Bugün günlerden Kudüs!
Kuds-ü Şerif ve Mescid-i Aksa davamız, bir gün değil evet, her gün gündemimizde olmalı!
Ancak bazı özel günlerin temsiliyeti, teşmiliyet sorununu ortadan kaldırıyor.
Dünya Kudüs Günü, ihtiva ettiği bu mana itibarı ile aziz İslam'ın ve Ümmet'in günüdür!
Zira Kuds-ü Şerif'in işgalden kurtarılması, Ümmet'in de kurtuluşudur!
Merhum Mevdudî'ye atfedilen şu sözü çok önemserim:
“Bu zamanda keşif, küfrün tuzaklarını fark etmek; keramet ise buna karşı tedbir geliştirmektir!”
Ramazan'ın son Cuma gününü Dünya Kudüs Günü olarak ilan eden engin feraset, tam olarak merhum Mevdudî'nin tanımına uyan keşif ve keramet ehli olduğunu ortaya koymuştur.
Şiî dünyadan âlim bir zatın vahdet temelli olarak ortaya koyduğu bu anlayış, siyonist-emperyalist güçlerin ve onların köle ruhlu işbirlikçilerinin şeytani planlarına büyük bir darbe indirmiştir.
Kudüs ve Filistin meselesi etrafında etnik ve mezhep temelli fitne duvarları örmek isteyenlerin heveslerini önemli oranda kursaklarında bırakmıştır.
Hele hele bizdeki 250 yıllık çarpık modernleşmeci zihniyetin “eksen kayması, Arap-israil kavgası, ne Şam'ın şekeri ne Arap'ın yüzü…” gibi tezviratlarla yalnızlığa mahkum etmek istediği bu dava, cihanşümul bir nitelik kazanmıştır.
Esasen Kur'an-ı Kerim'de Mescid-i Aksa ve etrafı mübarek kılınan topraklara dair yapılan Rahmanî vurgular, bu sembollerin bize emanet edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Suriye iç savaşının İslam dünyasında meydana getirdiği tahribatlardan biri de kuşkusuz Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın sahipsiz ve savunmasız bırakılmasıdır.
İslam coğrafyasındaki her sinsi adımını Müslümanların iç ihtilafları veya bölgesel haklılıkları üzerine bina etmede mâhir olan siyonizm, istediğini elde edememiş olacak ki yeni tuzaklar ve şeytani planlar peşindedir.
İslam dünyasının kalbi mesabesinde bulunan Hicaz'ın yanı başında sahaya sürülen ABD fili Trump ile izzeti ve şerefi Allah'ın dininin düşmanlarının yanında arayan köle ruhlu kralcıkların raksı hesabî değil, hasbî olan, vahye açık berrak zihinlere çok şey anlatmaktadır.
Allah'ın nuru ile meselelere bakan feraset sahibi mü'minler, tuzağın hem nasıl deşifre olduğu hem de nasıl başlarına geçirildiğini yaşanan son gelişmelerle çok daha net bir şekilde anlamışlardır.
Büyük Şeytan ABD, Suriye iç savaşında artık çok daha aktif bir oyuncu haline gelmek istiyor.
PKK-PYD'ye yönelik açık desteğinin sebebi bu!
SDG'yi bombalayan Suriye savaş uçağını düşürmesinin, Ruslarla Baltık üzerinden “it dalaşı”na girmesinin, Suriye-Irak-Ürdün sınır üçgeninde yer alan stratejik öneme sahip El-Tanf'a yönelik hava saldırılarının ve “Savaşı İran'ın içine taşıyacağız!” diyen İkinci Veliaht prensi Birinci Veliaht prens yapması ve yakın zamanda da krallık koltuğuna oturtacak olması vs. bu yeni tuzağı gereğidir.
İşte tam da böyle bir hengâmede İslam Dünyası artık toparlanmak ve halini düzeltmek zorundadır!
Küfrün açık hedefi haline gelen ülke veya örgütler, bütün yaşanmışlıklara rağmen Kuds-ü Şerif ve Mescid-i Aksa için kolları sıvamak zorundadır.
Suriye ve Yemen gibi sahalarda birbirinden ayrışan ama kalbi Kudüs'le atan her mü'min, artık şu gerçeği anlamalıdır:
Saflar, Kudüs üzerinden netleşsin ve birleşsin!
Bu vesile ile ben de bütün Müslümanların Dünya Kudüs Günü'nü tebrik ediyorum!
Bugün bu münasebetle düzenlenen açık etkinlik alanlarından birine kendim katılacağım gibi herkesi de davet ediyorum!
Rabbimizden bu aziz ve mübarek günler hürmetine İslam dünyasının dağınıklığını gidermesini ve Ümmet'in saflarını Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerinde birleştirmesini niyaz ediyorum!