Kanaat önderleri, medreselere sahip çıkılması için çağrıda bulundular. Eğitimin mihenk taşı olan medreselere her geçen gün ihtiyacın daha fazla artığına dikkat çeken kanaat önderleri, medreselerde ilimlerini tamamlayarak icazet alan talebelere, üniversite diplomasının verilmesini talep ettiler. Geçmişten günümüze, medreselerin eğitim noktasında yapmış olduğu hizmetleri hatırlatan kanaat önderleri, bugün aha çok medreselere ve medrese eğitimine ihtiyaç duyulduğunu belirtiler.
Medreselerin sadece bölge için değil, İslam âlemi için önem arz ettiğini belirten Bitlis'in Güroymak (Norşin) ilçesinde yaşamış merhum Nakşibendî şeyhi Muhammed Ziyaeddin'nin torunu ve bölgenin kanaat önderlerinden Şeyh Abdülkerim Çevik, tüm olumsuz şartlara rağmen medreselerin varlığını devam ettirdiğini söyledi.
"Tüm zor şartlara rağmen medreseler varlığını devam ettirdi"
Çevik, "Medreseler sadece bölgemiz için değil, bütün İslam alemi, bütün Müslümanlar için önem arz etmektedir. Çünkü medrese demek, ilim demek, din demek; Kur'an ve hadis ilimleri, tefsir ilimleri medreselerde tahsil ediliyor. Bölgemiz Cumhuriyetle beraber medreseye ara vermedi. Yani bütün zor şartlarına rağmen medreseleri devam ettirdi. Ayrıca bölgemiz için şöyle diye biliyoruz. Bölgemizin mektebi, kültürüyle iç içe olmuş. Medreselerimiz bu açıdan önem arz etmektedir. Tabi son zamanlarda medreseleri daha da geliştirdik, binalar yaptırdık, talebeleri artırdık. İnşallah ileriki gönlerde de bunun hem sayılarını, hem de kalitesini daha da arttırmayı düşünüyoruz. İnşallah daha da arttıracağız." dedi.
"İmkânlar arttıkça medreseler çoğalıyor, talebeler çoğalıyor, eğitim de kalite artıyor"
Medreselerin eskide daha kaliteli olduğuna dikkat çeken Çevik, şunları söyledi: "Tabi bunlar imkâna bağlıdır. İmkânlar arttıkça medreseler çoğalıyor, talebeler çoğalıyor, binalarda çoğalıyor, eğitim de daha da ileri safhaya gidiyor. Şöyle diyebiliriz eski ilim biraz daha kaliteliydi, biraz daha emek sarf edilmişti. Biz bazı engellerle karşı karşıya kalıyoruz. Dışarıdan talebeler diploma almak için çok çaba gösteriyorlar. Medrese eğitiminden uzak kalıyorlar. Öğrenciler diploma almak için fazla zaman harcamalarına karşı, bu zamanı medreselerde harcarsa eğitim kalitesi daha da artar. Bunun yolu da talebeler diplomalarıyla değil, kaliteli bir icazet almalarıyla meşhur olup bu icazet hem toplum nezdinde hem de devlet kurumunda bir değer görmesi lazım. Bu ancak böyle olabiliyor. İleriki zamanlarda buna da fırsat verileceğine inanıyorum."
"Üstad bu medreselerde hem dini ilimlerin hem de müspet ilimlerin bir arada okutulması için çaba göstermiştir"
Doğrusu İslam âleminin İçerisinde bulunduğu korkunç durumdan kurtarmak için elbette ki ilmin çok ehemmiyeti vardır." diyen Medreseler ve Alimler Vakfı (MEDAV) Genel Sekteri ve Medine Cami medrese müderrisi Molla Nizamettin Yakışık, "İlmin ehemmiyeti de medreselerin ehemmiyetinden geçer. Medreseler özellikle kendilerini zamanın şartlarına göre geliştirmeleri gerekir. Bu hususu Üstat Bediüzzaman, yaklaşık 100 yıl önce fark etmiş ve Ezher Üniversitesinin kız kardeşi olmak üzere, özellikle bölgemizde Diyarbakır, Bitlis ve Van’da 3 adet Medresetüzzehranın inşası için çaba sarf ettiğini görüyoruz. Yani bu ehemmiyet, 100 yıl önceki ehemmiyettir. Bunun için üstad bu medreselerde hem dini ilimlerin, hem de müspet ilimlerin bir arada okutulması için çaba göstermiştir. Doğrusu Üstadın projesi dönemin yöneticileri tarafından, birinci dünya harbinin çıkması nedeniyle maalesef kabul görmedi. Bu boşluğu doldurmak için 2013'te Medrese Âlimleri Vakfı'nı kurduk. Üstadın projesinde esneyerek medreselerin durumlarını, güncelleştirmek için hem dini ilimleri hem müspet ilimleri bir arada okutmak için bir uğraş içerisindeyiz." dedi.
