DİYARBAKIR - Ergani’de Kardeş-Der’in düzenlediği yazar-okuyucu buluşması etkinliğine katılan Doğruhaber Gazetesi ve İnzar Dergisi yazarları, basın ve medyanın önemine değinerek basına sahip çıkılması gerektiğini vurguladılar. Dernek binasında gerçekleşen programa Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Abdullah Aslan ile İnzar Dergisi sahibi M. Zeki Ergin katıldı.
Ergin: “Medyamıza sahip çıkmalıyız”
Programda konuşan İnzar Dergisi sahibi M. Zeki Ergin konuşmasına okumanın önemine değinerek başladı. Kur’an-ı Kerim'in ilk ayetinin “Oku” olduğunu belirten Ergin, “Allah’ın vahyi oku ile başlıyor. Yaratan Rabbinin adıyla oku, diyor. Oku emri, lafzatullahtan önce geliyor. Vahiy insanlığın yaşayabileceği en büyük olaydır ve bu vahiy oku emri ile başlıyor.” dedi.
Bu topluma öğretmenlik yapmak istediklerini belirten Ergin, “Öncelikle bu topluma neyi anlatacağımızı iyi bilmeli ve okumalıyız. İnsanlara ne anlatacağımızı eserlerimizden öğreniyoruz. Bizim dergi, gazete ve televizyonumuz var. Bunları iyi tetkik edip sahip çıkmamız gerekir.” ifadelerini kullandı.
Aslan: “Kurumlarımızı ayakta tutalım”
Okur buluşmasına katılan Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Abdullah Aslan, bilgilendirme amaçlı olarak Ergani’de bulunduklarını belirtti. İnsanlara ulaşmak için gereken araçlar ne ise onları kullanmanın farz olduğunu belirten Aslan, “Bizler değişik kurumlarla insanlara ulaşabiliyoruz. Bu kurumların elini tutmazsak hem kendimiz hem de çocuklarımız ayakta kalamaz. Bir yakınımızın internette gezindiğini ve faydalı haber ve makalelere ulaşamadığını düşünün. Bunun vebali hepimizindir. Öyleyse bu amaçla tesis edilen kurumlara tutulmalıdır ki aile ve çocuklarımızı koruyabilelim.” dedi.
İnsanlara ulaşabileceğimiz kurumlardan birinin de basın olduğunu belirten Aslan; “Eskiden davetçiler kilometrelerce yol alıp birkaç kişiye tebliğde bulunuyorlardı. Günümüzde ise dergi, gazete ve televizyon vasıtasıyla daha fazla kitleye ulaşılabiliyor.”
Basının geçmişinin çok eskilere dayandığını belirten Aslan, “Gazetecilik çok eskilere dayanıyor. Değişik zamanlarda farklı şekillerde basın karşımıza çıkmaktadır. Asrı Saadette de gazetecilik vardı. Mesela şairlerin gazeteci olduğunu söyleyebiliriz. Resulllah’ın (sav) şairi Hasan bin Sabit savaşlarda Müslümanların kahramanlıklarını şiirleriyle anlatıyordu. Bu bir nevi gazetecilikti, savaştaki kahramanlığın insanlara aktarılmasıydı. Aynı zamanda Resulullah’a (sav) şiirleriyle eziyet eden insanlar da vardı. Onlar da şiirleriyle Resulullah’a karşı propaganda yapıyorlardı.” ifadelerini kullandı.
“Yayınlarımızı tüm insanlara ulaştırmalıyız”
Müslümanlar olarak şu an sahip olunan medyadan dolayı şükredilmesi gerektiğini belirten Aslan sözlerini şöyle sürdürdü; “Basın ve yayınımız var diye şükretmeliyiz. Üstadın deyimiyle nimet şükür görmezse çekip gider. Bizim yayınlarımız her eve girebilecek niteliktedir. Nisanur dergimiz neden her eve girmiyor. İnzar dergimiz -ki yazarları bedel ödemiş bir dergi- neden tüm evlere girmiyor. Düne kadar düşmanlarının iftiralarına maruz kalmış bir camianın bugün Doğruhaber gibi bir gazetesi var. Yayınlarımız vasat bir çizgidedir ve tüm insanlara ulaştırılmalıdır.”
Aslan konuşmasında İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabiri Ali Adiyaman’ın kaçırılışında basının umursamazlığına da değindi. Adiyaman’ın inancı yüzünden, doğru haberlere imza attığından dolayı kaçırıldığını belirten Aslan, “Ne yazık ki İslami bildiğimiz basın bu habere yer vermedi. Arkadaşımızın kaçırıldığı gün bize farklı şeylerden, filmlerden, perilerden bahsediyorlar. Hem de arkadaşımızın kaçırıldığı gün. Daha düne kadar kitaplarını okuduğumuz şahıslar muhabir arkadaşımızın kaçırılışına yer vermediler.” dedi.
Aslan son olarak basına sahip çıkılması gerektiğini belirterek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Basınımıza sahip çıkmak için öncelikle abone olmalıyız. Düne kadar bize atılan iftiralara yanıt veremezken bugün bunlara cevap verebiliyoruz. Basınımızı yaygınlaştıralım. Gittiğimiz yerlerde gazetemizi, dergimizi anlatalım. Rehber TV’nin frekans bilgilerini verelim.” (Veysi Demirci - İLKHA)