Malumunuz salgından dolayı 1,5 yıldır okullar kapalıydı. Bu süreç hem öğretmenler hem öğrenciler hem de veliler için oldukça sıkıntılı geçti. Ancak geçen hafta yani 6 Eylül'de okulların açılması ve 18 milyonu aşkın öğrencinin ders başı yapması hepimiz için sevindirici oldu. Hayırlı olsun.
Şimdi gelelim asıl konumuza, yani eğitimde ideolojik vesayetin Müslüman toplumumuzu nasıl değiştirip dönüştürdüğü meselesine.
Toplum bir bütünse bu bütünün parçaları insandır. İnsan da yapısı itibariyle değişken bir varlıktır. İnsandaki değişime neden olan ana etken ise eğitimdir.
Dolayısıyla eğitim; insanın bakış açısını, olayları okumasını, gelişen sorunlar karşısında çözüm şeklini belirler. Bir diğer ifadeyle kişinin aldığı eğitim onun kişiliğini oluşturur.
Aynı eğitimi bütünün parçalarına zorunlu hale getirdiğin takdirde bir nesil sonra toplumu değiştirmiş olursun.
İşte Cumhuriyetin ilanıyla Türkiye'de tam da bu yapıldı.
Evet, 1300 yıllık inanç ve kültür bir kenara bırakıldı. Sanat, edebiyat, musiki, tarih ve bilimum değerli miraslar görmezlikten gelindi ve yeni neslin o değerli miraslarla bağı koparıldı. Hatta yer yer istihza ve nefret konusu edildi.
Derken, kemalist zihniyetin sinsice uyguladığı bir toplumsal mühendislik ile Müslüman bir toplumdan seküler bir ulus inşa edildi.
O gün bugündür ne içimizde bir huzur ne toplumsal bir refah ne de ilim ve fende bir başarı yakalayamadık.
Pozitivist bilim anlayışına sahip batı zihniyetinin ithal programlarıyla Müslüman neslimiz hem inancından, kültüründen ve medeniyetinden uzaklaştı hem de bilim ve teknolojide batıya mahkum olduk.
Son on yılda bazı iyileştirmelerin yapıldığı yadsınamaz bir gerçektir. Ancak yapılan iyileştirmeler kemalist zihniyetin kurduğu düzenin eksikliklerini tamamlamaya yönelik olduğu için netice vermiyor ve veremez de.
Dikkat edilirse aynı siyasi iktidar 19 yılda 8 Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. Her gelen bakan, "Eğitim sistemi sıkıntılı, değiştiriyoruz" yönünde beyanatlar verdi ve sonrasında kameralar karşısına geçip sözde sil baştan değiştirdikleri sistemi bütün detaylarını saatlerce anlattı. Günlerce bazen aylarca bu değişiklik gündem konusu oldu ancak sonuç yine değişmedi ve değişmez de.
Neden mi?
Yukarıda izah etmeye çalıştığımız gibi siyasi iktidar, eğitimde köklü bir değişime gitme yerine seküler bir ulus inşa etmek isteyen kemalist zihniyetin batıdan ithal ettiği eğitim sisteminin eksikliklerini düzeltmeye çalışıyor.
Bir nevi her tarafı eğri olan devenin boynunu düzeltmeye çalışıyor. Zaten devenin boynu düzelmez, velev ki düzelse dahi doğru bir boyun her tarafı eğri olan devenin üstünde durmaz.
Yapılması gereken ise anayasadan başlanarak eğitim sistemiyle ilgili tüm mevzuatlar değiştirilmeli ve Müslüman toplumumuzun inancı ve kültürüne uygun bir eğitim modeliyle "Bismillah" denilmelidir. Yoksa bundan sonraki değişiklikler de önceki değişiklikler gibi sonuç vermez, veremez.