"Maalesef bugün İslam alemine baktığımız zaman, Kur’an-ı anlamak ve Kur’an’ın manasını insanlara vermek için bir medrese yoktur"
1900’lü yıllarda İngiltere Başbakanı Gold Stone’nin yaptığı açıklamayı hatırlatan Yakışık, zamanın şartlarına göre güncelleştirilmesi gereken medreselerin oldurulması gerektiğini ifade etti.
Yakışık, açıklamasında şunları söyledi: "1900'lü yıllarda İngiltere'nin Başbakanı Gold Stone, biz İslam âlemine teknolojiyle, parayla, silahla galebe etmemiz mümkün değildir. Ancak iki şeyle onlara galebe çalarız. Birincisi Kur'an'ın okutulmasını çoğaltacağız ama Kur'an ile amel edilmeyecek. Hiç kimse Kur’an-ı anlamayacak. Maalesef bugün İslam alemine baktığımız zaman, Kur’an-ı anlamak ve Kur’an’ın manasını insanlara vermek için bir medrese yoktur. Geçtiğimiz günlerde Karadeniz bölgesine gittik. Yüzlerce Kur'an kursu olmasına rağmen, bir tane medrese yoktu. Biz İslam âlemi farkına varmadan, sanki batı aleminin oyuna gelmiştir. Çünkü Kur'an'ın manası idrak edilmiyor. İkincisi de hacı işlevsiz yapmak diyordu. Bakıyoruz ki maalesef batı alemi bu iki konuda başarılı olduğunu görüyoruz. Kur'an çok okutuluyor, özenle bakılıyor ama Kur'an'ın içerisindeki hikmetler, Kur'an'ın içerisindeki manalara önem verilmiyor. Bu da İslam âleminin ve özellikle bölgemizin gerilemesine vesile oluyor. Kur'an'ın okunması ve manasının anlaşılması için gereken hassasiyeti gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz inşallah."
"Tüm ilimlerin varlık sebebi Kur’an-ı daha iyi öğrenmektir"
Her ne kadar geçmişte medreselerin önü tıkanmaya çalışılmışsa da bugün medreseler varlığını koruyarak, ettirdiğini dil getiren kanaat önderlerinden Bediüzzaman Külliyesi Medrese Müderrisi Molla Sıbğetullah Kaya, tüm ilimlerin varlık sebebi Kur’an-ı daha iyi anlamak için olduğunu belirtti.
Medrese de okutulan ilimlere değinen Kaya, "Malumunuz medreselerin ilmi fıkıh, hadis, tefsir, Kur’an ilmidir. Hepsi de Kur'an ilmidir. İster Nahiv, Sarf, Bedii ilmi olsun ister Kelam ilmi olsun hepsinin varlık sebebi Kur’an-ı daha iyi öğrenmektir. Kur’an bize nurdur, hidayettir, imanın hakikatidir. Eğer hayatımızda Kur'an yoksa imanda varlığını muhafaza edemez. Bunun öğrenme ve tahsil etme imkânı da en fazla bugün medreselerde oluyor. Bundan dolayıdır ki medreseler çok önemlidir." diye konuştu.
"İsteğimiz devlet tarafından medreselerden icazet alan talebelere üniversite diplomasının verilmesidir"
Bugün medreselerin talebelerle dolu olduğuna dikkat çeken Kaya, talebelerin medrese dışında alınacak diploma için çok zaman harcadıklarını, bunun önüne geçmek içinde icazet alan talebelere ilahiyat diplomasının verilesi gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Talebelerimiz, ‘Biz ilmimizi tamamladığımızda yine bir diplomaya ihtiyacımız var. Bir vazife bir görev alabilmek, bir iş yapabilmem için diplomaya ihtiyacım var.’ diyor. Biz mecburen bugün bir kısım taleplerimizi hafta sonlarında okullara gönderiyoruz. Orada fenni ilimleri öğrenerek sınavlara giriyorlar. Keşke medreselerde icazet verildi zaman, bu icazet kendisine bir diploma olsaydı. Bu icazetle bu gün rahat bir şekilde toplum içerisinde görev alabilseydiler. İsteğimiz devlet tarafından medreselere böyle bir fırsatın verilmesidir. Böyle yapmakla bu medreseler yeniden hayat bulacak, yeniden önem kazanacaktır. Bize bu fırsatı tanıdığınız için size çok teşekkür ediyorum."
İLKHA