MARDİN - Mardinli öğretmenler meslektaşlarına yapılan şiddete derse girmeyerek tepki gösterdi. İki okul idarecisinin velilerin saldırısına uğraması üzerine öğretmenler bugün okulda bir saatlik ders bırakma eylemine girdiler. Mardin'de Okay Yaşar Anadolu Lisesinde dün yaşanan olayda okulun iki müdür yardımcısı Ömer Öncel ve Muhammed Yılmaz 3 velinin saldırısına uğramıştı. Darp edilen iki idareci hastaneye kaldırılmış ve 15 günlük iş göremez raporu almıştı.
Olayla ilgili olarak bugün Mardin Okay Yaşar Anadolu Lisesi önünde bir araya gelen yaklaşık 50 kişilik öğretmen şiddet olayını kınayarak bir saat boyunca derse girmeme kararı aldılar. Okul önünde basın açıklaması yapan grup okuldaki güvenlik zafiyetine dikkat çekti.
Basın açıklamasını okuyan Eğitim-Bir-Sen Mardin Şube Başkanı Eyyup Değer, "24 Ekim Perşembe günü yani dün burada, Mardin Okay Yaşar Anadolu Lisesi'nde üyemiz ve okul idarecisi olan arkadaşımız makamında üç kişinin saldırısına uğramış ve darp edilmiştir. Olayı okul müdürlüğüne değil, devletin makamına ve varlığına yapılmış bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Bu saldırı Eğitim Bir Sen üyesi olsun veya olmasın bütün eğitim camiasına yapılan bir saldırıdır. Biz diyoruz ki eğitime uzanan eller kırılsın. Bu olay okullardaki güvenlik zafiyetinin de bir göstergesidir. Şiddet olaylarında öğretmenlerimiz ne yazık ki üvey evlat muamelesi görüyor. Hastanede bir doktora yapılan bir saldırıda bütün Türkiye ayağa kalkarken öğretmene yapılan saldırıda ne bakanlığımız, ne de başka bir yetkili kurum bunun önüne geçmek için bir düzenlemenin içine girmiyor. Okullarımız resmen terk edilmiş ve öğrenci velilerinin saldırılarına maruz kalmaktadır. Artık okulların güvenliksiz olması öğretmenlerimizi tehdit etmektedir."dedi.
Açıklamasında her tarafı cennet olan bir ülkede cinnet toplumu haline doğru yol aldıklarını dikkat çeken Değer, şunları söyledi:
"Aklını ve duygularını yönetemeyenler şiddeti seçiyor. Gerekli tepki verilmediği, failler bedelini ödemediği için şiddet sıradan bir olaymış gibi toplum tarafından kanıksanıp masum bir hak arama yöntemi gibi yaygınlaşıyor. Şiddetin mağduru ise bazen öğretmen, bazen doktor, bazen kadın, bazen çocuk oluyor. Okullarımızda, öğretmenlerimize ve yönetici odalarına yapılan saldırıyı kabul etmemiz mümkün değildir. Üyemiz olsun veya olmasın, bir eğitim neferine bu şekilde saldırılması hiçbir vicdan sahibinin kabul edeceği bir şey değildir. Demek ki hâlâ bu ülkede, kanunların yazılı olması hukukun üstün olduğu anlamına gelmiyor. Bir öğretmene kim hangi nedenle saldırır bilmiyoruz. Ancak hukukun, medeniliğin evrensel normları sorunların çözüm yolunun bu olmadığını gösterir. Okulların ve öğretmenlerin bu şekilde sürekli şiddete maruz kalmaları, hepimizin ayıbıdır. Eğer kurumlarımızda alınan komisyon kararları kuruma tekme tokat girerek çözülecekse, devlet aygıtı bu bölgede işlemiyor demektir. Yıllardır çeşitli sebeplerle kavgalara sahne olan eğitim kurumlarının ve itibarları kaybettirilen öğretmenlerin toplum nezdinde hak ettikleri itibarı tekrar geri kazanmaları için yetkilileri bir an önce çözüm üretmeye davet ediyoruz." (İLKHA)