Kargoda bölge müdür yardımcılığı yaptığım dönemde, çalışanlarımızdan biri kaza geçirdi ve iki üç ay gibi bir süre yerde kaldı. Bölge müdürümüzle birlikte çalışanın ailesini ziyaret ettik. Ailesinin perişan halde olduğunu görünce, çalışmadığı süre zarfında aylığına kesinti getirmeme kararı aldık. SSK'nin de ona ayrıca ödeme yaptığını bilmiyorduk. Sonradan bu durumu genel müdürlüğe arz ettiğimizde, “nasıl oluyor da siz çalışmayan bir personele ödeme yaparsınız, üstelik SSK da ona ödeme yapıyor” deyip ödediğimiz para için “ya geri alırsınız ya da sizden keseriz” dediler. Biz geri alamayacağımızı belirtince, ödediğimiz rakamı sekiz taksite böldüler ve Mark üzerinden ben ve bölge müdüründen kesme kararı aldılar.
Paranın kesilmesine üzülmedim. Bir iyilik yapmıştık ama ödenmemesi gereken bir parayı genel müdürlükten izinsiz ödemiştik. Dolayısıyla bu paranın bizden kesilmesini doğal karşıladım. Ancak paranın Mark'a endekslenmesi çok zoruma gitti ve bölge müdür yardımcılığından da kargodan da ayrılma kararı aldım. Bölge müdürünün tüm ısrar ve çabalarına rağmen ayrıldım.
Kira bedellerinin, yakıt paralarının, özellikle de hac ve umre ücretlerinin ve emtia ücret ve bedellerinin, zamanında Mark ve Dolar şimdi ise Euro ve Dolar üzerinden değerlendirilmesi içime sinmedi ve sindiremiyorum.
Dolar neredeyse tüm ülkelerin ikinci para birimi konumunda. Suudi Arabistan'a hac ve umre için gidiyorsunuz. Alınan meblağ zaten Euro veya Dolar üzerinden hesaplanıyor. Orada da Riyal yanında Dolar en geçerli paradır. Diğer Arap ülkelerinin hepsinde ve neredeyse tüm ülkelerde durum budur.
Rus bavul tüccarları Türkiye'ye Rus ruble'si ile geleceklerine Dolar ile geliyorlar. Laleli, Beyazıt ve Tahtakale'de fiyatlar yabancı tüccarlara Dolar üzerinden söylenir. O tüccarın ülkesinin para birimi mevzu bahis edilmez.
Belki ekonomiyle çok ilişkilendirilmeyebilir ama tüm ülkelerde ve özellikle de Arap ülkelerinde İngilizce ikinci dildir. Arap ülkelerinde belki İngilizce ortak bir dil olarak kullanılıyor olabilir. Ama dili Arapça olamayan diğer ülkelerde de ikinci dil olunca önemli bir sonuç ortaya çıkıyor. Emperyalist ülkelerin bizi sömürdüğünün en büyük kanıtı Dövizin ve İngilizcenin bu kadar yüksek oranda kullanılmasıdır.
Şimdi soruyorum neden Müslümanların ortak bir para birimi yok? Neden ortak dil Kur'an dili değil de İngilizce?
Müslümanların ortak bir parası ve ortak bir dili olamaz mı?
Doların absorbik rakamlara çıkmasından sonra ekonominin zarar görmemsi için kimi girişimler yapılıyor. Altına ve TL'ye dönülmesi yönünde çağrılar yapılıyor. Vatandaştan da bir oranda buna destek geliyor. Ancak asıl bu işe noktayı koyacak olan resmi kuruluşlar ve özel büyük şirketlerdir.
Bir vatandaşın en fazla 8-10 bin doları olabilir. Ama büyük kuruluşların yüz binler düzeyindedir. Emperyalist ülkeler Müslüman bir ülkenin geri kalması ve kalkınmaması için her yolu deneler. Döviz ve altın fiyatları da manipülasyona açıktır. Müslümanlar olarak bizlerin emperyalizme karşı uyanık olmamız ve küfrün oyunlarını boşa çıkarmamız gerekir.