Eğitimci Uzman Psikoterapist Adnan Kalkan, uzaktan eğitimin yol açtığı sorunlar başta olmak üzere aile eğitimi hususlarında önemli açıklamalarda bulundu.
Eğitimin fıtrata uygun bir şekilde yapılması gerektiğini vurgulayan Kalkan, batı endeksli eğitimin fıtrattan uzak olduğunu ve sonucunun hüsran olacağını belirtti.
Kalkan, eğitimde Hazreti Muhammed’in nebevi hareketinin rol model alınması gerektiğini vurguladı.
Bugünün çocuklarının yarını inşa edeceklerini belirten Kalkan, aile içi iletişimde çocuğu olumsuz etkileyen ifadelerin kullanılmasının gelişimde yan etkiler doğurduğunu belirterek, "Çocuk hem çocukluğunu yaşayamıyor hem de ileriki yaşlarında özgüven sıkıntısından kurtulamıyor. Çocuğa çocukken çocuk gibi, buluğ çağında da sorumlulukları öğretilmeli. İnsanın yaşı kaç olursa olsun ona çocuk muamelesi yaparsanız, kişi çocuk gibi hareket yapacaktır. Bu şekilde rol karmaşası içerisine girecektir." diye konuştu.
İnsanlığın problemli süreçler yaşadığını ve bu süreçlerde sıkıntıların da beraberinde geldiğini aktaran Kalkan, anne ve babalara büyük vazifeler düştüğünü ve durumun fırsata çevrilmesi gerektiğini söyledi.
"Salgın fırsata çevrilmeli ve evde kaldığımız sürede aile içi iletişimimizi güçlendirmeliyiz"
Sosyal hayatın vermiş olduğu yoğunluk ebeveynleri çocukların uzaklaştırdığını hatta yabancılaştırdığını söyleyen Kalkan, "Eğitim rolü sadece öğretmene yüklenmemelidir. Salgın fırsata çevrilmeli ve evde kaldığımız sürede aile içi iletişimimizi güçlendirmeliyiz. Eşler hem birbiriyle hem de çocuklarıyla yeniden tanışmalı çünkü yabancılaştılar." dedi.
"Bağımlılık, hastalıkları da beraberinde getirir"
Salgın döneminde çocukların sosyal medyaya maruz bırakıldığını vurgulayan Kalkan, teknolojiden ziyade daha çok kitaplara yönlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Ocak ve haziran ayları arasında medya ve teknoloji bağımlılığının çok yükseldiğini gözlemleniyor. Bağımlılık, fizyolojik ve biyolojik hastalıkları da beraberinde getirir." ifadelerini kullandı.
EBA üzerinden derslerin işlendiğini ve çocukların medya ve teknolojiye zorunlu olarak maruz bırakıldığını anımsatan ve Millî Eğitim Bakanlığı’na 20 yaş altının sokağa çıkış saatleri olan 13.00 ve 16.00 arasında derslerin yapılmaması çağrısında bulunan Kalkan, şu ifadeleri kullandı:
Sokağa çıkış saatlerinde derslerin olmasından dolayı gençler, sportif ve harekete dayalı bedensel faaliyetlerini yapamıyorlar. Bu durum öğrencileri psikolojik anlamda bunaltacaktır. Aynı zamanda dikkat, hafıza, mantık, muhakeme, akıl yürütme gibi özellikler hasara uğrayacak ve gelişmeyecektir. Bundan sonra ki 10 yıl içerisinde bağımlı ve problemli bir nesil ortaya çıkacaktır.
MEB’in anne ve babaların çocuklarıyla ilgilenebileceği ve rehberlik yapabileceği projeler üretmesi gerektiğini söyleyen Kalkan, "Hangi akılla ilk okul çocuğu altı saate kadar medyaya maruz bırakılıyor? Bunu hangi bilimsel temellere dayandırıyorlar?" şeklinde konuştu.