Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, küçük atölyesinde 28 yıldır baba mesleğini icra eden demir ustası Ahmet Ergün, başta keser, bıçak, balta, nacak, makas, bel, kazma, orak, çapa, çengel, tasma ve kürek gibi aletleri imal ederek ekmeğini demirden çıkartıyor.
Teknolojinin hızlı gelişimi ile kaybolan meslekler arasına giren sıcak demirci ustaları, kış aylarının da sert geçmesiyle zor günler geçiriyor.
Taş ve topraktan yaptığı tek gözlü imalathanesinde sabahın ilk ışıklarıyla birlikte işe koyulan demir ustası Ahmet Ergün, hava kararana kadar gelen siparişleri yapmaya çalışıyor.
Mesleğini el emeği ve bilek gücü ile icra eden, zarafet, ince işçilik, dikkat ve titizlik isteyen demircilikle uğraşan Ergün’ün, her gün çalıştırdığı demir ateş makinesi, bugünlerde çalışmıyor.
İlçede bu mesleği yapan 2 kişinin olduğunu söyleyen Ergün, kış ayının sert geçmesi ve kar yağışı nedeniyle işlerinin durma noktasına geldiğini belirtti.
Ergün, “Bağ, bahçe işleri ile ilgili malzeme yapıyoruz. Kışın 3-4 ay çiftçilerin işleri olmaz. Çünkü toprak kar altındadır. Biz de bu süre içerisinde ilkbahar ve yaz mevsimine hazırlık yapıyoruz. Mart ve nisan aylarında bunları satarak geçimimizi sağlıyoruz.” dedi.
Yaptıkları ürünlerin daha dayanıklı olduğunu söyleyen Ergün, “Çelik kamyon makaslarını alıp, kendi elimizle kesip ateşte şekil veriyoruz. Bizim yaptığımız ürünlerin ömrü çok uzundur. Ürünlerimize 10 yıl garanti veriyoruz. Müşterimiz 10 yıl içerisinde bir tamir için geldiğinde garanti kapsamında tamir ediyor ve para almıyoruz. Bunun yanında piyasada fabrika malı malzemeler de vardır. Bu malzemeler nalburcularda satılır ama ürün kırıldığında veya zarar gördüğünde tamir edilmiyor.” ifadelerini kullandı.
“Bir sanat, bir beldede değerini görmüyorsa o beldeyi terk etmesi lazım”
Demircilik mesleğinin zor günler geçirdiğine dikkat çeken Ergün, “Bu meslek bana babadan kalma bir meslektir. Yıllardır bu meslek vardır. Ben askerden geldikten sonra belli bir süre başka yerlerde çalıştım. Demirci ustası olan babam vefat edince, ister istemez meslek bize kaldı. 20 yıl önce bu ilçede 16 sıcak demirci ustası vardı. Bugün ise bu sayı ikidir. Bugün bir sanat bir beldede değerini görmüyorsa o beldeyi terk etmesi lazım ama ben onu bir türlü yapamadım çünkü aile bağlarım burada.” dedi.
“İnsan bir yere emek harcamadan usta olmaz”
Demircilerin çırak bulmada da zorluk yaşadığını dile getiren Ergün, sözlerine şöyle devam etti: “Her yaz okullar tatile girdiğinde çırak ararım. Gelen çıraklar bir hafta, 10 gün çalışır ardından işi bırakır. Kimse burada çalışmak istemiyor. Benim yanımda yevmiye az ama bir meslek öğretiyoruz. Bizim çırağa verdiğimiz para gönül hoşluğu içindir. Yoksa ona bir sanat öğretiyoruz. İnsan bir yere emek harcamadan usta olmaz.”
Demircilik mesleğinin Hz. Davut’a dayandığını hatırlatan Ergün, “Bu meslek çok değerli bir meslektir ama gelin görün ki teknoloji nedeniyle bu meslek kaybolan meslekler arasındadır. Demire şekil vermek çok zordur. Yaş ilerleyince bu meslekte el ayak titremesi başlıyor. Dumanın verdiği astım başlangıcı oluşuyor. Kaçacak yerimiz de yok. Kömürün, ocağın içerisinde çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. (M. Hüseyin Temel – İLKHA)