Eğitimde ve Memur Sen'de Değişim Olmalı Ama Nasıl?

Muhammed Ali AKAY

Eğitim ile ilgili her bakanın, bakan olur olmaz ‘Değişim şart!' sloganı ilk sözü olmuş. Eğitim konusunda birçok kesimin başarısız olduğunu birçok yazımızda ifade etmiştik. Hatta İslami STK ve vakıfların da bu konuda yeterince imkânlarını kullanamadıklarını çeşitli şekillerde ifade etmiştik. Hatta Diyaneti de buna dâhil edebiliriz. Çok rahatlıkla diyebiliriz ki: ‘Allah'ın verdiği imkânları halkımızda İslami bilinç oluşturmak için ne yazık ki kullanmıyoruz. Buna Diyanet de dâhil.'

Eğitim çok yönlü, birbiri ile ilişki halinde olması gereken kurumların ortak hareket etmesini icap ettiren bir çalışma alanıdır. Ülkemizde en yalnız kalan Bakanlıklardan biri de Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Milli Eğitim Bakanlığı'nın diğer bakanlıklarla ortak protokol imzalayıp da halka duyurulan kaç proje var? En önemlisi de Diyanet ve MEB'in ortak hazırladığı bir eğitim projesi var mı?

Büyük bir toplumu içinde barındıran Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimdeki değişimin ilk olarak öğretmenlerde başlaması gerektiği kanaatine varmış olmalı ki resen planlanmış kurs ve seminerleri öğretmenlere vermek istiyor. Öğretmenler bu durumdan gayet rahatsız. Çünkü bu eğitimlerin ciddiyetsiz, yetersiz kişilerce yapıldığını, faydasının olmadığını, bildikleri konuları tekrarladıklarını, okul kapanırken ve açılmadan önce toplamda 4 haftayı kaplayan saat olarak 120 saati aşan seminerler döneminde niçin bu eğitimlerin verilmediğini soruyorlar. Öğretmeni robot olarak gören, gel dedin mi gelen, git dedin mi giden hiçbir sosyal yaşamı olmayan biri olarak algılayan anlayışı hiçbir eğitimci kabullenmiyor. Eğitim sendikaları da MEB'in bu tutumuna karşı çıktı ve Memur Sen aldığı eylem kararıyla tüm üyelerine şu mesajı gönderdi:

‘Değerli üyemiz, Eğitim Bir Sen Genel Merkezimiz hafta içi mesai saati sonrası veya hafta sonları herhangi bir ücret ödenmeksizin ve resen planlanmış kurs ve seminerlere katılmama kararı almıştır.' Evet, bu karar ne demek? Yani ‘Ey MEB! Personeline değer ver!' demekten başka bir anlama gelmiyor kanaatimizce.

Demek ki MEB bir karar alırken, eğitim ile ilgili çalışmalar yaparken mutlaka Eğitimin diğer paydaşları olan sendikalar, dernekler, siyasi partiler ile istişare etmelidir. ‘Ben yaptım oldu.' anlayışı ile ne yazık ki eğitim de olmuyor. ‘Ben bunu iyi niyetle istemiştim ve planlamıştım.' Demekle de olmuyor. Dolayısı ile eğitim ile ilgili planlamalar yapan her katmandaki eğitim yönetimcisi eğitimin diğer paydaşlarını hesaba katmalı ve onlara da değer vermelidir. Özellikle Memur Sen bünyesindeki Eğitim Bir Sen'in görüş ve önerileri önemsenmelidir. Çünkü Türkiye'nin en büyük eğitim sendikasıdır.

Bu arada Eğitim Bir Sen demişken Memur Sen'in seçimlere gittiğini hatırlatalım. Halkımızın bazı beklentilerini daha önceden ifade ettiğimiz gibi tekrarlayalım. Bir yıl önce yazdığımız ‘Memur Sen zayıf kalıyorsun' yazımızda da ifade ettiğimiz gibi bu sendikayı kuranlar bu ülkenin aslına, özüne İslami kimliğine geri dönebilmesi için bu sendikayı kurdular. Ve tüzüklerinde de ifade ettiler. Gerek dolaylı cümlelerle gerek sarih olarak amacın milli ve manevi değerleri muhafaza edebilmek olduğunu özetlediler. İlk kurucular çok çileler çekti. Sesleri sürekli bastırıldı. Ama şu gelinen noktada gerçekten de Memur Sen çok büyük bir güce erişti. Türkiye'nin yetkili sendikası olarak birçok kişinin ümit bağladığı bir sivil toplum hareketidir. Biz diyoruz ki yeni dönemde il başkanlıklarına gelecek kişiler, il yönetimlerine seçilecek kişiler İslami bilinç ve birikime sahip kişilerden olsun. Ki bu halkın özüne dönmesine yönelik çalışmaların çoğalsın Memur Sen. Memur Sen'in bünyesindeki tüm memurlar özüne dönmüş, İslami kimliği benimseyen ve rahmetli Mehmet Akif'in hayal ettiği gibi bir memur olan bireyler olabilseler çok daha başka bir Türkiye oluruz inşallah.

Memur Sen'deki seçimler en az yerel seçimler kadar önemlidir. Çünkü il başkanlığına seçilen bir kişi, koskoca o ilde çalışan binlerce memurun sözcüsü, lideri konumuna geliyor. Genel başkanın da konumu hayati bir öneme sahip. Tüm bunlarla beraber eğitimin daha iyi olacağına, nesillerimizin Ecdad-ı Salihan misali yeryüzünün imar ve ıslahı için mücadele veren bir nesle dönüşeceğine olan inancımız her geçen gün güçleniyor. Rabbim içimizdeki iyilerimize iktidar versin. Kötülerimizin de şerrinden hepimizi korusun der sağlık ve afiyet içinde hayırlı bir hayat yaşamanızı Rabbi Rahim'imizden dileriz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.