Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda, Dicle Üniversitesi öğrenci toplulukları tarafından düzenlenen "Gazze'nin Kıyamı Halkların Uyanışı Bize Ne Söyler" temasıyla bir program düzenlendi.
Dicle Üniversitesi öğrenci toplulukları tarafından düzenlenen "Gazze'nin Kıyamı Halkların Uyanışı Bize Ne Söyler" programı, Öğretim Görevlisi Adem Demir moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Programda, Dr. Osman Yağmur ve Dr. Nevaf Tekruri birer konuşma yaptı.
Program, Dicle Üniversitesi Eczacılık Bölümü okuyan Yemenli Ahmed Alalami'nin Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
"Gazze, siyonist çetenin zulmü altında 8 aydır inim inim inliyor" diyen Dr. Osman Yağmur, "Aslında Gazze kaybetmedi. Kaybeden insanlıktır, batı alemidir, büyük şeytan ABD ve israildir. Çünkü onların iki yüzü değil, yüzlerce yüzü var. Her sakallıya, cübbelilere, alimlere ve namaz kılan insanlara terörist dediler ama gel gör ki, Gazze bize asıl teröristin, zalimin ve gaddarın kim olduğunu bize gösterdi. Her aşamasında bu gençler, Gazze davasını imani ve insani bir mesele olarak her gün gündemlerinde tuttular. Gerek kampüslerde gerek çadırlarda gerekse de yürüyüşlerde bütün alanlarda canlı tutmaya çalıştılar. Biz hocalar öğrenciler gibi dik duramadık ve katılamadık. Suriye, Irak, Mısır karıştı buna 'Arap Baharı' dediler. Ama bugün Allah'ın izniyle Amerika ve Batı baharı çıkacak. Cenabı Allah ABD'nin ve Batı'nın evlatlarıyla orada İslam'ı hâkim kılacak ve Batı'dan güneş doğacak inşallah." şeklinde konuştu.
"Gazze bize asıl teröristin, zalimin ve gaddarın kim olduğunu gösterdi"
Ümmetin sadece Gazze için ağlamasının yetmediğini ifade eden Tekruri, "Bizim yiğitlerimizin ve Kassam Tugayları'nın, israile karşı gösterdikleri muazzam mücadeleyi de görsünler ki Gazze davası bütün ümmetin davası haline gelsin. Bunu gördüğünüz zaman 'hepimizin bir ortak davasıdır' bilinci ümmette oluşacaktır. Batı'da ve ABD'de Gazze için gösteriler yapılıyor. Filistin için yapılan gösteriler olsa da bunlar bizi zafere götürmüyor. Asıl bizi zafere götürecek olan içimizdeki uyanış, bilinç ve şuurdur. Gazze'nin şu anki durumu hepimizi derinden üzmektedir. Bizim başımıza bunlar gelse de diğer tarafa da sıkıntılar geliyor. Kayıplarımızla beraber onların kayıplarını da unutmayalım, bu bizim için tesellidir. Biz hep şunu söyleriz: 'ölürsek şehid, kalırsak gaziyiz." ifadelerini kullandı.
"Bizi zafere götürecek olan içimizdeki uyanış, bilinç ve şuurdur"
Tekruri, "Onlar bizi, biz de onları öldürüyoruz. Asla onlara boyun eğmiyoruz ve teslim olmuyoruz. Biz sonuna kadar israille mücadele edeceğiz. Mücahitlerimiz mükemmel bir cihad örneği ortaya koyuyor. Onlar savaşırken İslam'ın ön gördüğü savaş hukukuna riayet ediyorlar. Onların israile karşı yaptığı mücadelede bir çocuğu veya bir kadını vurduklarını hiç gördünüz mü? İsrailin kadın askerleri de var. Onlara karşı bile diğer askerler gibi muamele etmiyorlar. Sırf kadındır diye… israilin yaptıklarına baktığımızda, savaş hukukuna uzak her türlü melaneti yapıyorlar. Gazze'de savaşan mücahitler ve Kassam Tugayları, dışardakilere sürekli şu mesajı veriyorlar: 'biz burada güçlüyüz, savaşıyoruz ve sonsuz bir sabrımız var. Biz sonuna kadar sabretmeyi devam edeceğiz, ümitsizliğe de kimse kapılmasın.' diyorlar." diye belirtti.
"israilin yaptıklarına baktığımızda savaş hukukuna uzak her türlü melaneti yapıyorlar"
Siyonist işgalcilerin, Filistin'i işgal etmeye başladığından beridir sürekli oranın halkına zulüm ettiğinin altını çizen Tekruri, "Filistinli hiçbir kadın çıkıp ta 'ben Kassam Tugaylarının yaptıklarından şikayetçiyim, onlar bize zulmettiler, haksızlık ettiler' diyen bir kadını gördünüz mü? Hayır! Özellikle siyonitlere baktığımızda sürekli oradaki hükümete karşı gösteriler düzenleniyor, istifalar isteniliyor ve politikalarından şikayetçi olduklarını görüyorsunuzdur. Böyle bir durumu asla Filistin'de göremezsiniz. Bu savaşı başlatanların Kassam Tugayları olduğunu kim düşünüyor? Bu savaşı israil başlattı! Çünkü israil 1948 yılında ve öncesinde Filistin'i işgal etmeye başladığından beridir sürekli oranın halkına zulüm etti ve Mescid-i Aksa'ya saldırılar düzenledi. Filistin toprakları içerisinde bu işlevleri yapıyorken suçlusu biz mi oluyoruz?" dedi.