Erdem; iyiyi isteme, dürüst olma, sahtekarlık ve riyakarlıktan uzak olma ve ahlaki arınma demektir. