İsrailin Gazze’ye saldırısını, ölen çocukları ve bir de Diyarbakır’da polislerin üç çocuğa tecavüz iddiasını yazmak için bilgisayarın başına oturdum. Burası dünya, biz çok kirlendik diye başlamak istedim, aklıma İ. Sadri’nin bu söze benzer mısralı şiiri geldi. Onu paylaşmakla yetineyim siz dinlersiniz.
Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık
Alıp başımızı sana gelmek istiyoruz
Sana gelmek, orda kalmak istiyoruz
Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz
Başımızın okşanmasını, gözyaşımızın silinmesini
Kolumuza girilmesini istiyoruz
Yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz
Rüzgârın sesini, ırmağın sesini
Dağların dağ, denizlerin deniz, Kadınların kadın
Çocukların çocuk, erkeklerin erkek,
Ekmeğin ekmek olduğu bir dünyayı yeniden isterken
Seni istiyoruz aslında, bunu söyleyemiyoruz
Her yer gece, çok gece
Ve biz meleklerini istiyoruz Rabbim
Çok yenildik yetmez mi?
Bir bankanın önünde, bir koltuğun altında
Bir ziyafetin ortasında, bir günahın tenhasında
Büyütüp durduk siyahı.
Gece gece gece...
Her yağmur tanesini bir melek indirirken yeryüzüne
Her yalanı yüz şeytan taşıyor olabilir mi?
Bilmiyoruz. Çünkü
Bilincimiz içerken binlerce yılın karmaşık şurubunu
Kameraya bakıp, kalabalık şeyler söylemek
Ve gülümsemekle meşgulüz şu an
Sonra oturup düşüneceğiz bütün bu olanları
Yusuf’u düşüneceğiz, Yakub’u, Musa’yı, İsa’yı düşüneceğiz
Nuh’u ve öbürlerini
Ve Efendimizi, Efendimizi...
Kuyular, kuyular, kuyular kazdık
Bir nefes üflemen için yeryüzü bataklığında sazdık,
Kestik kendimizi, deldik, yaktık
Sonra sana değil, dünyaya aktık
Dünya ki mescittir, biz onu otel yapmışız
Kalktık ki yenilmişiz, değişmişiz, azmışız
Bir sızı kalmış içimizde başka şey yok
Bu sızıdan yola çıkıp kapına dayanmışız
Bir çocuk oyuncağını alamamış,
Bir anne yıllardır kolları açık bekliyor oğlunu
Biri ekmek götürememiş evine, birisi aşk
Birimiz dünyayı kurtaracak, birimiz yarını
Birimizin aklı tutuşmuş yanıyor
Birimiz bomboş kalbine bakıp birini anıyor
Birimiz ayrılığın ilk günü gibi her akşam kanıyor
Birimiz kıyametin koptuğuna inanıyor
Birimiz çekip gitmiş yeryüzünden ellerini hala açık sanıyor
Geldik işte sana bunlar ellerimiz
Açılmış, bak bilirsin ne diye
Ki bilirsin biz bu ellerle neler işledik
Burası dünya, şu biziz
Bunlar da ellerimiz
Öyle açık öyle acemi öyle boş
Öyle boş...
Kimsesiziz kime gidelim
Yaralarımız var kime
Sıcak bir şey arıyoruz kime
Merhamet istiyoruz
Bağışlanmak istiyoruz kime gidelim
Sorumuz ve cevabımız sen değil misin?
Yorgunuz, kaybetmişiz, dalgınız, kırgınız, küsmüşüz
Bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde
Kime gidelim
Ne getirdin deme bize
Senden başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdu
Geldik işte bunlar ellerimiz
Bunlar da ellerimizin büyük boşluğu
Beş duygum harap altı yönüm harap
On parmağımda on acı Ya Rab...
Büyük bir kapının önünde bir karınca
Vurmuş kapıyı bekliyor...
Başımız yerde
Açtık ellerimizi sevginle birlikte
Bize bak çekip çıkalım uçurumlardan
Bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından
......
Ellerimiz açık başımız ve ruhumuz secdede
Durmuş bekliyoruz
Sevdiklerin aşkına sevenlerin aşkına
İnşirah inşirah inşirah
Ayetin değil miyiz senin Ya Allah