Türkiye'nin bundan önceki son koalisyon hükümeti erken seçime giderken böyle demişti Ecevit. Koalisyon ortaklarından Devlet Bahçeli'nin 3 Kasım'da erken seçime gidilmelidir kararını açıkladığında söylemişti bunu.
Ecevit söylese de söylemese de her şey apaçık görünüyordu. Her çeşit koalisyon denenmiş, olmamış dışarıdan Kemal Derviş diye bir ekonomist getirilmiş fakat çöküş önlenememiş, anayasa kitapçığının fırlatılması, yazar kasa atılması önlenememiş, siyaset de ekonomi de iflas etmişti.
Ecevit'in öngörüsü sadece ekonomik iflastan dolayı değil, aynı zamanda 28 Şubat zulmüne milletin duyduğu öfkedendi. Seçime gidildiği takdirde Ecevit'in tabiriyle şeriatçıların ve bölücülerin kazanacağı aşikardı. Çünkü yıllar yılı zulme uğrayanlar, ikide bir partileri kapatılanlar hep onlardı.
Gerçekten de Ecevit'in dediği gibi oldu, tarihte görülmemiş bir şekilde dün koalisyonu oluşturan partiler DSP, ANAP ve MHP ertesi gün barajın altında kaldılar meclise giremediler. Henüz yeni kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidara geldi ve o günden bu yana hep tek başına iktidarını sürdürüyor. Hem de cumhuriyet tarihinin en uzun iktidarı oldu, bakalım daha ne kadar sürecek.
Her ne kadar şimdilik ciddi bir alternatifi görünmüyor olsa da kendi ifadeleriyle 2019 için çok zorlanacaklar.
Gelelim bu on altı yılın değerlendirmesine. Herkes bunu yazıyor, konuşuyor. Bize düşen hakkâni olmak, doğrularını takdir etmek, yanlışlarını dile getirmektir.
Elhamdülillah bizim böyle bir hasletimiz vardır. Müslümanların şu anda en çok muhtaç oldukları hasletlerin başında hakkâni olmak geliyor. Hele hele birilerinin sadece ve sadece taassup derecesinde Recep Tayyip Erdoğan bağlılığıyla hareket ettiği, birilerinin de sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan kiniyle dolu olduğu, ona olan haset ve düşmanlıktan başka yakıt ve sermayesinin olmadığı günümüzde bu çizginin çok önemli olduğuna inanıyoruz.
Ak Partiyi değerlendirmede bir başka ölçü ve kıstasımız; Ümmetin menfaat ve maslahatını kendi camiamızın menfaatinden önde tutmaktır. Ak Partinin kazandığı her seçimin sonunda defalarca tekrar etmişizdir ki; Mademki Ümmet seviniyor, o halde biz de seviniyoruz.
Yeri geldiğinde de yanlışlarını hiç çekinmeden dile getiriyoruz. Hem o zaman bizim eleştirilerimizin çok daha değerli olduğunu iktidar partisi anlamalı, kulak vermelidir.
Biz yine yazımızın başlığına, “şeriatçılar ve bölücüler kazanır” sözüne. Şeriatçılarla kast ettiği her halde bugünkü iktidar partisiydi ve bu anlamda korktuğu başına geldi. Ak Partinin ne kadar şeriatçı olduğu öncelikle bizim kendi aramızda konuşacağımız ayrı bir konudur.
Bilmem kabirde haberdar mıdır Ecevit, “Burası devlete meydan okuma yeri değildir, haddini bildirin şu kadına” dediği kadın şu anda devletin Malezya büyükelçisi olmuştur.
Gelelim Ecevit'in tabiriyle bölücülerin ne kadar kazançlı çıktığına, en azından on altı seneden bu yana nereden nereye geldiğine. İnşaallah bu konuya bir sonraki yazımızda temas etmeye çalışalım.
Özellikle neler yapıldığından ziyade neler yapılabilirdi de yapılmadı, yapılamadı konusunu ele almak istiyorum.