Bir referandumu daha geride bıraktık.
Muhalefetin (CHP'nin) bir klasiği üzere seçime itirazlar devam ediyor.
Yüksek Seçim kurumunun son anda aldığı kararla “Mühürsüz pusulaların geçerliliğinin kabul edileceği” açıklaması CHP'yi harekete geçirdi. Yüksek Seçim Kurumu'nun aldığı bu karar seçmenin mağdur edilmemesi adına alınmış bir karar olduğu yönündeki açıklamaları CHP'yi tatmin etmedi. Beyhude bir itiraz olarak bakıyorum açıkçası. Muhalefet partisinin referandumu kaybetme acısı diye okuyorum olayı…
Ülkemizde her seçimde bu tür durumlarla karşılaşıyoruz maalesef. Teknoloji çağında yaşamamız hasebiyle artık seçimlerin de teknolojiye uygun bir şekilde/bir sistemde yapılması gerektiğini vurgulamak isterim. Yüksek Seçim Kurumu(YSK) seçim yapılmadan önce seçmen listelerini yayınlar, sandıkları belirler ve seçmen sandığa gidip ıslak imza karşılığında oy kullanır. Daha sonra elle sayılan oylar İl ve İlçe Yüksek Seçim Kurumlarında SECSİS denen bir programla Yüksek Seçim Kurumu merkez ana bilgisayarlarına kaydedilir. Ana bilgisayarlarda çıkan sonuç kamuoyuyla paylaşılır. Süreç bundan ibarettir.
Seçim konusunda teknolojiyi çok kısık kullanıyoruz. Daha güvenilir ve hızlı bir sistem geliştirilebilir. Teknolojinin bu kadar geliştiği çağımızda hala klasik yöntemlerle seçim yapılmasını Ülkem adına büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Muhalefet partisi ( CHP ) hiçbir şekilde memnun olmaz her hâlükârda yine bir şeylere itiraz edecektir ama en azından bir e-devlet sistemi gibi halkın oyunu daha hızlı ve güvenilir, yaşlıların veya hastaların sedyelerle sandığa taşınmayacağı, seçmenin rahatça oy kullanabileceği bir sistem şart…
Bu sistemlerin güvenliğini sağlamak için parmak izi, yüz tanıma, avuç içi, retina tanıma buna benzer güvenlik önlemleri alınabilir. Sistemin alt yapısını tasarlarken “hacker”ların sisteme sızma gibi tehlikeleri göz önünde bulundurmak buna göre önlemler almak ve yazılım geliştirmeyi bunun üzerinden yapmak gerekir. Kişilerin özgür iradesiyle oy kullanabilmesi ve oyların gizliliği de önemlidir. Bu durumda random bir şifre üretilerek kişilerin tercihlerinin bilinmemesine
dikkat edilmelidir. Bunu şu şekilde açıklayalım. Diyelim ki seçmen parmak izi, yüz tanıma, avuç içi, TC kimlik numarası gibi herhangi bir güvenlik protokolü kullanarak kendini tanıttı. Oy kullanacaklar arasına kaydedildi. Oy kullanacaklar arasından random (rasgele) bir şifre üretilerek, tercihini bu şifreyi kullanarak yapacak. Sistem tarafından hangi seçmene hangi şifre verildiği bilinmediğinden seçmenin tercihi gizliliği de sağlanmış olacak. Referandumda “Evet” mi “Hayır” mı tercihi bilinmemiş olacak. Ya da diğer seçimlerde hangi partiye oy verdiği gizliliği korunmuş olacak. Bu ve buna benzer yazılımlar üzerine kafa yorulabilir. Tabi böyle bir yazılımın Türkiye'de yazılması ve Ülkemizin yazılımcılarıyla bu tür bir sistem geliştirilmesi gerektiğinin altını çizelim. Yabancı ülkelerden satın alınmış sistemlerde şaibe oldukça fazla olur.
Online sistemler üzerinden seçim yapan bazı ülkeler var. İngiltere, Hollanda, İtalya, Estonya, Brezilya, Kanada, Fransa ve ABD bu ülkelerden bazıları. Estonya da kullanılan sistem 2005 yılında yerel seçimlerde akıllı kart ile internet üzerinde dünyanın herhangi bir yerinde oy kullanabildi.
Ülkemizde E-Seçim teknolojisine geçmemiz gerekli mi? Güvenilir bir sistem kurulduktan ve sağlam bir yazılım geliştirildikten sonra neden olmasın. Daha hızlı sonuç üreten ve seçmenlerin herhangi bir yerden internet üzerinden rahatlıkla istedikleri gibi oylarını kullanacakları bir sistem ve yazılım geliştirilmeli. Şimdi olmasa dahi ilerde bu bir ihtiyaç olarak görülecektir. Türkiye' de daha çok referandumlar ve seçimler olacaktır. 16 Nisan referandumu bir başlangıçtı. Türkiye bundan sonra daha çok referandumlar göreceğe benziyor.