Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a; Salât ve selâm da Rasûlullah'a olsun…
Kan ağlıyor İslam âlemi… Süt yerine kan içiyor bebekler… Kahır emziriyor anneler… Kâfirin tabağı helal ve tayyib yiyeceklerle doluyken, kedi ve köpek eti eklenmiş Müslümanların menülerine… Uçak geçince sevinmiyor çocuklar; el sallamıyorlar uçaklara... Kucaklarda ısınamadan toprakta soğuyor bedenler… Kucaklarda ısınamadan ateşte yanıyor bebekler…
Keşke o şiiri yazmasaydın Koca Akif! İkide bir dilime takılmasaydı keşke! “Zalimlere kahrın o kadar verdi ki aman…” deyip, gerisini yutarak, “Affet yâ Rabbi! İsyan etmiş sayılmam değil mi?” diye defalarca içimden geçirmeseydim keşke…
Elektriği bulmasaydı Edison! Prize yaklaştı diye bütün ailenin ayağa fırladığı çocuk elektrikle işkence görüyorsa; bütün elektrikli ışıltıların canı cehenneme! Kapkaranlık olsaydı dünya, göz gözü görmeseydi.
Bir yerde diri diri yakılan müminler, diğer yanda yok edilmek üzere bir şehir… Bir tarafta birbirini katleden Müslümanlar, diğer yanda Şeyh Ahmed Yasin'in bahsettiği ‘suskun, ölgün ve bön' ümmet… Ey Şeyh! Büyük ölümlerinizi gördük, hâlâ da görüyoruz. Aslında artık şehit edilenlere üzülmüyorum desem yeridir. Nasıl olsa ahirette, dünyadakinden daha çok sevdikleri var.
“Parçalanan, diri yanan… Her taraf kan… Yürek dayan!
Uyansana ey Müslüman! Aleyhine işler zaman…”
Sahi, bu şiirin yazıldığı yıldan beri İslam âleminin yaşadığı zulümlerde ne değişti? Değişen şey zulmün yayıldığı alan, yıkımlarının etkisi ve aldığı can sayısı oldu. Tarihin hiçbir döneminde mü'minlerin bu kadar büyük ve uzun süreli zulümlere maruz kaldığı görülmemiştir. Artık bir ailenin tamamının şehid olduğu haberleri bizi üzmüyor; “En azından hep birlikte gittiler.” diye teselli eder olduk kendimizi.
Peki, neden Allah'ın yardımı gelmiyor? Neden bu zulümler son bulmuyor? Son bulmak şöyle dursun, neden azalmıyor hiç? Yahut en azından yerinde saymıyor ve sürekli artıyor? Birçok sebep olabilir; ancak bütün sebepleri en iyi bilen Rabbimizdir. Yardım edecek olan da, yardım edecekleri gönderecek olan da, kurtuluş nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, o kurtuluşun sebeplerini yaratan da Allah'tır…
O halde ey Rabbimiz; Efendimiz ve âline salât eyle ve bizi, içinde bulunduğumuz şu perişan durumdan kurtar. Allah'ım! Dualarımızla kabulü arasına giren her türlü pürüzü bizden gider. Ya Rabbi! Yetim çocuklar, tahire dullar ve evladını kaybetmiş ana-babalar hürmetine bizim imdadımıza yetiş. İlâhî, bize neden yardım etmiyorsun? Neden paramparça olan bedenlerin, avuç içine sığacak büyüklükteki cansız bedenlerin durumuna yardımını göndermiyorsun? Bu bir imtihan mı; yoksa günahlarımızdan dolayı bize gazaba mı geldin? Öyle bile olsa ey Rabbim, bebeklere ve çocuklara acı. Nusretini indirmene engel hangi eksiğimiz ise, Sen o eksiğimizi meleklerinle ve salih kullarınla tamamla. Hazinendeki sonsuz huzur, muhabbet ve emniyetten bir tutam serp dünyanın her bir yerine ey Rabbim ve dünyanın dört bir yanındaki mustazafları katından bir rahmetle destekle…