Kocasının yardım ettiği kadının, durumu suistimal ettiğini belirten hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“Maddi durumumuz Allah'a şükür iyi. Kocam da her ay, hem para vererek hem de gıda ve eşya ile bir kaç aileye bakıyor. Ne veriyorsa kendisi değil de birisiyle gönderir. Bu ailelerden birinde kadın, kocamla konuşmak istediğini söylemiş. Kocam gittiğinde kadın, ağlamış sızlamış, evde tamir olacak yerleri göstermiş. O da inşaatçı olduğu için bir iki yeri ben yaparım demiş.
Devamı, tahmin ettiğiniz üzere aynı filmlerdeki gibi ilerledi. Sonunda tabi ki kadının aramaları, iftiraları derken neler neler oldu. İyilik edip fenalık bulmak böyle bir şeymiş. Neyse ki kocam kadının tuzağından kurtuldu. Şimdi yine öyle bir aileye yardım etmeye başlamış. ‘Yapma bu zamanda kimseye iyilik edilmez, bırak başkası ilgilensin' diyorum, hiç umursamıyor. Yine başımıza bir işler gelecek diye korkuyorum..”
Sadaka imtihanı değil belayı defeder. Çünkü yeryüzü, bütün mahlukat için bir imtihan yurdudur. Yapılan iyiliklerde niyet ne kadar halisane ise, elbette ki kişiye peşin olarak dünyevi karşılığı da olacaktır.
‘Bu zamanda kimseye iyilik etmeyeceksin' repliğini dilde dolaştırıp durmak, tam da ifsad edenlerin istediği bir çöküş halidir. Bunun için şu Hadis-i Şerif'i hatırlamak gerekir:
“Zamanın birinde bir adam: ‘Ben mutlaka bir sadaka vereceğim' dedi. Geceleyin evinden sadakasını alıp çıktı ve onu bilmeden bir hırsızın eline tutuşturdu. Ertesi gün belde halkı: ‘Gerçekten hayret doğrusu! Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş' diye konuşmaya başladı. Adam: ‘Allâh'ım! Sana hamdolsun. Ben yine mutlaka bir sadaka vereceğim' dedi.
Aynı şekilde sadakasını alarak evinden çıktı ve onu, bu sefer de bilmeden bir fâhişenin eline tutuşturdu. Ertesi gün halk: ‘Olur şey değil! Bu gece bir fâhişeye sadaka verilmiş' diye konuşmaya başladı. Adam: ‘Allâh'ım! Bir fâhişeye de olsa sadaka verdiğim için sana hamdolsun. Ben mutlaka yine sadaka vereceğim' dedi.
O gece, tekrar sadakasını alıp evinden çıktı ve onu bu defa da bilmeden bir zenginin eline tutuşturdu. Ertesi gün halk: ‘Bu ne iştir! Bu gece de bir zengine sadaka verilmiş!' diye hayretle söylenmeye başladı. Adam: ‘Allâh'ım! Hırsıza, fâhişeye ve zengine de olsa sadaka verebildiğim için sana hamdolsun' dedi.
Uykusunda o adama: ‘Hırsıza verdiğin sadaka, belki onu yaptığı hırsızlıktan utandırıp vazgeçirecektir. Fâhişe, belki yaptığından pişman olup iffetli bir kadın olacaktır. Zengin de belki bundan ibret alıp Allâh'ın kendisine verdiği maldan muhtaçlara dağıtacaktır.' denildi.” (Buhârî, Zekât 14)
Bu Hadis-i Şerif, ‘bu zamanda şuna buna..' diye cümleler kuran herkese çok şey söylüyor.
Hem kocanızın yaptığı yardımlardan sonra düştüğü tuzaktan nasıl kurtulduğundan bahsedeceksiniz, hem de bir daha kimseye iyilik etmemesini söyleyeceksiniz. Bu büyük bir çelişkidir.
Ailedeki huzur ve güvenin kaynağı da ihlaslı yapılan iyilikler ve alınan dualardır.
Dua bekleriz.