ABD Başkanı Barack Obama'nın, istifa eden CIA Başkanı David Petraeus'un evlilik dışı ilişkisini öğrendiğinde şaşkınlığa uğradığı bildirildi.
Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Obama'nın, 8 Kasım Perşembe günü Petraeus'un durumuyla ilgili bilgilendirildiğinde şaşkınlığa uğradığını belirtti.
Carney, Obama'nın, hizmetleri için Petraeus'a büyük minnettarlık duyduğunu ifade etti.
Beyaz Saray Sözcüsü Carney ayrıca, Obama'nın Petraeus'un evlilik dışı ilişkiye girdiği Paula Broadwell'den tehdit mesajları aldığını ileri süren Jill Kelley ile ''uygunsuz iletişim kurduğu'' gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan General John Allen'a güvendiğini belirtti.
Carney, Obama'nın, Allen'ın harika bir iş yapmakta olduğunu ve yaptığını düşündüğünü söyledi.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un talebiyle Obama'nın, Allen'ın NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı'na atanmasını soruşturma beklenirken askıya aldığını belirten Carney, John Allen'ın Afganistan'daki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü'nü (ISAF) komuta etmeye devam edeceğini söyledi.
Obama'nın korumaları da bir skandala imza atmıştı
Bu yılın nisan ayında Kolombiya’da 33 liderin katıldığı Amerika Zirvesi’ne ABD Başkanı Barack Obama’nın korumalarının karıştığı ahlaksızlık skandalı damgasını vurdu.
ABD Başkanı Barack Obama’nın güvenliğini sağlamak için zirve öncesinde Kolombiya’nın tatil cenneti Cartagena’ya gönderilen ekibin “fuhuş alemi” yaptığı ortaya çıktı. Amerikan başkanının güvenliğini sağlamak için gönderilen 12 kişilik ekip kaldıkları otele aşırı alkol aldıktan sonra hayat kadınları ile birlikte oldu. Gürültü şikayeti üzerine otele gelen güvenlik görevlileri bir korumanın hayat kadını ile yakalandığı diğerlerinin de fuhuş olayına karıştığını tespit etti.
Olayın duyulmasının ardından hepsi evli olduğu açıklanan 12 ajan görevden alınarak ülkelerine gönderildi. Obama’nın güvenliğinden sorumlu gizli servis şefi Edwin Donovan, “suiistimal” vakası yüzünden görevden alınan 12 ajanın ABD’ye gönderildiğini doğrulayarak, onların yerini yeni bir ekibin aldığını açıkladı.
Bunlar sadece kazaen ortaya çıkan ahlaksızlık skandallarıdır. Batının içinde buluınduğu çirkef hayat her taraflarını sarmış vaziyette! Daha önce de Fransa Cumhurbaşkanı sarhoş bir şekilde uluslararası bir toplantıya katılmış, zor ayakta durmuştu.
Eski Rusya lideri Yeltsin'de bir çok defa sarhoş bir şekilde toplantılara katılmış, kameraların önünde bu haliyle kadınları taciz etmişti. Keza Eski ABD Başkanı Clinton'unda ahlaksız ilişkileri basına yansımıştı. Dünya siyasetine yön verenlerde bu devletlerdir. Bütün bunlar gösteriyor ki dünyada şu anda ahlaksızlar ve sarhoşlar söz sahibidirler. Böyle bir dünyada hak ve adaletin hakim olması ne kadar mümkündür?