Edepli namuslu bir çaydanlık

Mehmet GÖKTAŞ

Seçimin gürültüsünden kirliliğinden sıkılmışsınızdır zannedersem, buna bir de yeniden sayım ve mazbata meselesi eklenince, gelin birazcık kaçalım, araya bir çay ve çaydanlık sohbeti sıkıştıralım.

Öğrencilik yıllarımda yaz tatillinde bazen inşaatlarda amelelik yapardım. Allah rahmet eylesin taş duvar ören bir Duran Emmi’miz vardı, onun yanında çalışır, ona taş verirdim, harcını karar teknesine doldururdum. Koyacağı yeri göstererek; “Yeğenim, şuraya edepli namuslu bir taş ver” derdi. Ben de oraya göre onun istediği, düzgün, işçilik gerektirmeyen taşı seçer verirdim. Rahmetlinin bu edepli namuslu taş meselesini unutmam.

Geçenlerde bir çaydanlık almaya girdiğim mağazada aklıma düştü, adam “nasıl bir çaydanlık istiyorsunuz?” deyince ben de;

“Şöyle edepli namuslu bir çaydanlık olsun” dedim. Tabi adam biraz şaşırdı;

“Nasıl oluyor edepli namuslu çaydanlık?” dedi.

“Fingir fingir, cıngır cıngır oynamayacak” dedim. Beğendiğim bir çaydanlığı alıp masanın üzerine koydum, sonra masaya darbukaya vurur gibi vurmaya başladım, çaydanlık dediğim gibi cıngır cıngır oynuyor, ses çıkarıyordu.

“Gördün değil mi, daha çalmadan oynuyor bu” dedim. Adam hayret ve tebessümle baktı, meseleyi anladı, yani çaydanlık ve demlik hıp diye oturmuyordu.

Adam başka bir çaydanlık takımı getirirken bu arada “demek edepli ve namuslu çaydanlık olacak ha” diye söyleniyordu. Yeni çaydanlıklara bakarken ben devam ettim:

“Ağzı sıkı olacak, dışarıya sır vermeyecek” dedim, bu defa ne demek istediğimi anladı, elindeki çaydanlığın öyle olduğunu göstermeye çalıştı.

“Bir de sıcak yürekli olacak” dedim. Artık işin o yönünün ocağa ait olduğunu, çelik olduğu için kolay kolay soğumayacağını söyledi.

“Onu kastetmiyorum dedim, hem çaydanlığın hem demliğin uzun değil yassı olması gerektiğini, demliğin tabanının çaydanlıktaki suya çok yakın olması, mesafeli olmaması gerektiğini söyledim.

Aradığım takımı bulmuştum, adam meseleyi güzelce anladı, ben çıkarken arkamdan tebessümle bakıyor, “demek edepli ve namuslu bir çaydanlık ha” diye söyleniyordu.

Yanlış anlaşılmasın da şu dünyada artıdan bir tek çayımız var, müsaadenizle onu olsun tam yapalım, ağız tadıyla içelim.

Basit ve lüzumsuz bir konuyla sizi meşgul ettiğim için bağışlayın. Başta da söylediğim gibi politikanın boğucu ortamından birazcık olsun uzak kalmakta fayda vardır.

Hem ihtilaflı konulara girmektense böyle üzerinde ittifak ettiğimiz çayımızdan konuşalım dedim.

Gerçekten bugün üzerinde ittifak ettiğimiz çaydan daha başka bir şeyimiz var mı? Her konuda ihtilafa düşsek de çay meselesinde tereddütsüz ittifakımız vardır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.