Mısır sokakları devrimi hazmedemeyen Amerikan-israil tarafından karıştırılıyor.
Liberaller, sosyalistler, Hıristiyanlar ve Mübarek artıkları…
Batının adamı Baradey ile Amr Musa bu işin öncülüğünü üstleniyor.
Edepsizce sözler sarf ediyor ve Muhammed Mursi için “yeni Firavun” diyorlar.
Desteği Amerika’dan aldıkları belli oluyor, çünkü aynı üslupla oradan da açıklama geliyor:
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi`nin yeni yasal düzenlemelerine ilişkin kararların, "Birçok Mısırlı ve uluslararası toplum için endişeleri artırdığını" belirtiyor.
Sebep Mursi’nin yargı vesayetine ve Mübarek artıklarına tavır alması…
Endişeleniyor Amerikalılar.
Dünyada olup bitenlerden müthiş endişeleniyorlar. Amerika’nın gönlü tam bir gam ve keder evi.
Halk ayaklanıyor, işbirlikçi idareciler için endişeleniyor.
İdareciler Amerikan ekseninden çıkmak istiyor, halk için endişeleniyor.
Diktatörlere her türlü desteği veriyor; ama demokrasi için endişeleniyor.
İsrail’in nükleer silahlarına karşılık endişelenen dünyaya tek nükleer silah kullanan ülke olarak güvence veriyor; ama İran’ın nükleer silaha sahip olması onu endişelendiriyor.
Endişeleniyor işte.
Onlar yasadışı hapishaneler kurarlar, işkencelerle insanları öldürüp bilinmeyen yerlere atarlar. Hukuksuz olarak Guantanamo’da esir tutarlar. Ne statüleri ne de adları vardır bu mazlumların.
Dünyanın endişelenmesi de önemli değildir. Önemli olan onların ve dostlarının güven içinde sömürüye devam etmesi.
Mısır’daki olaylara ve endişelenme sebeplerine dönelim yeniden.
Biliyorsunuz bir devrim gerçekleşti ve Mübarek devrildi.
Mübarek devrildi; ama adamları tümüyle yerindeydi.
Orduda, poliste, istihbaratta ve yargıda güç onların elindeydi.
Nitekim hemen harekete geçtiler ve İslamcıların çoğunlukta olduğu meclisi feshettiler.
Niyetleri yasama faaliyeti yapamayacak ve böylece halkın gözünden düşecek bir cumhurbaşkanı profili oluşturmaktı.
Yasama olmadan değişiklikler yapmak imkansız gibiydi; ama umdukları gibi olmadı.
Muhammed Mursi, bazı dengeleri de gözeterek son derece cesur adımlar attı.
Konseyi lağvetti ve 70 generali emekliye ayırdı. İstihbarata yeni bir başkan atadı.
Uyumlu bir hükümetle yoluna devam etti.
Gazze saldırısı konusunda iyi bir performans sergiledi. Başbakanını bombalanan Gazze’ye göndererek dünyaya önemli bir mesaj verdi.
Yargıya yönelik ilk hamlesi boşa gitti; ama geri adım atmadı. Sadece konuyu erteledi.
Sonra yargının “Kendi ayağına kurşun sıkmak” olarak değerlendirilebilecek hamlesini fark etti. Yasama yetkisi meclise aitti ve meclis feshedilmişti. Yeni meclis oluşturuluncaya kadar yasama yetkisi Cumhurbaşkanının elindeydi.
Meclisi feshederek Muhammed Mursi’yi zorda bırakmak isteyenler bu ayrıntıyı ya fark edememişlerdi ya da Mursi’nin bunu kullanmaya cesaret edemeyeceğini düşünmüşlerdi.
Ama Mursi, devrimi hedeflerine ulaştırmak için imkânlarını kullanmaya kararlıydı.
Arada bir attığı geri adımlar daha güçlü bir şekilde geri gelmek içindi.
Nitekim yargının başındaki küçük firavunu görevinden aldı ve yerine yeni birini atadı.
Yeni meclis oluşturuluncaya kadar yasama yetkisinin cumhurbaşkanının elinde olduğunu söyledi. İslam düşmanları elbirliği ederek Mursi’ye cephe aldı.
Sokaklar karıştırıldı.
Bir süre önce deneyip de başaramadıkları işlere giriştiler.
Türkiye’de birkaç yıl önce “Cumhuriyet mitingler” ile sahneye konan oyunun aynıydı.
Mübarek dönemi hukuksuzlukların hiçbirine karşı çıkmayan yargıçlar, grev kararı aldıklarını söylediler.
Askerlerin harekete geçmesini istiyorlardı.
Muhammed Mursi’nin yaptığı şey hukuki, gösteri yapanların talepleri ise hukuksuzdu; ama Amerika, Mursi’nin yaptıklarından dolayı “endişelendiğini” söylüyordu.
Endişelenmekte haklıdır Amerika.
Önce en has adamlarından olan Mübarek’i kaybetti. Şimdi ekonomik olarak Mısır’daki kazanımlarını kaybetmekten endişeleniyor.
Mısır’ı kaybetmek hem Ortadoğu’yu hem de Kuzey Afrika’yı kaybetmek anlamına gelebilir.
Mısır’ı kaybetmek, Amerika’da ekonomik krizin fitilini ateşleyebilir.
Endişelenmekte haklıdır.
Allah’tan dileğimiz korktuklarının başına gelmesidir.