Ellerimizin büyük boşluğu

Sait ŞAHİN

İsrailin Gazze’ye saldırısını, ölen çocukları ve bir de Diyarbakır’da polislerin üç çocuğa tecavüz iddiasını yazmak için bilgisayarın başına oturdum. Burası dünya, biz çok kirlendik diye başlamak istedim, aklıma İ. Sadri’nin bu söze benzer mısralı şiiri geldi. Onu paylaşmakla yetineyim siz dinlersiniz.

Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık

Alıp başımızı sana gelmek istiyoruz

Sana gelmek, orda kalmak istiyoruz

Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz

Başımızın okşanmasını, gözyaşımızın silinmesini

Kolumuza girilmesini istiyoruz

Yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz

Rüzgârın sesini, ırmağın sesini

Dağların dağ, denizlerin deniz, Kadınların kadın

Çocukların çocuk, erkeklerin erkek,

Ekmeğin ekmek olduğu bir dünyayı yeniden isterken

Seni istiyoruz aslında, bunu söyleyemiyoruz

Her yer gece, çok gece

Ve biz meleklerini istiyoruz Rabbim

Çok yenildik yetmez mi?

Bir bankanın önünde, bir koltuğun altında

Bir ziyafetin ortasında, bir günahın tenhasında

Büyütüp durduk siyahı.

Gece gece gece...

Her yağmur tanesini bir melek indirirken yeryüzüne

Her yalanı yüz şeytan taşıyor olabilir mi?

Bilmiyoruz. Çünkü

Bilincimiz içerken binlerce yılın karmaşık şurubunu

Kameraya bakıp, kalabalık şeyler söylemek

Ve gülümsemekle meşgulüz şu an

Sonra oturup düşüneceğiz bütün bu olanları

Yusuf’u düşüneceğiz, Yakub’u, Musa’yı, İsa’yı düşüneceğiz

Nuh’u ve öbürlerini

Ve Efendimizi, Efendimizi...

Kuyular, kuyular, kuyular kazdık

Bir nefes üflemen için yeryüzü bataklığında sazdık,

Kestik kendimizi, deldik, yaktık

Sonra sana değil, dünyaya aktık

Dünya ki mescittir, biz onu otel yapmışız

Kalktık ki yenilmişiz, değişmişiz, azmışız

Bir sızı kalmış içimizde başka şey yok

Bu sızıdan yola çıkıp kapına dayanmışız

Bir çocuk oyuncağını alamamış,

Bir anne yıllardır kolları açık bekliyor oğlunu

Biri ekmek götürememiş evine, birisi aşk

Birimiz dünyayı kurtaracak, birimiz yarını

Birimizin aklı tutuşmuş yanıyor

Birimiz bomboş kalbine bakıp birini anıyor

Birimiz ayrılığın ilk günü gibi her akşam kanıyor

Birimiz kıyametin koptuğuna inanıyor

Birimiz çekip gitmiş yeryüzünden ellerini hala açık sanıyor

Geldik işte sana bunlar ellerimiz

Açılmış, bak bilirsin ne diye

Ki bilirsin biz bu ellerle neler işledik

Burası dünya, şu biziz

Bunlar da ellerimiz

Öyle açık öyle acemi öyle boş

Öyle boş...

Kimsesiziz kime gidelim

Yaralarımız var kime

Sıcak bir şey arıyoruz kime

Merhamet istiyoruz

Bağışlanmak istiyoruz kime gidelim

Sorumuz ve cevabımız sen değil misin?

Yorgunuz, kaybetmişiz, dalgınız, kırgınız, küsmüşüz

Bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde

Kime gidelim

Ne getirdin deme bize

Senden başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdu

Geldik işte bunlar ellerimiz

Bunlar da ellerimizin büyük boşluğu

Beş duygum harap altı yönüm harap

On parmağımda on acı Ya Rab...

Büyük bir kapının önünde bir karınca

Vurmuş kapıyı bekliyor...

Başımız yerde

Açtık ellerimizi sevginle birlikte

Bize bak çekip çıkalım uçurumlardan

Bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından

......

Ellerimiz açık başımız ve ruhumuz secdede

Durmuş bekliyoruz

Sevdiklerin aşkına sevenlerin aşkına

İnşirah inşirah inşirah

Ayetin değil miyiz senin Ya Allah

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.