Siyaset ve yer kapma yarışının insanları kutuplaştırdığı yerde, birleştirici ve kenetleyici çalışmalar yapanlar da vardır. Peygamber sevdasında buluşmayı pratikleştiren Peygamber Sevdalıları Vakfı herkesi bu sevdanın etrafında buluşmaya davet ediyor.
7’den 70’e kadın erkek herkesi bu kutlu sevdaya çağıran Vakıf, O’nu yaşamanın, sünnetine tabi olmanın kurtuluş vesilesi olduğunu haykırıyor.
Peygamber Sevdalıları Vakfı, savaşta ve barışta dünya bildirgelerinin en insanî en ahlakî şeklinin mübelliği O Kutlu Resule, o insanlık rehberine ne kadar ihtiyacımızın olduğunu gür sesiyle ifade etmeye çalışıyor.
Başta İstanbul ve Batman olmak üzere bir çok yerde meydanları dolduran Peygamber aşıkları, şimdi de Diyarbakır’da buluşuyor.
Bölgenin ana kenti Diyarbakır yarın Allah’ın izniyle bu sevdaya şahitlik edecek. Geçmiş yıllardan yola çıkarak Mevlid Meydanı’nın yine dolup taşacağını tahmin etmek zor değil.
Çevre iller içerisinde özellikle Diyarbekir’in bu önemli ve değerli etkinliğin farkında olduğu muhakkaktır. Şehirlerine konan bu sevdanın farkındalığıyla hareket ederek konu komşu herkesi etkinliğe davet etmeleri onlar için artık bir görev olmuştur.
Muarız durumlara takılmadan hakkı haykırma göreviyle batıl kendiliğinden kaybolup gidecektir. Önemli olan hakkı üstün kılma gayreti içerisinde olmaktır. Batılın, zail olma seçeneği dışında başka yolu yoktur.
Bu kutlu yürüyüşe engel çıkaranların, köstek olanların kendileri bile, bir gün bu yanlışlarının farkına varacaklardır; aksi takdirde halkın uyanış sillesiyle karşılaşmaları kaçınılmazdır. Herkesin hakkını hukukunu savunan bir dinin rehberine muannit olanların, karşıtlığın geçici çıkarıyla aldananların akıbette hüsran bulacaklarını iş işten geçmeden fehmeylemeleri temennimizdir. Rahmetli Bilge Kral Aliya’nın dediği gibi; “Hayat inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.”
Kazanmanın ölçüsü O’na iman ve iyilikleri çoğaltmaktır. Biz buna inanıyoruz.
Biz vakur olacağız. Biz hikmetle hareket edeceğiz. Biz tavır geliştirmede kendimize benzeyeceğiz. En büyük kayıp, ‘kendin olmak’tan çıkıp ‘başkası olmak’tır; başkasına benzemektir. Hal ve tavırlarımız için bu geçerlidir. Biz yemede-içmede, oturmada-kalkmada, savaşta-barışta, ticarette-muamelatta kendimize, bizi biz yapan değerlerin Önderi’ne benzemeye çalışacağız. Bizim rehberimiz, önderimiz O’dur. Bizim öğretmenimiz O’dur, başkası değil.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizle ilgili Rabbimizin şu fermanına kulak verelim: “…Rasûl size ne verdiyse onu alın! Size neyi yasakladıysa ondan da kaçının ve Allah’tan korkun! Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir.” (el-Haşr, 7)
Evet, Rabbimizin bu emrine hep birlikte lebbeyk diyoruz.
Yarın, “Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliğinde Diyarbekir’de buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun!