Evet, dünya devir devirdir. Dün kimin devri idiyse yarın da onun devri olmaz. Bugün iktidar olanlar ebediyen iktidarda kalmaz. Öyleyse eskilerin dediği gibi “ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.”
Dünya hayatı geçici bir hayattır. Ondaki nimetlerde geçicidir. İnsan elde ettiği nimetlerle şımarmamalı. Verilen her nimet bir imtihan gereği veriliyor. Ve kişinin bu nimetlerin hakkını eda edip etmeyeceği sınanıyor. Allah insana imkânlar veriyor ve o insanı sınıyor. Hareketler, yapılar ve cemaatler için de bu böyle.
Allah gerçek olanla sahte olanı, hakiki olan ile sanal olanı birbirinden ayırmak istiyor. Fırsatlar tanıyor, imkân dairesini genişletiyor. Bazen öyle bir yükseğe çıkarıyor ki, kişi bile böyle bir yüksekliği hayal dahi edemez. İşte o yükseltide tekrar sınıyor. Eğer nimetlerin hakkı eda edilirse nimetler devam ediyor. Yok, yoldan çıkıp, haktan ve hakikatten sapma olursa işte o yükseltide kulu boşluğa bırakıyor. Böylece kul neye uğradığını şaşırıyor. Yüksekten düşmek, alçak bir yerden düşmeye benzemiyor.
24 Ekim 1996 yer İstanbul Altunizade… Son günlerde TMSF tarafından yönetimine el konulan Bank Asya ilk şubesini bu tarihte Altunizade'de açıyor. Büyük bir kalabalık var. Resmi törenle yapılan açılışı dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller yapıyor. Açılışta Devlet Bakanı Abdullah Gül, o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve haberi veren Show TV'nin deyimiyle Gülen hareketinin lideri Fethullah Gülen var. Açılışı bu kadro beraber yapıyor.
Açılış sırasında Gülen çok sayıda bakan ve milletvekilinin arasında oturmuş ve çayını yudumluyor. Herkes etrafında pervane… Çiller kurdeleyi besmele ile kesiyor. Show TV haberi verirken Gülenin “Biz her iktidarla iyi geçiniriz.” sözlerini aktarıyor.
Verdiğimiz bu sahne kanaatimce yorumlanmayı gerektirmiyor. Çok değil 19 yıl önceki bu sahneden nerelere gelindi. O gün o sahnede olanların bugünlere dair kim bilir ne hayalleri vardı. Ne hülyalar peşindeydiler. O gün bugünden bahsedilse acaba kaç kişi inanırdı. Sözü fazla uzatmayalım.
Tabi Gülenci yapıdan söz edeceksek mutlaka Şehit Cevzet SOYSAL'ı da anmalıyız. İslam adına yola çıkanların güç ve iktidar olmak adına, hedefe giderken her yolu kendine mubah görmek saikiyle kâfir dostlarını memnun kılmak maksadıyla yaptıkları alçakça bir cinayeti anmadan o günlerden bu günlere nasıl gelindiğini anlayamayız.
İslami hassasiyet sahibi, mazlum bir Müslümanı şehit ederken o vicdan ve iz'an yoksunları acaba ne hayaller kuruyordular. Masum bir Müslümanın kanına giren, yeryüzünde adaletin yayılması, fesat ve kötülüğün kalkması için mücadele edenleri katleden o caniler acaba Allah'ın yardımını mı umuyordular.
“İnsanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele!” -Ali İmran Süresi 21. Ayet-
Tabi mesele bununla sınırlı değil. Kumpaslar, hileler ve tuzaklar… İslam kardeşliğini, İslam kardeşlik hukukunu ayaklar altına alan, hiçe sayan operasyonlar. Tek hâkim güç olmak adına zulümler, zulümler, zulümler…
-1 Şubat 2007'de Mustazaf Der bağlantılı 8 kişinin tutuklandığı Adana operasyonu.
- 6 Mart 2007'de İnzar Dergisi sahibinin de aralarında bulunduğu 6 kişiye yönelik operasyon.
- 27 Temmuz 2007'de gerçekleştirilen ve Mustazaf-Der Adana Şube Başkanı'nın da aralarında bulunduğu 6 kişinin tutuklandığı Mersin-Adana operasyonu.
- 49 kişiye karşı 4 Ocak 2008'de Konya'da başlatılan, İstanbul, Diyarbakır ve Mersin illerinin de dâhil edilerek, Mustazaf-Der Genel Merkezi'nin kapatılmasına gerekçe yapılan STK operasyonu.
- 1 Ocak 2008'de başlatılan ve İhya-Der üyesi 18 kişinin ceza almasına yol açan Elazığ operasyonu.
- 1 Aralık 2008'deki Şura-Der ve Umut-Der üyesi 6 kişinin cezalandırılması ile sonuçlanan Adana operasyonu.
- 19 Ekim 2010 tarihli 6 kişinin ceza almasına yol açan Adıyaman operasyonu ve daha niceleri…
Şimdi tam burada sormak lazım bu mu sizin İslam anlayışınız. Siyasi çıkarlarınız Müslümanların maslahatlarından öncelik mi? Sürekli bunu yaptınız. Her olayı kendi çıkarlarınız ekseninde değerlendirdiniz. Sadece ve sadece kendinizle ilgili hesapların içinde oldunuz. Bu coğrafyalardaki diğer Müslümanları görmezden geldiniz hatta onlara zulmettiniz, katlettiniz.
Doğru ya israil dünyanın egemen gücüydü. Koskoca ağaların ağası. Ağayı memnun etmek, ona yağ çekip yalaka olmak varken kim takar zavallı “marabaları(!)”… Rıza-i ilahi mi, sorması bile ayıp zaten bir şeyi siz yapıyorsanız Allah mutlaka razıdır. Siz ki yeryüzünde O'nun davasının sahipleri, yeryüzünün varisleri(!) Nede olsa örnekliği kendisi olan bir hareketsiniz sizin başka örneklere ihtiyacınız yok ki.
Bunun adı tek kelime ile izzeti yanlış yerde aramak. Hak ve hakikati, Hak ve hakikatin sahibinde aramak gerek. Güç ve iktidarın asıl sahibi odur.
E dünya devrane. Sürekli bahar olmaz. Dünya bir değişim içindedir. Asıl olan Allah'a açık alınla verilecek hesapların içine girmektir. Gerisi hepsi yalan…