ÖSS, ÖYS, YGS, LYS, TEOG ve şimdi de MİS, LGS ve YKS! Türkiye'deki sınav sistemi gördüğünüz gibi Alfabeyi tüketmek üzere. Sınavların kısaltmalarına bakınca insanın aklına marjinal sol örgütlerin kısaltmaları geliyor.
Eğitim sistemindeki arızalar giderilmeden sürekli sınav sistemleriyle oynamak, sorunları kangren haline getirdi. Bu yüzden de 15 yıllık iktidarın en başarısız olduğu alan Eğitim'dir dersek yanlış bir şey demiş olmayız.
Fiziki anlamda çok önemli atılımların yaşandığını, arttırılan derslik sayılarını, Fatih, Akıllı Tahta gibi projeleri, çocukların önlükten kurtarılması ve hepsinden de öte ders kitaplarının ücretsiz olarak dağıtılması gibi projelerin hakkını teslim ederken kemiyette yaşanan bu iyileştirmelerin keyfiyete yansımadığını da belirtmek gerek.
Bunun en temel sebebi ise, AK Parti döneminde Milli Eğitim Bakanlığı'nın adeta bir kontenjan bakanlığı olarak görülmesidir. 15 yıllık AK Parti iktidarında şu ana kadar bakanlık yapan 6 kişinin hiç biri Bakanlık yaptığı kurum ile ilgili eğitime sahip değil.
AK Parti döneminin ilk Milli Eğitim Bakanı olan Erkan Mumcu; Hukukçu, Halefi Hüseyin Çelik ise Edebiyatçı idi ve mastırını politika, doktorasını ise edebiyat alanında yapmıştı. Ondan sonra gelen Nimet Baş da Hukukçu idi. İşletme mezunu Ömer Dinçer ve İdari bilimler mezunu Nabi Avcı'dan sonra bakan olan İsmet Yılmaz ise gemi mühendisi ve bir önceki görevi ise Milli Savunma Bakanlığı.
Görüldüğü gibi AK Parti Döneminde Milli Eğitim Bakanlığı yapanların hiç biri eğitim camiasının içinden gelmiyor. Bu yüzden de Eğitim Sistemi'nin temel sorunlarına vakıf olamıyorlar. Bu durum da onların kolayca yönlendirilmelerine vesile oldu.
Dikkat edin FETÖ'nün en çok para kazandığı alan bu sınav sistemi oldu. Dershaneler, FETÖ'nün hem gelir hem de en temel insan kaynakları oldular. Özellikle Hüseyin Çelik döneminde önlerine konulan fırsatları çok iyi değerlendirdiler. Değişen her sınav sistemi öğrencileri adeta onların dershanelerine, kitaplarına, testlerine, çaldıkları sorularına, abi ve ablalarına muhtaç etti.
Ulaştırma ve Sağlık bakanlıkları belki de AK Parti'nin 15 Yıllık iktidarının temel sebeplerinden biridir. Bu iki bakanlığın sergilediği başarının iki temel sebebi var. Bakanlıkta istikrar ve Meslekten gelen insanların bakan olmaları. 15 Yıl boyunca Milli Eğitime 6 farklı insan bakanlık yaparken Ulaştırma Bakanlığı ise bu alanda eğitim görmüş ve yıllarca bu alanda görev yapmış Binali Yıldırım ve Ahmet Arslan tarafından idare edildi. Aynı durum Sağlık Bakanlığı için de geçerli. Bu koltuğu dolduran, Recep Akdağ, Mehmet Müezzinoğlu ve Ahmet Demircan'ın ortak özelliği ‘Doktor' olmaları. Sağlık, doktorlara emanet edilirken Eğitim ise hukukçulara, makine mühendislerine emanet edildi.
İktidar da bu yanlışın farkında. Ama Eğitim sistemini toptan masaya yatırıp alanında uzman kişilerle görüşüp toplumun talepleri doğrultusunda yenilemek yerine, sadece sınav sistemini değiştirmekle sorunu çözebileceklerini düşünüyorlar. Bu da yıkılmak üzere olan duvarın çatlaklarını sıva ile kapatmak gibi bir şey olsa gerek.