Diyarbakır STK'ları işgal rejimi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu

Diyarbakır'da bir araya gelen İslami sivil toplum kuruluşları işgal rejiminin Filistin'de yaptığı katliama ilişkin savcılığa suç duyurunda bulundu.

Bugün itibariyle 19 gündür Filistin'e yönelik katliamlarını devam ettiren işgal rejimi, başta savaş suçu olarak kabul edilen yasaklanmış fosfor bombaları olmak üzere Gazze şeridinin ablukaya alınarak bölgeye elektrik, su ve yakıt gibi ihtiyaçların karşılanmasını engellemek, hastaneleri bombalamak gibi suçları işlemeye devam ediyor.


Söz konusu suçların işlenmesi gerekçesiyle işgal rejiminin sözde Cumhurbaşkanı yitzak hertzog, başbakanı benjamin netanyahu, başbakan yardımcısı ve adalet bakanı yariv levin, içişleri bakanı moşe arbel, savunma bakanı yoav gallant, istihbarat bakanı gila gamliel, ulusal güvenlik bakanı ıtamar ben-gvir, dışişleri bakanı eli cohen, genelkurmay başkanı general herzi halevi, kara kuvvetleri komutanı tümgeneral kobi barak, israil hava kuvvetleri general amir eshel, israil deniz kuvvetleri komutanı aluf eli sharvit ve ilgili ateşli silahların kullanımına ilişkin destek sağlayanlar hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.

"İşgalci israil, hava saldırısı ile yetinmeyip Gazze halkına giden insani yardımları durdurdu"

Diyarbakır Adliyesi önünde suç duyurusuna ilişkin hazırlanan basın açıklamasını Diyarbakır İslami STK Platformları adına Avukat Mahmut Aytekin okudu.

İşgal rejiminin uzun yıllardan bu yana Filistin topraklarını işgal etmek sureti ile bugüne kadar binlerce insanı öldürdüğünü ve birçok insanı yaraladığını belirten Aytekin, bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uyguladığını ifade ederek birkaç yılda bir gerçekleştirilen ve sistematik hale gelen bombardımanlarla Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlediğini söyledi.

7 Ekimden bu yana işgalci rejiminin silahsız ve savunmasız Gazze halkını havadan ve karadan hedef gözetmeksizin bombalamaya başladığının altını çizen Aytekin, "İşgalci israil, hava saldırısı ile yetinmeyip Gazze halkına giden insani yardımları durdurduğu gibi israil savunma bakanı 9 Ekimde yaptığı açıklamada 'Gazze şeridinin tam ablukaya alınacağını ve bölgeye elektrik, yakıt ve su sağlanmayacağını' kamuoyuna duyurmuştur." dedi.

"Sivilleri hedef alarak binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir"

Avukat Aytekin, "İsrail Savunma Bakanı aynı zamanda Gazze halkını insan gibi görmediklerini açıkça deklare etmiş ve yaptığı açıklamada 'İnsansı hayvanlar ile savaşıyoruz' diyerek Gazze halkı özelinde tüm Filistin halkına devlet olarak bakış açılarını açıkça ortaya koymuştur. Bu süreçte İsrail hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir." ifadelerini kullandı.

İşgal rejiminin tüm bu savaş suçlarını işlerken havadan ve karadan yaptığı bombalama eylemlerinde kimyasal silah olarak kabul edilen ve savaşan unsurlara karşı dahi kullanılması yasak olan fosfor bombası kullanmak suretiyle açık ve inkâr edilemez bir savaş suçu işlediğine dikkat çeken Aytekin, "Tüm dünya İsrail tarafından işlenen insanlık suçlarını izlerken suçlarının yaptırımsız kalacağından emin olan İsrail 17 Ekim günü insanlık tarihinin en karanlık, vicdan sızlatan eylemlerinden birine imza atmış, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve bu insanların bombalanmayacağı düşüncesi ile sığındıkları hastaneyi bombalamak suretiyle henüz tam rakam belli olmasa da çoğu çocuklardan oluşan 600'den fazla insanın ölümü ve binlerce insanların yaralanmasına sebebiyet vermiştir." şeklinde konuştu.

"Şüpheliler hakkında gerekli tahkikat ve soruşturmanın yapılmasını talep ediyoruz"

Uluslararası sözleşmelere rağmen işgal rejiminin Filistin halkını topyekûn yok etme ve özellikle Gazze şeridinden sivil halkı sürgün etme gayesiyle doğrudan sivil insanları, özellikle çocukları hedef almak suretiyle Gazze halkına karşı açık bir soykırıma giriştiğine vurgu yapan Aytekin, şunları söyledi:

"Sivil halkın elektrik, su ve gazının kesilerek insani yardım koridorunun dahi kapatılmış olması topyekûn bir ölüm hedefi ile hareket ettiğinin açık göstergesidir. Savaşın masumları çocukların açık hedef haline getirilmesi ve tüm Filistin halkına yönelik kullanılan 'insansı hayvanlar' sözü dahi söz konusu suçu işleyen şüphelilerin amaçlarını açıkça ortaya koymaktadır."

Aytekin, "Yukarıda izah edilen sebeplerle; 7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar dilekçemizde zikredilen eylemleri gerçekleştiren ve tarafımızca bir kısmı tespit edilebilen tüm şüpheliler hakkında gerekli tahkikat ve soruşturmanın yapılarak ilgili suçlar ve resen tespit olunacak başkaca suçlar sebebiyle haklarında kamu davasının açılmasını, söz konusu suçların işlenmesinde yetki ve sorumluluğu olan ve emir komuta zinciri içerisinde doğrudan suça iştirak eden diğer faillerin de tespiti ile şüpheli sıfatı ile soruşturma dosyasına dâhil edilmesini Diyarbakır İslami STK platformları adına talep ediyoruz." dedi. (İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri

Diyarbakır'da "Ümmü Gülsüm" programı düzenlendi
Diyarbakır Memur-Sen'den işten çıkarılan belediye işçilerine destek
Diyarbakır Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi 479 bin hastaya hizmet verdi
CHP, geçmişiyle uyumlu siyaset güden bir partidir
Diyarbakır TESSEP Temsilciliği, topladıkları paraları Gazze'ye bağışladı