Bugün, dünyada yaşanan acıların temelinde, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan 5'li şer koalisyonu vardır. Mazlumlara karşı ittifak halinde olan bu şer odakları, anlaşamadıkları konularda ise, karşılıklı çıkarlar ve pazarlıklar neticesinde biri birlerinin zulümlerine göz yummaktadır. Yani bunlar kendilerinin ve müttefiklerinin temsilcileri durumundadır. Dünyanın geri kalan halklarının haklarını savunacak temsilcileri ise yoktur. İki Milyara yaklaşan bir Müslüman nüfusu olduğu halde, BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri arasında Müslüman bir ülke yoktur. Afrika mazlumlarının bir temsilcisi yoktur. Tamamen kurtlar sofrası olan bu zemin, küresel emperyalistlerin hegemonyasının tahakkümü ve tahkimi için mevcuttur. Savaş sonrası şartlarında hazırlanan ve günümüz dünyasında bütün sorun ve sıkıntıların kaynağı olan bu yapı, mutlaka sorgulanmalı ve adil bir dünya düzeni için yeni bir süreç başlatılmalıdır. Kendilerini, küresel dünyanın efendileri olarak gören zalimlerin, bu düzenin devamından yana oldukları kesin. Ama kendilerine köle muamelesi yapılan, yok sayılan, sömürülen, hakları ile beraber şerefleri ayaklar altına alınan milletler ayağa kalkmalı ve dünyanın 5'ten büyük olduğunu haykırmalıdır. Bu adaletsiz yapı, adı konulmamış bir kölelik sistemini bizlere dayatmaktadır. Adı konulmamış bir kölelik sistemi tüm insanlığı teslim almıştır. Çağdaş prangalarla insanlığın ayakları bağlanmış ve zihinleri yaşadıkları gerçekleri kabul etmeye mahkûm edilmiştir.
Mevcut düzende mazlumların haklarını koruyan, onların sorunlarını uluslararası platforma taşıyan etkili bir sistem yoktur. Kurtların kuzulara efendi kılındığı bu düzende, zulüm ve küfür üzere, bozgunculuk ve ifsat üzere bir yardımlaşma vardır. Temel felsefe, “ekin ve nesli yok ederek” tüm insanlığı felakete sürüklemektir. Başta Müslümanlar olmak üzere mazlumlar, küresel şer güçlerin yerkürenin efendileri olmadığını hatırlatmak durumundadır. Mazlumlara biçilen kölelik elbisesi asla giyilmemelidir. Çağdaş kölelik, dünya mazlumlarının değişmez kaderi değildir. İşin sırrı, bizi mahkûm eden iradeye karşı daha güçlü bir irade ortaya koymaktır.
Mevcut adaletsiz yapı, savaşlarla şekillenen bir dünya düzeninin, kalıcı ve muhkem olması ve tüm halklara adı konulmamış savaş esirleri statüsünü reva görüp, bu statükoyu sonsuza kadar devam ettirmek üzere kuruldu. Hakları gasp edilen halklar, günümüz dünyasında birçok imkâna sahip olduklarını ve muktedirleri terbiye edecek kudrette olduklarını görmelidirler.
Son zamanlarda Sayın Cumhurbaşkanının ortaya attığı bir slogan vardır ve çeşitli vesilelerle bu sloganı tekrarlamaktadır: “ Dünya beşten büyüktür. Dünya, beş ülkenin iki dudağının arasına mahkûm edilemez”. Toplumun her kesiminin bu sloganı işlemesi ve dünya halklarına bu gerçeği kabul ettirmeleri lazımdır. Muktedirler, halkların hak ve adalet temelinde yükselecek sesine kulak vermek ve saygı duymak zorunda kalacaklardır. Bu süreç, BM siteminin yapılanması ve işleyişi değişinceye kadar devam ettirilmelidir. Bedeli ne olursa olsun çağdaş köleliğe karşı baş kaldırılmalıdır. Her şeye rağmen, kendilerini efendi olarak gören şer güçler, mazlumların taleplerine kulak tıkayan bir yapıyı benimsemek durumunda değildirler. Bu durumda mazlum halklar, kendi yol haritalarını belirlemeli ve alternatif bir BM oluşturmak durumundadırlar. Adil bir zeminde kurulacak böyle bir uluslararası kurum, elbette birçok ezberi bozacaktır.
Yoksa zulüm üzerine kurulu olan bu yapı, dünya halklarının hakları ile beraber onurlarını ve şereflerini de bir kara delik gibi yutmaya devam edecektir.
Bu gün Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da, Yemen'de ve diğer beldelerde akan kandan birinci derecede bu zalimler ve onların kurmuş olduğu zulüm sistemi sorumludur. Müslümanlar iradelerine sahip çıkmadıkları ve emperyalistlerin zakkum ağacının gölgesinden medet umdukları müddetçe bu zilleti tatmaya devam edeceklerdir.
Son olarak, uzun zaman önce gördüğüm bir fotoğrafı sizlerle paylaşacağım. Kongo'yu işgal eden ve sömürgeleştiren, altın madenlerine el koyan Belçika, milyonlarca Kongolu mazlumu katletti. İşte tam bu dönemde çekilen bir fotoğrafta, Kongolu 8 yaşındaki bir çocuk, sözde mahkemede yargılanıp idama mahkum edilmiş. Çocuğun boynuna ip geçirilmiş, idam edilmek üzere... Cellat tabureyi çocuğun ayakları altından almak üzere... Masum çocuğun yüzünde korku ve şaşkınlık ifadesi var. Etrafta üniformalı eşkıyalar sürüsü sırıtmaktadır. İşin en ilginç tarafı, idam edilmek üzere olan bu masum ve günahsız çocuğun günahlarının affı için bir densizin İncil okuması... İşte bu fotoğraf karesi, adeta günümüz BM'sinin ve diğer küresel kurumların yapı ve işleyişinin fotoğrafıdır. Çağdaş kölelik ruhu ayaklar altına alınmadıkça, günahsız mazlum çocuklar daha çok İncil eşliğinde katledilecektir. İşte Halep, işte İdlib...
İşte İncil eşliğinde katledilen günahkâr (!) çocuklarımız...