Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun Ankara’da üniversite öğrencilerinin katılımıyla düzenlediği "Diyanet Genç Çalıştayı" Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Erbaş, gençlerle beraber olmaktan, Diyanet İşleri Başkanlığında misafir etmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, çalıştaya katılımları için gençlere teşekkür etti.
Küresel boyutta büyük değişimlerin, dönüşümlerin yaşandığı bir sürecin içerisinde bulunulduğunu belirten Erbaş, "Bugün yeni fikirlerin, yeni yöntemlerin, yeni uygulamaların biçimlendirdiği yeni bir dünya var önümüzde. Her an ve her zeminde yeni gelişmelerin etkisini gösterdiği bu süreçte insanlık, baş döndürücü bir şekilde yol almaya devam ediyor. Bu yeni dünyada, çağın ihtiyaç duyduğu yeteneklere, beklentilere ve yeniliklere kayıtsız kalmamız imkansız. Bugün aramızda bulunan ve fikirlerini büyük bir heyecanla dinleyeceğimiz genç kardeşlerimizin, bunun farkında olduğunu biliyorum." dedi.
Tarihte de gençler ve yetişkinler arasında iletişim sorunları yaşandığını, bu durumun genç ve yetişkin bireylerin kişisel hayatlarını ve toplumsal işleyişi de etkilediğini dile getiren Erbaş, şunları söyledi:
Günümüz dünyasında da durum farklı değildir. Kuşaklar arasında ciddi uyumsuzluklar ve çatışmalar daha sıklıkla yaşanmakta, gençler ile yetişkinler arasında ideal bir iletişim dili oluşturamamanın sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu nedenle farklı kuşakların birbirlerini tanımaları, anlamaları ve doğru bir iletişim içinde olmaları son derece önemlidir. Buna büyük ihtiyaç vardır. Zira her yaş grubu toplumsal hayata ve toplumsallaşmanın sürdürülmesine karşılıklı olarak katkı sağlamaktadır ve bunlar ihmal edilmemelidir.
"Genç nesille iletişim kurabilmenin yollarını bulmakta acele etmeliyiz"
Erbaş, hızla gerçekleşen toplumsal değişme sürecinde gençlerin eskiye göre çok daha fazla zorluklarla karşı karşıya olduklarına işaret ederek, "Bu noktada yetişkinlerin deneyimleri, tecrübeleri çok kıymetlidir ve önemli bir rehber niteliğindedir. Yeni kuşakların dilini ve üslubunu anlamanın bizler için bir zorunluluk olduğunu da ifade etmek gerekiyor. Nesiller birbirlerini çok hızlı eskitip aşındırırken, genç nesille iletişim kurabilmenin yollarını bulmakta acele etmeliyiz. Bu bağlamda çağı dikkate almadan, eleştirilere kulak vermeden, farklı fikirleri görmeden, gençlerle diyalog kurabilme çabaları sonuç vermeyecektir. Buna biz yetişkinlerin çok dikkat etmesi lazım. Onların gerçeklerini, hislerini, hayallerini bilmeden tutkulu bir şekilde onlara ulaşma çabası da bir fayda sağlamayacaktır." diye konuştu.
"Gençler, kendilerinin de iştirak edebileceği diyaloglar bekliyor"
Yeni kuşağın sadece dil ve üslubunun değil, düşünce tarzlarının, anlama biçimlerinin ve kendilerini ifade etme yöntemlerinin farklılaştığına dikkat çeken Erbaş, "Günümüz gençliği, bizlerin onları anlamada yetersiz kaldığımızı düşünüyor. Hepimiz yaşıyoruz. Anlamıyorsun beni baba, anlamıyorsun anne, anlamıyorsun beni amca, dayı diyen bu kuşakla hepimizi muhatap olmuşuzdur. Bizlerden, daha müsamahakâr olmamızı ve kendilerine anlayışla yaklaşmamızı istiyorlar. Özgürlüğüne düşkün, hayatına müdahaleden hoşlanmayan bu kuşak, şeffaflık ve bugün burada gerçekleştirdiğimiz çalıştaylar gibi kendilerinin de iştirak edebileceği diyaloglar bekliyor. Dolayısıyla yargılamadan, etiketlemeden, gençlerimizin fikirlerini, düşüncelerini, ideallerini, hayallerini dinlememiz gerekiyor. Bunun kolay olmadığını bir baba, hoca, idareci olarak biliyorum." ifadesini kullandı.
"Çalışmalarımızı yeni nesilleri kuşatacak şekilde geliştirmek durumundayız"
"Yetişkinler olarak çalışmalarımızı, plânlarımızı yeni nesilleri kuşatacak şekilde genişletmek, geliştirmek durumundayız." diyen Erbaş, tüm gençlerin kendileri için önemli ve değerli olduğunu belirtti.
Erbaş, "Zira bütün gençlerimiz bizim için aynı derecede değerli ve önemlidir. Hepsi bizim gençlerimiz. İstiyoruz ki, gençlerimiz faruk olsun, yani iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayırt edebilen bir ruha sahip olabilsin; can taşıyan bütün varlıklara karşı merhamet hissiyle, çevreye karşı koruma duygusuyla yaklaşabilen örnek bir nesil olsun. Mefkuremiz, idealimiz bu şekilde gençlerimizi bilgilendirmeye ve ruhen onları yetiştirmeye yönelik olsun. Hayatın ve varoluşun gayesini idrak edebilen, kendine, topluma, çevreye ve Rabbine karşı sorumluluklarının bilincinde olan, büyük ideallerinin peşinde koşarken başkalarının haklarına saygıyı ihmal etmeyen bir nesil olsun. İslam’ın, medeniyetimizin en çok önem verdiği konulardan birisi de bu. Bunun için de tüm imkanlarımızla gayret etmemiz gerekiyor." dedi.
"Daha müreffeh bir dünya için birlikte hareket etmemiz gerekmektedir"
Hayatın boşluk kabul etmediğinin altını çizen Erbaş, sözlerinin şöyle sürdürdü:
Bizim dokunmadığımız nesillerin kalbi, Bir Müslüman olarak bizim ideallerimizin dışındaki kişiler, gruplar tarafından doldurulacaktır. Bu bazen felaketlere sebep olabilecektir, oluyor, görüyoruz. Eğer bir inancı, davayı gençlerimizin anlayacağı şekilde doğru olarak tanıtamazsak, o nesiller istismara açık hale gelecektir.
İnsan sorumluluk sahibi bir varlık olduğuna vurgu yapan Erbaş, "Yaratıcımıza karşı sorumluluklarımız vardır. Vatanımıza, milletimize, ailemize, akrabalarımıza, çevremize, komşularımıza karşı sorumluluk sahibiyiz. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ diyen bir Peygamberimiz var. Bu, komşumuz hastayken, derdi tasası varken, bir problemi varken bunlarla ilgilenmeyen bizden değildir demektir. Sadece açken değil. Hayata böyle anlam katabiliriz. Daha müreffeh, daha huzurlu, daha yaşanabilir bir dünya için birlikte düşünmemiz ve sizlerin dinamizmi ve kararlığı ile birlikte hareket etmemiz gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.