Yeni eğitim öğretim yılı 18 Eylül'de başlayacak. Her şeyden önce bu eğitim yılının tüm öğretmenlerimize ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Yüz binlerce öğretmen ve milyonlarca öğrenci büyük bir heyecan ile okulun yolunu tutacaklar, azim ve kararlılıkla eğitim faaliyetinin ilk adımını atmış olacaklar.
Eğitim sistemimiz kronikleşmiş sorunlarla yoluna devam etmeye çalışıyor. Her gelen hükümet iddialı bir şekilde eğitim sistemine neşter vuracağını söylüyor, ancak bu hususta attığı her adım neredeyse yarım kalıyor. Yüzeysel bazı pansumanlarla bu kronikleşmiş sorunu çözebileceklerine inanmaktadırlar. Ancak yapısal reformların yapılması için ciddi adımların atılma zemini bir türlü oluşturulmamaktadır.
Eğitim sisteminde anlayış, hassasiyet ve vizyon olarak batı kültür ve anlayışları baz alındığından bir türlü, halkın hassasiyet ve özlemi bu sistemin içerisinde yer bulamamaktadır. Halkın istekleri, değerleri değil, batılı jakobenlerin istek ve emellerinin gerçekleşmesi için ülkenin bütün kaynakları heba edilmektedir. Yetişen nesiller amaçsız bir şekilde ve batı değerlerini kendi değerlerinden üstün gören hastalıklı bir anlayışla hayata devam etmeleri istenmektedir.
Bir türlü kendimize özgü 'milli ve yerli' bir eğitim sistemimiz olmadı. Batı değerlerinin bizim değerlere tercih edildiği bir süreci yaşadık ve halen ciddi bir şekilde batı değerlerinin uygulanması için çalışmalar sürdürülmektedir. 'Karma eğitim' bu sistemin en büyük ayaklarındandır. Örfümüze, milli ve manevi değerlerimize tamamen ters bir uygulama olan karma eğitim tamamen batının bir dayatmasıdır ve maalesef kısa süre içerisinde de bizim bundan vazgeçmemize müsaade etmeyecekleri ortadadır.
Derslik ve öğretmen açığı sorunu eğitim sistemimizin en büyük çıkmazlarındandır. Yıllardır öğretmen açığı kapatılamadı. Çok sayıda derslik yapılmasına karşılık ve değerli bir vizyon ortaya konulmasına rağmen, kalabalık sınıflardan kurtulma imkanını bir türlü yakalayamadık. Yeterli öğretmen alımı yapılmadığından, ek ders karşılığı öğretmen alımına gidilmekte ve bu durumda beraberinde ciddi sorunlar getirmektedir. Derslik ve öğretmen açığı sorunu net olarak halledilmedikten sonra, eğitim sisteminin en önemli iki dayanağı ciddi bir çıkmaz olarak sorunları katmerli hale getirmeye devam edecektir.
Öğretmen ücretlerinin istenen düzeyde olmaması da eğitim kalitesini ciddi anlamda etkilemektedir. Toplumun tamamının eğitimini gerçekleştiren öğretmenlerin sorumlulukları oranında değer verilmesi ve maddi olarak ta taltif edilmeleri en doğru olandır. Nitelikli öğretmenlerin, nitelikli ve yerli bir eğitim sistemiyle özlenen toplumun yetiştirilmesi mümkün olacaktır.
Yeni müfredat olumlu bir adım olmakla beraber, halen halkın hassasiyetlerini tam olarak yansıtmaktan çok uzaktır. Darvin teorisi gibi saçma bazı safsataların müfredat dışı bırakılması bile büyük bir değerdir. Müfredatı böylesi bir saçmalıktan kurtaran herkese teşekkür ederiz. Daha önemli adımların atılması için bu heyecanda olan bütün yetkililere başarılar diliyorum.
Değerler eğitiminin sistemin içine yerleştirilmesi olumlu bir adımdır. Ancak bu değerleri layıkıyla işleyecek ve yeni neslin en vazgeçilmez ölçüleri olması için canla başla çalışacak azimli öğretmenlere ihtiyaç vardır. Öğretmenlerin de bu değerleri büyük bir sorumluluk bilinciyle öğrencilerine aktarmaları gerekmektedir. Onun için sistemin vizyonu, yerli ve manevi değerlerimize uygun olması için büyük bir anlayış değişikliğine acilen ihtiyacımız vardır.
Madde bağımlılığının ilkokul yaşına kadar indiği bir süreçte elbette değerler eğitimi daha bir önem kazanmaktadır. İnsani değerlerin aşındığı, batı yaşam tarzının hastalıklarından olan ferdiyetçiliğin toplumumuzu kasıp kavurduğu, haram işlemenin alenileştiği bu asırda, manevi dinamiklerimizi ön plana çıkaracak olan değerler eğitiminin tam anlamıyla işlenmesi gerekmektedir.
Eğitim sistemimiz batı taklitçiliğinden kurtulmalıdır. Batı anlayışının insanlığa dayattığı kan, gözyaşı ve katliamlar ortadır. Başkalarının emellerine hizmet eden değil, kendi özümüze uygun bir eğitim sistemiyle yola devam etmeliyiz. Bu mümkündür. 15 Temmuz darbe girişiminde batı anlayışının bir bütün olarak bize bakışını net olarak gördük. Ve bu darbeye ilk karşı çıkan ve sonuna kadar mücadele etmekten vazgeçmeyen manevi değerlerine bağlı insanların ortaya koydukları irade olmuştur.
İşte bu iradeyi eğitim sistemimizin esası haline getirmeliyiz.