DİYARBAKIR - Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'ne bağlı Belde, köy ve mezralarda bağbozumunda son aşamaya gelindi. Toplanan şire üzümünden özellikle kış mevsiminde bol bol yenilen pestil, pekmez ile bademli ve cevizli sucuk yapılmaya başlandı.
Bağlarında bulunan üzümleri toplayan Silvan'ın Dolapdere köyüne bağlı Erkenciler mezrası sakinleri, bağ bozumu ve pestil geleneğinin yüzlerce yıldır sürdüğünü söyleyerek, elleri ile yetiştirdikleri ürünlerin tatlarının çok güzel olduğunu belirttiler.
Silvan İlçesi'ne bağlı belde ve köylerde son aşamaya gelen bağ bozumunda, yöre halkı üzümlerin tamamını klasik yöntemlerle topluyor. Esar-mahser denilen havuzlarda insan gücüyle ezilen üzümlerden elde edilen şire, büyük kazanlarda kaynatıldıktan sonra bezler üzerine serilip güneşte kurutularak pestil haline getiriliyor.
İlke Haber Ajansı (İLKHA) kameralarını çevirdiğimiz köylüler yüz yıllardır dedelerinden, babalarından öğrendikleri bağ bozumu geleneğini devam ettirdiklerini ve üzüm toplanmasından, şire yapılmasına, pestilden, cevizli ve bademli sucuk yapımına kadar bağ bozumu ile ilgili bilinmesi gerekenlerin tümünü anlattılar.
Erkenciler mezrasında uzun yıllardan beri bağcılık yapan Hacı Hüseyin, bölgede 'bastık' olarak isimlendirilen pestilin nasıl yapıldığını şöyle anlattı:
"Aile fertlerimizle topladığımız üzümleri 'esar-mahser' denilen havuzda insan gücüyle ezilir. Elde edilen üzüm şiresi, daha sonra süzülür ve kaynatılır. Kaynayan şirey daha sonra un ilave edilerek pestil, sucuk, kesme için gerekli işlem başlar. Sonra da bunlar beyaz bir bez üstüne serilerek güneşte kurumaya bırakılır. 3 gün sonra bunlar bezden sökülür."
Pestilin çeşitlerinin olduğunu ve karışık yapılabileceğini söyleyen Hacı Hüseyin, "Pekmez de aynen bu şekilde elde edilir, ama un katılmadan şire kaynamaya verilir. Daha sonra malez meydana gelir. Burada insan gücüyle ürettiğimiz pestil, pekmez ve cevizli sucukları aile fertlerimiz arasında bölüştürüyoruz." ifadelerini kullandı.
Cevizli ve bademli sucuğun yapımını ise şöyle anlatan Hacı Amca, " Önce ceviz veya bademlerimizin içini çıkararak yıkıyoruz ve iplerden geçiriyoruz. Daha sonra ceviz ve bademlerdeki suyun ilerde küflenmemesi için kurutmaya bırakıyoruz. Kazanlarda kaynattığımız ve içine un ilave ederek hazırladığımız kazanın içine ceviz ve ya bademlerimizi batırıyoruz. Ardından iplerinden tutarak kuruması için kendi yaptığımız askılara asıyoruz. Birkaç gün sonra kuruduktan sonra özellikle kış aylarında afiyetle yiyoruz." ifadelerini kullandı.
Bağlarda doğal ortamlarda üzüm yetiştirdiklerini belirten Hüseyin, gübre kullanmadıklarını, tamamen doğal asmalarda yetişen üzümlerden elde edilen şire ile pekmez, pestil ve kesme elde ettiklerini söyledi. (M. Sait Adiyaman/Ali Adiyaman - İLKHA)