Doğu Türkistanlı Müslümanların dilinden Komünist Çin zulmü

Komünist Çin yönetimi; Doğu Türkistanlı Müslüman ailelerin evlerine Çinli erkeleri yerleştiriyor, hassasiyetlerini çiğniyor, namuslarına dil uzatıyor, Müslüman erkekleri de ya kamplara ya da yüksek cezalar vererek zindanlara atıyor.

Ailelerinden ve akrabalarından haber alamadıklarını belirten Türkiye'de yaşayan Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Komünist Çin yönetiminin asimile, soykırım ve tacizlerinin acı verici olduğunu dile getirdi.

Çin bu uygulamalarının insanlık suçu olduğuna dikkat çeken Doğu Türkistanlı Müslümanlar, bu zulmün bitmesi için dünya ülkelerinin kendilerine destek vermesi gerektiğini belirtti.

Uzun bir sürenin ardından ancak ailelerinden haber alabilen Doğu Türkistanlı Müslümanlar, ailelerinin ve akrabalarının kamplarda ve hapishanelerde ölüme terk edildiğini ve soykırıma tabi tutulduğunu aktardı.

İnsanlık suçu işleyen Çin yönetiminin Müslüman Doğu Türkistanlı ailelerin namuslarına yönelik yaptığı saldırının son bulması için her platformda seslerini duyurmaya çalışan Doğu Türkistanlı Müslümanlardan Lokman Abdullah, "Komünistlerin ailelerimizin içine yerleştirilmeye çalışılması beni derinden etkiliyor ve öfkelendiriyor." dedi.

"Komünist Çinliler evlerimize gelip yerleşiyorlar"

Abdullah, "10 seneden beri Türkiye'de yaşıyorum. Kardeşlerim, abilerim ve akrabalarımın hepsi Doğu Türkistan'da. 2 Nisan 2017'den beri akrabalarımdan haber alamıyorduk. 5 gün önce onlardan haber aldık. Abilerim ve kardeşim toplama kamplarına atılmış. Abimin 2 çocuğu da hapse atılmış. Bana gönderdikleri fotoğraflarda, evlerimizde Çinli erkeklerle beraber oturdukları görülüyor. Doğu Türkistan'da havalar çok soğuk ve Çinlilerin domuz etinden yapılan bir yemeği var. Bu yemeği abilerime ve kardeşlerime zorla yaptırdıklarını gösteren fotoğraflar gönderdiler. Çinlilerin kız kardeşlerimle ve yengemlerle beraber oturdukları fotoğrafları gördüm ve çok öfkelendim." dedi.

"Doğu Türkistan'da zulüm yoksa ailem nerede?"

Doğu Türkistan'da yaşanan zulümleri dile getiren ve bu zulmü görmek istemeyen Doğu Perinçek'e seslenen Abdulhekim Mehmet Emin, "Eğer orada bir zulüm yoksa kardeşlerim, abilerim ve kayınbabam nerde?" diye sordu.

Mehmet Emin, "Doğu Perinçek Türkistan'da zulüm yok diyor. Peki öyle bir zulüm yoksa benim abilerim ve kayınbabam nerede? Aldığım bilgilere göre aile üyelerimin hepsi şu an hapishanede. Doğu Türkistan'da zulüm yoksa neden ailelerinden ayrılar ve hapishanedeler?" ifadelerini kullandı.

"Ben canımdan geçerim ama davamdan vazgeçmem"

Çin Konsolosluğu önünde nöbetler tutarak ailelerinden haber alabilmek için günlerdir bekleyen Alim Can Turde, davalarından vazgeçmeleri durumunda yardımcı olacakları yanıtını aldıklarını söyledi. Turde, "Ancak canımdan vazgeçebilirim fakat davamdan vazgeçmem!" dedi.

Turde, "2013'te İstanbul'a geldim ve 7 senedir burada yaşıyorum. Doğu Türkistan'daki ailem ve akrabalarımdan haber alamıyorum. 4 senedir ailemi hangi kampa götürdüklerini bilmiyorum. Pankartlarda gördüğünüz fotoğraflarda benim akrabalarım var. 6 gün boyunca Çin Konsolosluğunun önüne giderek kayıp olduklarını, nerde olduklarını anlamak için dilekçe vermeye gittik. Şimdiye kadar bize herhangi bir bilgi vermediler ve kayıp olduklarına binaen haberleri yalanlamadılar. Bizlere 'Türkistan devleti kelimesini kullanma, bayrağını beraberinde getirme, aynı zamanda Komünist Çin devletine bağlılığını internet sitemizde yayımla seninle iletişime geçeriz.' dediler. Ama ben canımdan geçerim ama vatanımdan geçmem. Sesimize ses olun! Bu görmüş olduğunuz kişiler zulüm görüyor." diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Kolay para kazanma hırsı bireyi çıkmaza sürükler
HÜDA PAR Milletvekili Dinç'ten siyonizm ile topyekûn mücadele etme çağrısı
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez