Gaita, Kur'an-ı Kerim'de insan dışkısının kinaye ismidir(Nisa:43). Lafız olarak ‘gaita' geniş ve rahat alan demektir. İnsan dışkısına “gaita” denilmesi bunun defedilmesiyle insanın içinde oluşan rahatlama ve genişlik hissi sebebiyledir.
Peygamber (sav) helaya girerken “Allah'ım habis ve habislerden sana sığınırım” buyururdu. Habis; çirkin, sıkıntı veren, tiksindirici ve itici şey demektir. Peygamber (sav) def-i hacetle aynı zamanda insanın içinde her türlü habis, itici, sıkıcı ve kirli düşüncelerin, takıntıların izale edilmesini ifade buyuruyordu. Buna göre insanın içindeki habis şeyler, baskı oluşturan duygular, takıntılar, kötü düşünceler, tiksindirici hisler habis sınıfına dâhildir ve gaita ile birlikte bunların izale edilmesi gerekir. Peygamber (sav) bu duayı özellikle helada yapıyordu ki bu habis şeylerin ne olduğu, nasıl tiksindirici ve sıkıcı olduğu somut olarak anlaşılsın.
Normalde insan, sadece hacet gidermek için tuvalete gitmez. Bunun yanında insanın gaitadan sonra içinde duyacağı rahatlık, genişlik ve arınmışlık hissine dikkat etmesi gerekir. Zira bu his bazı kimselerde oluşur bazı kimselerde oluşmaz. Çünkü herkes gaitanın neyi ifade ettiğini bilmez. Gaita insanın içindeki habis duygu ve düşüncelerin somut halidir. Gaita ile birlikte bunların da dışarı çıkması gerekir. Kimisi bu işi sadece biyolojik olarak değerlendirir. Binaenaleyh bu kimse gaitadan biyolojik olarak kurtulur ama habis duygu ve düşünceler, takıntılar içinde kalmaya devam eder.
İslâm fıkhı, def-i hacete özel bir bap ayırmıştır. Bazıları bunun çok abartıldığını söyler. Ama hakikat öyle değildir. Çünkü İslâm, def-i haceti, gaitayı sadece biyolojik bir iş olarak görmez. Aynı zamanda bunun insanın habislerden, takıntı ve vesveselerden kurtulmasını ifade eder. Bu nedenle İslâm fıkhında gaitadan temizlenme işlemine “isticmar-taşlanma” adı verilir. Bu şekilde gaita ile birlikte şeytanın vesveselerinin, takıntılarının taşlanmasını ifade eder.
Gerçekten gaitanın habis boyutundan kurtulmayan kimse kendini hep kirli, daralmış hisseder. Bir türlü içindeki gazdan kurtulamaz. Örneğin bu durumda biri kalkar Şam'ın Doğu Guta semtinde kimyasal silah kullanır, katliamlar yapar. Şam'daki Guta semtinin ismi gaitadan gelir. Çünkü geniş ve rahat bir yerdir. İşte içindeki habis duygu ve düşüncelerden kurtulmayan Esed, Guta'da kimyasal gaz kullandı. Demek ki hakikaten Gaitadan kurtulmayan bir kimsenin içinde gaz kalır. O da çıkar bunu mazlumlara karşı kullanır. Eğer o gaz gaita ile birlikte dışarı çıksaydı o kimse böyle canileşmez ve çirkefleşmezdi.
Rusya ve Amerika'nın çok geniş ve zengin toprakları vardır. Bu manada her biri bir gutadır. Onları rahatlatacak kadar geniş ve zengindir. Ama bunlar gaitayı yapmayı bilmediği, pislikleri, gazları ve kirlilikleri hep içlerinde kalmaya devam ettiği için hala yayılmacı ve emperyalist bir siyaset izliyorlar. Şimdi de Suriye'ye el attılar. Bu kadar geniş bir guta, geniş bir coğrafya size yetmiyor mu? Yok yetmiyor. Çünkü onların gaitaları içlerinde kalmıştır. Onların habislikleri içlerindedir. Bu nedenle gaitanın baskısıyla şuraya buraya bulaşıyorlar. Fuhşu her tarafa bulaştırdıkları yetmiyormuş gibi şimdi de askerleriyle saldırıyorlar. İşte genel olarak Suriye'de özelde Doğu Guta'da olanlar, “Gaitadan kurtulamama sendromunun” bir sonucudur.
İslâm fıkhı; yola, bahçeye, canlıların alanına gaita yapmayı yasaklıyor. Ama bunlar her tarafa pisliklerini bulaştırıyorlar. Fakat bu kadar geniş alana sahip olmasına rağmen “Gaita sendromundan kurtulamayan” sözde o büyük güçler yakında “kantonlara, dukalıklara” dönüşmekten kurtulamayacaklardır.
Görüş ve Önerileriniz için... abdulhakimsonkaya@hotmail.com