Avrupa'da Almanya, İskandinav ülkeleri, uzak doğuda Japonya “eksi faize” geçmiş durumda. Evet, yanlış duymadınız buralarda şimdi “eksi faiz” uygulanıyor. Yani 100 lirasını bankaya yatıran bir mevduat sahibi bunu bir yıl sonra 97 lira olarak geri alıyor. Bu, sadece ekonomik bir mesele değil; üzerinde siyasi, askeri, sosyal, ekonomik stratejiler geliştirilebilecek bir konudur.
Avrupa ve Japonya'da neden eksi faiz uygulanıyor?
Kapitalist ve liberal ekonomik sistem faizi esas alıyor. Yıllarca faizle sömürü düzeni kuran bu sistem şimdi tamamen tıkanmış durumdadır. Neden tıkanmıştır? Çünkü yüksek faizlerle dünyayı sömüren bu düzenin sahipleri, özellikle Avrupalıların kâr(n)ı çok şişti. “Şiştiler” diyoruz çünkü Riba(faiz) kelimesi kabarmak ve şişmek, arazi içindeki tümsek ve höyük gibi manalara gelmektedir. Öyle ya sürekli ve çok kazanmak eğer vermekle dengelenmezse şişkinliğe ve kabızlığa yol açar. Bıkkınlığa sebep olur. İnsanda urlar meydana getirir. Bu, insanın kabız olmasına benziyor. Öyle ya insan yiyip de sarf edemeyince ne olur? Elbette şişer. Buna göre riba(faiz), büyütmez şişirir. Faizle büyüme olmaz ancak şişkinlik ve kabarıklık olur.
Eksi faiz olayının nüfus yapısıyla da alakası var. Zira insan yaşlandığında kendini aciz görüyor. Bunun gibi Avrupa insanı da kazanma hırsını, bundan haz alma duygusunu yitirdi. Artık kazanmaktan haz almıyor. Parasını tezkiye etmek de akıl da edemiyor.
Yaşlı nüfus, tüketmekten zevk alma duygusunu da yitirmiştir. Çünkü insan yaşlanınca tüketimi azalır. Şu yağlıdır, bu sağlığa zararlıdır falan filan derken tüketimi azalır. Bu Ayet-i Kerime böylelerinin üzerinde tecelli eder; “Riba-faiz yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar…” (Bakara:275) yani bunlar duygularını hislerini ve hazlarını yitirirler.
Şimdi Batıdaki zenginler artık kâr etmeyi değil; paralarını garanti altına alma telaşı yaşıyor. İnfak ve hayır duygusu da yok ki hayır yapsın, karz-ı hasen versin. Kendine zulmetme pahasına hayır yapmaktan kaçınıyor. Bu nasıl bir haldir? Adam zarar etmeyi göze alıp parasını eksi faizle bankaya veriyor ama param eksilecek diye hayır yapmıyor.
Şimdi bu ekonomik düzenin sahipleri artık çok mutsuzdur. Yaşlanmış oldukları ve şeytanın tokadını yedikleri için tüketim duyguları kayboldu. Para kazanma hırsları söndü. Yeni nesil-ki o da kaldıysa- artık evlenmiyor. Bu da tüketimin azalmasına sebep oluyor. Örneğin Almanya % 8 cari fazla veriyor. Türkiye'de ise tam tersi cari açık sorunu var. Bunu anlaşılır kılacak olursak; Almanlar tükettiklerinden fazla üretirken biz ürettiğimizden fazla tüketiyoruz. Neden? Çünkü Almanlar yaşlandı. O kadar para kazandılar ki artık onu hamburger yiyerek, bira içerek bitiremiyorlar. Hayır da yapmıyorlar. Bu da cari fazlaya yol açıyor. Bu şekilde bir cari fazla, hayır ve bereket değildir. Bolluk da değildir. Sadece karın şişkinliğidir. Dert ve illettir. Cari açığa rağmen Türkiye milli gelirinin % 1,5'i kadar dışarıya yardımda bulunuyor. Bu da haz ve lezzet olarak, hayır ve bereket olarak geri dönüyor. Ama onlarda böyle bir şey yok.
İslam, artı faizi de eksi faizi de haram kılıyor. “sermayeniz sizindir. Ne zulmedin ne de zulme uğrayın” (Bakara:279) buyruluyor. Yani siz fazla alırsanız zalim, sermayenizden az alırsanız mazlum olursunuz. Kapitalist sistem zalim olmanın ve daha önce yapıp ettiğinin bedelini ödüyor. Şimdi eksi faizle kendine zulmederek kendi kendini cezalandırıyor. Ama dikkat edin. Onlar İslam'ın hükmüne gelmemekte ısrar ediyorlar. Kendilerine zulmetme pahasına dahi olsa faizi yasaklayan İslam hükmünün üzerinden atlıyorlar. “Eksi faiz” diyorlar ama “faizsiz sistem” demiyorlar. Eksi faiz, artı faizin sebep olduğu şişkinliği gidermez. Kabızlığı gideren şey yemek yememek değil; fazlalığı çıkarmaktır. “Allah faizi mahveder, oysa sadakaları bereketlendirir…” (Bakara:276) ayeti bunu buyurur. Artı faiz mahvetmek ise(ki öyle) eksi faiz de mahvolmaktır.
Eksi faiz, karın şişkinliğini gideremeyeceği gibi ekonomik ve sosyal zemindeki tümsekleri de gideremeyecek, ekonomiyi düzlüğe çıkaramayacaktır. Zira eksi faiz tümsekleri düz etmez aksine çukur açar. Bu şekilde kapitalist ekonomik sistem tümseklerden ve kabızlıktan kurtulacağını beklerken kendini çukurların içinde bulacaktır. Zira tümseklerin zıddı düzlük değil çukurdur. O halde çare ne artı ne de eksi faizdir, çare faizsiz sistemdir.
Sonuç olarak İslam âlemi hazırlığını iyi yapmalı, faizsiz sistemi uygulamalı ve dünyaya bunu tavsiye etmelidir. Biz bu konuda herkesi uyarıyoruz. Dünya hâkimiyeti İslam âlemine geçecek. Bu bir tez veya fikir falan değil, mutlak bir hakikattir. İsteyen inanır, isteyen inanmaz. Bizden söylemesi…