Emine Erdoğan, ROKETSAN'ın Lalahan Yerleşkesi'nde düzenlenen Sıfır Atık Belgesi takdim töreninde yaptığı konuşmasına ROKETSAN'ın 33. yıl dönümünü kutlayarak, başladı.
ROKETSAN'ın, Türkiye'nin millî savunma alanında küresel aktör olmasında önemli bir katkısı bulunduğunu belirten Emine Erdoğan, "Geliştirdiğiniz millî teknolojiyle dünyanın en iyi savunma sanayi firmaları arasında yer alacağınıza inanıyorum." dedi.
ROKETSAN'ın savunma sanayinin çok güçlü bir aktörü olmasının yanında, sosyal konuların da takipçisi olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Savunma sanayinde, kadınların güçlendirilmesi için yaptıklarınızla sektörde öncü konumdasınız. Kadın çalışanların, liderlik pozisyonlarında ve karar alma mekanizmalarında olduğunu görüyoruz. Bu hassasiyetin, gerçekten takdire şayan olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
ROKETSAN'ın bünyesinde kurduğu atık yönetim sistemleri ile de çevre dostu bir kurumsal kimlikle öne çıktığına dikkati çeken Emine Erdoğan, "Mesela, kâğıda dayalı tüm süreçler dijital hâle getirilmiş. Atığı ve israfı oluşmadan önleyen sistemler kurulmuş. Oluşan atıklar ise kaynağında ayrıştırılıyor. ROKETSAN ailesine, gösterdikleri örneklik için şükranlarımı sunuyorum. Çevre duyarlılığınızın herkese yol göstereceğine inanıyorum." şeklinde konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile 2017'de başlattıkları Sıfır Atık Projesi'nin tüm ayaklarıyla ülke için vazgeçilmez bir dönüşüm olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Atık çeşitliliğinin fazla olduğu her noktada hızla sıfır atık uygulamasına geçiyoruz. İnşallah 2023'e kadar, sıfır atık Türkiye'nin her yerinde yaygınlaşmış olacak." dedi.
Sıfır Atık Projesi'nin 11. Kalkınma Planı'nda bir devlet politikası hâline geldiğini de hatırlatan Emine Erdoğan, şöyle konuştu: "Ülkemiz genelinde, 97 bin kurum ve kuruluş binasında sıfır atık yönetim sistemi uygulanmaya başladı. Bugüne kadar 48 bin kurum ve kuruluş binasına 'temel seviye sıfır atık belgesi' verildi. Bugüne kadar 24,2 milyon ton geri kazanılabilir atık işlenerek ekonomiye kazandırıldı. Bu toplanan atıklardan 39 milyar lira ekonomik kazanç sağlandı. 3 milyon ton sera gazı salınımı önlendi ve 265 milyon ağaç kurtarıldı. Sıfır Atık projesi başladığında yüzde 13 olan geri kazanım oranımız, 2020'de yüzde 22,4'e yükseldi. İnşallah, 2023’te bu oran, yüzde 35 seviyelerine ulaşacak. Çok kısa bir zamanda kat ettiğimiz şu yol bile, bize ne kadar çok şey anlatıyor değil mi? El ele verdiğimizde, küçük adımlarla, büyük bir dönüşümü başarabiliyoruz."
Emine Erdoğan, Covid-19 salgınının bugün ve yarınlar için büyük bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, "Bundan sonra, yeni dünyayı iyileşme süreci bekliyor. Gerçek bir iyileşme için tüm sektörlerin sıfır karbon ekonomiye geçmesi gerekecek." dedi.
“İklim değişikliği, görmezden gelebileceğimiz bir konu değildir”
Avrupa'nın 2050'de "karbon nötr" bir kıta olacağını açıkladığını hatırlatan Emine Erdoğan, buna göre Avrupa ile ticaret yapan ülkelerin iklim politikalarına uyum sağlamazlarsa ekonomilerinde sorun yaşayacaklarını belirtti.
Dünyanın birçok yerinde farklı sektörlerin lider firmalarının da "sıfır karbon ekonomi"ye geçtiğini belirten Emine Erdoğan, "Çünkü ilerleyen dönemlerde, iklim politikalarını uygulamayan firmalar küresel rekabette geri bir konumda kalacaklar. Biz de ülke olarak, kendi dönüşüm süreçlerimizi hızlandırıyoruz. Bu, önümüzdeki tercihlerden biri değil, bilakis başlı başına bir zorunluluktur. İklim değişikliği, halının altına süpürüp, görmezden gelebileceğimiz bir konu değildir. Bunun etkilerini hayatımızın her alanında görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, geçen mayıs ayının son 51 yılın en sıcak mayıs ayı olarak kaydedildiğini ve sıcaklıkta 2,6 santigrat artış olduğunu anımsatarak, "Yakın zamanda karşı karşıya kaldığımız kuraklık tehlikesi, yine hepimizi korkuttu. Televizyonu açtığımızda, çevre felaketleriyle ilgili haber almadığımız bir gün geçmiyor. Doğa, üzerindeki stresi kaldıramadığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Tüm bunlar kamudan özel sektöre, yediden yetmişe istisnasız herkesin eşit sorumluluğu olduğunu anlatıyor. Hepimiz ortak bir şuurla dünyayı iyileştireceğiz." diye konuştu.
Afrika'da yürütülen "Büyük Yeşil Duvar" projesiyle çölleşmeyle mücadele kapsamında, Sahel Bölgesi'nde yapılacaklardan örnekler veren Emine Erdoğan, "Buradan anlıyoruz ki doğayı onarmamız pekâlâ mümkün" değerlendirmesini yaptı.
“Her çevre felaketi istisnasız hepimizin felaketidir”
Emine Erdoğan, "Dünya Ortak Evimiz" sözünün çevre projelerinin "mottosu"su olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti: "İklim değişikliğinin etkileri, dünya üzerindeki herkesi ve her canlıyı eşit etkiliyor. İster yanı başımızda, ister dünyanın bir diğer ucunda olsun, her çevre felaketi istisnasız hepimizin felaketidir. Son günlerde denizlerimizi kaplayan müsilaj, hepimizi maalesef son derece üzdü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız üstün bir gayretle temizleme çalışmalarını sürdürüyor. İnşallah en kısa zamanda bu sorunu da atlatacağız. Şairlere ilham olmuş Marmara Denizi ve ülke topraklarına birer mavi boncuk gibi serpilmiş akarsu ve göllerimiz insanlık mirasıdır. Bu şuur, ülkemizin eşsiz doğasını korumada tek formülümüzdür.
Buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Herkes, bireysel hayatında yapacağı ufak değişikliklerle çevreye büyük katkı sunabilir. Bakın yeni bir araştırmaya göre, okyanusları kirleten plastiğin yiyecek ve içecek ambalajlarından oluştuğunu söylüyor. Şimdi havaların ısınmasıyla, piknik alanı, sahil kenarı gibi yerlerde atılan çöplerde büyük bir artış var maalesef. Parklarımız, çekirdek kabuklarıyla, yiyecek içecek paketleriyle kaplı. Bunlar son derece üzücü ve hazin manzaralar. Lütfen, çöpümüzü fırlatıp attığımız toprağın ve denizin de evimiz, yuvamız ve vatanımız olduğunu unutmayalım."
Emine Erdoğan, ev sahipliklerinden ötürü ROKETSAN'a ve programda emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.