaadettikleri hürriyet, refah ve eşitlik gelmedi. Fakirler daha fakirleşti, insanlar artık kendi memleketlerinde bile hürriyetten mahrum kaldı. Eşitlik ise onların memleketinde bile yok. Hırsızlık ve gaspın, akla gelmedik yöntemlerini keşfedip talanlarını arttırdılar.
Öyleyse, bütün dünyaya dayattıkları mevcut iktisadi sistem terk edilmeli; servetin sadece bir zümrenin arasında dolaşan bir devlet olmaktan çıktığı, israf ve zulmün olmadığı, hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı, herkesin hakkına kavuştuğu faizsiz ve adil bir sisteme bir an önce geçilmelidir."
İlahi sanatçıları mesaj sonrası eserlerini seslendirdiler
6 ana başlıkta okunan mesajın ardından İbrahim Akbaş, mevlit etkinliklerinin vazgeçilmez eseri olan "Kané Muhammed Mustafa" ezgisini müteakip Musab Şanlı tarafından "Selatu Selam" eseri seslendirildi.
"Hikmet dersi almak istiyorsak Resulullah'ı örnek almalıyız"
"Örnek Aile Rehberi Hazreti Muhammed" temasıyla düzenlenen programda Peygamberimizin aile ve kadına verdiği öneme dikkat çeken Molla Recai Güler, Covid-19 salgınından dolayı evde geçirilen zaman içerisinde aile reislerinin bu süreci iyi değerlendirmeleri konusuna vurgu yaptı.
Aile saadeti ve eğitimi hususunda en büyük örneğin Hazreti Muhammed olduğunu belirten Güler, "Eğer siz huzur görmek, hakkı tanımak, eşler ve kadınlar arasındaki eşitliği görmek istiyorsanız gelin hep beraber Peygamber Aleyhisselatu Vesselam'ın hayatına bakalım. Eğer bizler hikmet dersi almak istiyorsak Resulullah'ı örnek almalı, sünnet-i seniyyesinin önünde oturmalı ve huzurun aile içerisine nasıl gireceğini ondan öğrenmeliyiz." dedi.
"Her zamankinden daha fazla Hazreti Peygamberin sünnetine ve yaşantısına ihtiyacımız var"
Aile üzerindeki kirli planlara karşı hayatlara sünnet-i seniyyenin uygulanması gerektiğini hatırlatan Güler, "O pis, kokuşmuş fikir ve düşünceler ile huzuru aile içerisinde tesis edemeyiz. Çünkü bugüne kadar bu pis ve kokuşmuş fikir sahiplerinin insanlara hiçbir faydası dokunmamıştır. Bundan dolayı her zamankinden daha fazla Peygamber Aleyhisselatu Vesselam'ın sünnetine ve yaşantısına ihtiyacımız var. Bu zor, zahmet ve meşakkatli; evimize kapandığımız, çocuklarımızla daha fazla vakit geçirdiğimiz günleri fırsat olarak bilmeliyiz. Çocuklarımızı etrafımıza toplayarak sünnet-i seniyyenin dersini vermeliyiz." ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından sahne alan Derviş Madsor ve Nurullah Ürün "Deka béjın" ile "Hazreti Muhammed" isimli eserleri seslendirdiler.
Şer odaklarının aile kurumuna yönelik gerçekleştirdikleri ifsad çalışmalarına değinen ilahiyatçı Molla Ömer Çelik Hoca, yaptığı konuşmasında sağlıklı bir neslin ancak sağlıklı bir aile ortamında yetişebileceğini ve bunun için de Peygamber Efendimizin örnek aile rehberine bakılması gerektiğine vurgu yaptı.
Çelik, "Kendi bekasını ve ayakta kalmasını toplumların ifsad edilmesi üzerine bağlayan bu şer güçler, Müslüman ve gayri Müslüman toplumlarda aileyi ifsad etmek, ortadan kaldırmak ve aile içi güvensizlik tohumlarını ekmek için elinden gelen bütün çabayı gösteriyorlar. Medyadan istifade ederek görsel, işitsel ve sosyal medya üzerinden olumsuz algılar oluşturuyor, aile kurumunun temeline dinamit yerleştiriyorlar." şeklinde konuştu.
"Sağlıklı bir nesil ancak sağlıklı bir aile ortamında yetişir"
Şer güçlerin birçok dünya ülkesinde başarılı olduğuna dikkat çeken Çelik, "Bugün Avrupa'da aile kurumundan bahsetmek neredeyse mümkün değil. Yine maalesef ülkemizde de adına LGBT dedikleri bir kısım ifsad, dernek, vakıf, görsel medya aracılığıyla ve İstanbul Sözleşmesi ile ailenin temellerine dinamit yerleştirmeye çalıştılar. Oysa bizler sağlıklı bir neslin ancak sağlıklı bir aile ortamında yetişeceğine inanıyoruz." dedi.
"Sağlam bir nesil istiyorsak Peygamber Efendimizin örnek aile rehberliğine bakmamız gerekir"
Yapılan yanlıştan dönülmesi için yetkililere seslenen Çelik, "Bu sözleşmeden geri dönün! Ne bu dünyada ne de ahirette bu vebalin altından çıkamazsınız. 15-20 yıl sonra ülke, vatan ve toprağın kendisi için hiçbir anlam ifade etmediği bir nesil, bir toplum yetişecek. Bunun vebali de sizin boynunuza girecek. Sağlam bir nesil istiyorsak adres Allah Resulü Peygamber Efendimizin örnek aile rehberliğine bakmamız gerekir." ifadelerini kullandı.
İlahi ses sanatçılarından M. Ali Oğuz ve Bilal Gülerin seslendirdikleri "Her Nisan'ın Yirmisinde" ile "Merhaba" ilahi ve ezgiler ile devam eden program, Molla Remzi Uçar'ın yaptığı dua ile sona erdi.