Muharrem ayını idrak ediyoruz. Müslümanlar bu hüzün ayında çeşitli etkinliklerle Kerbela şehitlerini anıyorlar. Hüseyin'in direniş ve özgürlük yolunu takip edeceklerine dair söz veriyorlar. Yürekler Kerbela acısıyla kavruluyor. Peygamber ailesinin en küçük yavrusu Ali Asğar'ın susuz bir şekilde çift ağızlı zalim oklarla şehit edilişini, Ehl-i Beyt kadınlarının yerlerde sürüklenip esir alınışlarını, İmam Hüseyn'in gözleri önünde çadırların yakılışını, Esirler Kervanı'nı, mızrakların ucundaki şehit başlarını, Zeynep'i, Zeynep'in ciğerleri parçalayan haykırışlarını, İmam Hüseyn'in küçük kızı Rukkaye'nin babasının kesik başı üzerine kapanıp oracıkta hayata veda etmesini hatırlayıp ağlıyorlar, gözyaşı döküyorlar.
Öbür tarafta bir Müslüman'ın adalet ve özgürlük uğruna, hakkı ayakta tutup şerefli İslam şeriatını savunma uğruna nelere katlanması gerektiğini öğrenip Hüseyni bir bilinçle donanıyorlar. Dünyayı isteyenlerle Allah'ı ve ahireti isteyenlerin savaşında dünyayı isteyenlerin ne kadar çirkinleşebileceklerini idrak ediyorlar. Dünyaperst düşmanın azgınlıkta ulaştığı seviyeyi hayretle karşılayıp Kerbela'dan dersler ve ibretler çıkarıyorlar.
Evet, Kerbela, Allah'a ölümüne bağlı olanların, Allah'ın rızası için her şeylerini fedaya hazır olanların dünya iktidar ve makamı için her türlü vahşet ve çirkeflikten çekinmeyenlere karşı verdikleri destansı direnişin adıdır. Günümüzün Müslümanları olarak Kerbela'dan alacağımız çok dersler ve ibretler vardır. Kerbela, Allah'ı, Cenneti isteyenler için bir mekteptir. Allah taraftarlarının bu mektepten öğrenecekleri ders ve ibretler onların yollarına ışık tutacak birer kandil olacaktır.
Bugün dünya Müslümanları olarak her zamankinden daha çok Kerbela'yı bilmeye, Kerbela üzerinde tefekkür etmeye ihtiyacımız vardır. Kerbela'nın aşk ve fedakârlık mektebinde pişmeye, Hüseyni ve Zeynebi bilinçle donanmaya ihtiyacımız vardır.
Bugün İslam ümmeti için her yer Kerbela'ya, her gün Aşura'ya dönmüştür. İslam'ın şehirleri, Müslüman beldeler emperyalist kâfirler tarafından ne yazık ki birer Kerbela'ya çevrilmiştir. Her gün yapılan katliamlar, bombalı saldırılar, toplu kıyımlar, kadın ve çocuklara yönelik insanlık dışı vahşetler ümmet coğrafyası için sıradanlaşmıştır.
Müslüman mustazaf halklar, sahipsiz kadın ve çocuklar yeni Hüseyn'ler bekliyor. Zalimlere dur diyecek, dünyevi makam ve iktidarları için, emperyalist çıkarları için İslam dünyasını ateşe atan dünyaperestlere kanı ve canı pahasına direnecek Allah'a sevdalı, ahireti isteyen yiğitler bekliyor.
Üstad Bediüzzaman, dünyayı isteyenlerle ahireti isteyenlerin kavgasını ta Sıffin'den başlatmıştı. Sıffin savaşından bahsederken Üstadın, Sıffin savaşında Muaviye ve taraftarlarının dünyayı, Ali ve taraftarlarının ise ahireti istediklerini ifade ediyor.
Ne yazık ki bu kavga Kerbela'da dünyayı isteyenlerin büyük vahşetiyle sonuçlandı. Ama ahireti isteyenler asla vazgeçmediler. Bazen yendiler, bazen de yenildiler. Bazen Selahaddinlerin elleriyle Müslümanlara zafer tattırdılar, bazen de Haçlı ve Moğolların elleriyle yenilgiye uğradılar.
Günümüzde dünyayı isteyenlerle Allah'ı ve ahireti isteyenlerin kavgasında bir asırdan fazladır dünyapersetler muzaffer gibi görünüyorlar. Lakin Hüseyin'lerin tekrar meydana çıkmasıyla dünyacılar için sonun başlangıcı yaklaşmıştır.
Biz Müslümanlar Hüseyni mektebin birer öğrencisi olarak, Hüseynlerin kervanına, aşk kervanına güç katacak, Kerbela direnişini her zaman canlı tutacak ve dünyayı isteyenlere karşı Allah'ı isteyenleri zafere taşıyacağız inşallah…