Doğru medya'ya saldıracak birçok kesimin olabileceğini söyleyebiliriz. Bu kuruluşun haber çizgisi ve camia olarak temsiliyet noktası birçok kesimi rahatsız ettiği muhakkaktır. Bunların isimlerinin ne olduğu önemli değildir. Çünkü hepsinin beslendiği kaynak ve akıl hocaları aynıdır. Zahiren ayrı gözüken bu yapılar aslında aynı yular sahipleri tarafından yönlendirilmektedirler. Şimdiye kadar gerçeklere karşı bir perde olan ve bu perdeyi Medya'yla koruyan kesimlerin açıkları ortaya çıkınca havlamaları doğaldır. Bunlar Türkiye'de kaos ortamını oluşturmak için aynı ihalenin kollarıdırlar. Bu kol bazen FETÖ, bazen PKK, bazen derin devlet olabiliyor. Bu kesimlerin ihaleleri birlikte aldığı ve bu ihaleyi paylaşmaya hazır olduklarını biliyoruz. Bunların kirli çamaşırlarını ortaya döken doğru medya'nın müstakim çizgiyle halkın gerçekleri fark etmesi onları daraltmıştır.
Özellikle doğru haber gazetesinin günlüğe geçmesinden birkaç gün önce bu olayın olması manidardır. Şimdiye kadar haftalık olan bir gazetenin günlük oluşu ve gerçekleri daha etkin ortaya çıkarması birilerinin paçalarını tutuşturduğunu gösteriyor. Eğer doğru medya'nın toplumsal bir etkisi olmasaydı saldırıya uğrama ihtimali olmazdı. Birileri rahatsızsa “görev” iyi ifa edilmiştir. Bu, gazeteye ve bu gazetenin temsil ettiği camianın iyi çalışmış ve doğru bir yolda olduğunun göstergesidir.
Bunun yanında birileri doğru medya üzerinden puslu bir hava oluşturmak istiyor olabilir. Bu puslu hava içerisinde birileriyle karşı karşıya getirme hamlesi olarak da görülebilir. Özellikle derin yapıların bu medya gurubunu marjinalleştirmek adına birileriyle karşı karşıya getirme hesaplarını yapmış olabilir. Ancak doğru medya kadrosunun tecrübesi bunlara fırsat verecek kadar acemi değillerdir. Puslu havalardan faydalanmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır.
Ancak burada önemsenmesi gereken bir husus da ilgili kişilerin bu failleri ortaya çıkarmasıdır. Başta hükümet olmak üzere ilgili kişiler acilen bu konuda talimatlar vermesi gerekmektedir. İslami çizgisi olan doğru medya'ya yapılan saldırı, hükümetin dikkatini çekmesi gerekir. Özellikle faillerin bulunma ve yargılanma noktası önemlidir. Hangi amaçla yapıldığına; bunların kimler adına yaptığını tespit etmesi onun vicdani görevlerindendir. Bu beklendi sol kesimden beklenmeyebilir. Anacak dindar kesimin oylarıyla iktidarda olan bir hükümetin insani ve İslami bir çizgisi olan “doğru medyaya” saldırıyı görmezden gelirse samimiyetsizlik olarak değerlendirilir.
Aynı zamanda doğru medya'ya yapılan saldırıya karşı diğer medya'nın suskun kalması da dikkat çekicidir. Siyasilerin suskun kalması aynı şekilde… Oysa daha önceleri farklı yayın kuruluşlarına yapılan saldırılar en üst perdeden dillendirilirken diğer medya organları bu meseleye kilitlendiklerine şahit olmuştuk. Fakat bugün bu kesimin suskunluğu derin iş birlikleri ortaya çıkarmaktadır. Yine diyoruz ki özellikle “sol medya kesiminin” bunu dillendirmemesi ve hesaplarına gelmesi gayet doğaldır. Ancak hükümete yakın medya organlarının bunu dillendirmemeleri, duymazdan gelmeleri ise bir ferasetsizliktir.
Sonuç olarak; Allahtan başka hiç kimseye sırt bağlamayan doğru medya'nın camiası daha fazla bir azimle çalışacaktır. Günlük olacak “doğru haber” gazetesini sırtında taşıyan aboneleri daha fazla abone yapma ve çevresinde tanıtma gayretine sebep olacaktır. Karanlık güçleri rahatsız eden doğru medya'yı sırtlarında taşıyacak kadro tahmin etmeyeceğimiz başarılara ulaşacaktır Allah'ın izniyle…