Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, emperyalist ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü, işgalci terör şebekesinin 'başkenti' olarak açıklamasını ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İTT) kararını değerlendirerek, 'Doğu Kudüs' tabiriyle siyonist terör şebekesinin işgalinin kabul edilmiş anlamına geldiğine dikkat çekti.
Bozan, Kudüs sadece Filistinlilerin değil, bütün ümmetin sahip çıktığı bir memleket olduğunu vurgulayarak, İslam ülkeleri liderlerinin kınama yerine yaptırımlarda bulunması gerektiğini kaydetti.
"Kudüs zaten işgal altındadır"
Yahudilerin, haham Teodor Herzel başkanlığında 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde, ilk Yahudi konferansını düzenlediklerini ve 'Biz 50 yıl içinde Filistin'de bir Yahudi devletini kuracağız' diye kendilerine bir hedef kurduklarını anımsatan Bozan, "Ve maalesef bunu 1948'de İngilizlerin yardımıyla oraya yerleştirdikleri Yahudi teröristlerle bir devlet kurma çalışmasını başardılar. Onların inancında arz-ı mev'ud dedikleri, Irak, Suriye'nin içine alındığı, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ın da bir kısmının üzerinde arz-ı mev'ud dedikleri bir toprak parçasında büyük israil devletinin kurulması inancı var. Şu anda dünyada sınır belli olmayan tek ülke israildir. Ve bu işgalleri gün gün adım adım arttırmaktadırlar. Trump'ın aldığı karar, yeni olan bir olay değildir, Kudüs zaten işgal altındadır. Ve şu anda bu işgal devam etmektedir. Burada bize düşen, Müslüman ülkeler olarak bu kararın geri alınmasından ziyade işgalin sona erdirilmesi açısından gerekli olan adımların atılmasıdır." dedi.
"Kudüs sadece Filistinlilerin değil, bütün ümmetin sahip çıktığı bir memlekettir"
Kararın alınması Müslümanların dağınıklarından kaynaklandığına işaret eden Bozan, şunları kaydetti:
"Tabi bunlar bu kararı aldığı zaman, elbette Müslümanların dağınıklarından, Müslümanların İslam coğrafyası içerisinde bulunduğu çatışma ortamından, Müslümanların birlik ve beraberliği içerisinde olmayan bir parçalanmışlıktan almış olduğu destekle ve bu Müslüman ülkelerinde iktidarda bulunan işbirlikçileri destekleriyle bunları yapmakta ve güç almaktadırlar. Maalesef Müslümanlar hem ekonomik anlamda onlara bağımlı halde hem de siyasi anlamda, kültürel anlamda Amerikan'ın işgali altındadırlar. Biz beyin olarak da işgal altında olduğumuz için Müslümanlar bunu bugün kabullenmiş durumdadırlar. Hepimizin bildiği gibi Kudüs sadece Filistinlilerin değil, Mescid-i Aksa'dan dolayı bütün ümmetin sahip çıktığı bir memlekettir. Bu, İslam coğrafyasının tamamıyla daha çok karışmasına daha çok çatışma ortamına girmesine atılan bir adımdır. Bunu bilerek yapıyorlar. Burada önemli olan Müslümanların, aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakarak, kültürel siyasi ve ekonomik anlamda işbirliği içinde olup gerekli adımları atmalarıdır."
"Liderler halkın temsilcileri olarak gereğini yapmıyorlar"
Bozan, "Bilindiği gibi İslam İşbirliği Teşkilatı toplandı. Türkiye'nin şu anda başkanlığını yaptığı, bu tabi ki ümmet için alınması gereken doğru kararların merci olması lazım. Ama maalesef şu İslam İşbirliği Teşkilatının başında bulunan iktidara baktığımız zaman, çoğu ABD'nin kontrolünde olan ve batıyla işbirliği içinde olan liderlerden oluşuyor. Millet, ümmet olarak ayırmaksızın tamamıyla Mescid-i Aksa'ya sahip çıkılmışken, israile karşı bir duruş yapılmış iken, maalesef liderler halkın temsilcileri olarak gereğini yapmıyorlar." şeklinde konuştu.
"Herhangi bir boykot ve ambargo uygulamayıp, sadece güçlü bir şekilde kınamayla yetindiler"
'Doğu Kudüs' tabiriyle israil işgalinin kabul edilmiş anlamına geldiğine dikkat çeken Bozan, şunları söyledi:
"İslami İşbirliği Teşkilatlarının almış olduğu karar çok üzücü ve kötü bir karar olmuştur. 'Doğu Kudüs' tabiri ile Kudüs, bir bütün olarak değil, ikiye bölünmüş haliyle kabul edilmiş ve 'Batı Kudüs' dedikleri yerin israilin işgali ve başkenti olma teşebbüsü kabul edilmiş noktasına geliniyor. Burada tüm Müslümanların, israilin işgal etmiş olduğu bütün topraklardan çekilmesi için ve Amerika'ya karşı için karar alıp yaptırımlar uygulaması gerekiyordu. ABD'ye ve elçiliğini Kudüs'e taşıyacak olan ülkelere karşı, petrol başta olmak üzere benzeri ambargo kararları almaları lazımdı. Ama maalesef çok büyük bir iktidarsızlık ve iradesizlik göstererek zaten herhangi bir boykot ve ambargo uygulamayıp, sadece güçlü bir şekilde kınamayla yetindiler. Zaten Amerika'ya veya israile karşı şu ana kadar yüzlerce kınama yapılmış. Kim takmış ki. Kınamayı da, eleştiriyi de biliyorlar. Müslümanların da artık bunu görmeleri lazımdır. Çünkü kınama; STK'ların, vatandaşların yaptığı bir görevdir. Bunu zaten biz yapıyoruz. İktidarda olan liderlerin icraat yapması lazımdı. Onlar da hiç utanmadan kalkıp STK'lar gibi kınama yapıyorlar. Ve ABD'den bu kararı geri almalarını bekliyorlar. Zaten senin kalkıp da bir zalimden medet umman, rahmet beklemen yanlıştır."
İLKHA