Bismihi Teâlâ
Galiba dünyada en uzun süre okullarını kapatma rekoru bizde!
Eğitim sitemlerinde ödün vermeyen Finlandiya, Japonya ‘da okullar tam açık!
Rusya, İspanya, Belçika, İsviçre gibi ülkeler, vaka sayılarının yüksekliğine bakmadan
Eğitim sitemlerinden taviz vermemekte ısrar ediyorlar.
Bir yılı aşkın süreçte;
Günü birlik alınan kararları,
Saatte bir değişen/değiştirilen kararları;
Etraflıca düşünmeden edemeyiz...
Galiba pandemi düşünce ve karar verme mekanizmasını fena vurmuş!
Bu süreçte sistemin içindeki kurumların beyanatları, tutarsızlıkları da işin cabası!
MEB, Sağlık bakanı başka diyor. Bilim Kurulu, Hafzıssıhha başka…
Danışıklı-dönüşüklü bir politika izlenimi veriyor.
Şuan kabak galiba valiliklerin başında patlayacak.
Gerçi valilikler de kendini uzak tutmak için il hıfzıssıhhalarını öne çıkartıyor ya!
Neticede çelişki üstüne çelişkiler alıp başını gidiyor!...
Anlaşılan kimse insiyatif almak istemiyor.
Ciddi bir özgüven, öngörü yoksunluğu yaşıyoruz.
Kimse okların hedefinde olmak istemiyor ya da tepkileri göze alamıyor.
Oysa okulların açık tutulmasında büyük bir talep var.
Ki zaten velinin isteğine bırakılmış.
Buna rağmen korkularımız var!..
…
Gelir getiren tacir bakışından vazgeçmeyecek miyiz?
Koltuk, makam, sıyasi getirim döngüsünden daha yüksek
İdeallerimiz, ödev ve mesuliyetlerimiz olmayacak mı?
Hani bir söz var:
‘Alttan kalanın canı çıksın!’
Evet, altta kalanın canı mı çıksın?
Diğer deyişle ‘sen kendini kurtar’ ,
‘Herkes kendi başının çaresine baksın’
ülkü,gaye bu mu yani?...
Kısacası,
Başın cezasını ayaklar çekiyor.
Alttakiler üsttekilerin ağırlığında kaybolup gidiyor.
Kaybolan nesle kendimizi inandırmışıyız mı acaba?
Dağınıklığı bir daha toparlama müşkül bir hal alabilir.
Tutarlı nesillerin vücudu;
Tutarlı politika, sağlam İş, kararlı icraatla olmaz mı?
Kalın sağlıcakla….