Her yıl 1-7 Mart tarihleri arasında kutlanan "Yeşilay Haftası" kapsamında Gaziantep Üniversitesi ile Gaziantep Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü işbirliğinde "Madde Bağımlılığı ve Uyuşturucu ile Mücadele" sempozyumu düzenlendi.
Gaziantep Üniversitesi’nde (GAÜN) düzenlenen sempozyumun oturum başkanlığını yürüten GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, konuşmasında madde bağımlılığına başlama yaşının olmadığını belirterek, bağımlılığın çok küçük yaşlarda dahi görüldüğüne dikkat çekti.
Dünyada yaklaşık olarak 29 milyon bağımlının olduğunu belirten Gür, "Bağımlılığın şu yaşlarda başlar diye tarama yapmak yerine bütün yaş gruplarının hedef olduğunu bilerek bizler ona göre davranmak zorundayız. Şu anda dünyada yaklaşık olarak 29 milyon bağımlı var. Dolayısıyla ‘bir defa kullansam ne olur’, keyif, arkadaş ortamında muhabbet için derken sigarayla başlayıp alkolle devam eden ve sonra keyif için ortamı şenlendirmek için başlayan uyuşturucu kullanımı esrar, eroin ve diğer anfetaminler sonu gelmiyor. Bir kere başlamakla artık sonunu getiremiyorsunuz. Çoğu arkadaş, akran gruplarıyla başlıyor. Siz de arkadaşlarınıza, akranlarınıza bunun yanlış olduğunu uyarmak zorundasınız." dedi.
"Şu anda, dünyanın en tehlikeli şeyi nedir, diye bana sorarsanız bağımlılık derim" diyen Gür, "Sadece uyuşturucu ve madde bağımlılığı değil aynı zamanda yeni yeni fark ettiğimiz teknoloji bağımlılığı gibi. Uyuşturucu ve madde bağımlılığı terörden daha mı az zararlı? Tam tersine en büyük bir terörizmdir ki, bu yüzden son yıllarda ‘narkoterör’ terimini artık yaşantımızda da kullanıyoruz. Bu kelime rastlantısal olarak seçilmemiştir. Çünkü bu toplumsal olarak bir terör üretir. Aynı zamanda toplumu yok eder ve en önemlisi terör odaklarının terörizm kuşaklarının da en büyük geçim kaynağıdır. Siz uyuşturucuyla mücadele ederken insanınızı, paranızı korumuyorsunuz aynı zamanda terörizmle de mücadele etmiş oluyorsunuz." ifadelerini kullandı.
"Bağımlılık herkesin dertlenmesi gereken bir problemdir"
Yeşilay Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı ve GAÜN Öğretim Görevlisi Fatih Tamer ise bağımlılıklarla mücadelenin bir insan hakkı mücadelesi olduğunu vurguladı.
Tamer, "Kimsenin kendi kendine ya da başkasına zarar verme hakkı yoktur. Can, mal, akıl, nesil ve din korunması gereken 5 temel unsur. Bağımlılıklar tümüne yönelik bir tehdit içerir. Bağımlılık herkesin dertlenmesi gereken bir problemdir. Topyekün mücadeleyle ancak azaltılabilir ve engellenebilir." diye konuştu.
"Gençler bağımlı değil bağımsız olmalı"
Madde kullanımına başlamada yaygın gözlenen beş risk faktörü hakkında katılımcıları bilgilendiren Madde Bağımlılığı Formatörü Tuğba Uçar da bunların bireysel, akran, aile, okul ve çevresel faktörler olduğunu ifade etti.
Uçar, "Bağımlılığı engellemek her şeyden önce kişinin elindedir. ‘Hayır’ diyebilmek korunmak için çok önemli. Maddeye başlamak çözüm değil, bilakis çözümsüzlüktür. Mücadele programları ve koruyucu önleyici faktörler geliştirilerek ön plana çıkarılmalıdır. Risk faktörleri engellenmeli veya azaltılmalıdır. Bağımlılıkla mücadelenin başarıya ulaşmasında tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ortak anlayış ve dayanışma içerisinde olması önemli. Gençler bağımlı değil, bağımsız olmalı." ifadelerini kullandı.
Sunumunda bağımlılığın psikososyal boyutunu ele alan AMATEM Sorumlu Hekimi Uzman Dr. Ferhat Sarı ise 2017 yılında AMATEM’e başvuran kişi sayısının 15 bin 726 olduğunu söyledi.
Dr. Sarı, konuşmasının devamında ailelere önerilerde bulunarak, "Hayır demesini öğretin. Gencin özel hayatına dikkat ederek arkadaşlarını tanıyın, örnek olun. Eğitimiyle ilgilenin, öğrenmesine ise yardım edin. Yargılamayın ve olayların birden fazla sebebi de olabilir. Tehdit etmeyin. Ders vermek yerine de olumsuzlukları anlatmayı deneyin, dinlemeyi seçin." dedi.
Sempozyumun devamında, Gaziantep Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Göksel Öztürkmen de uyuşturucu ile mücadelenin hukuksal boyutu konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
İLKHA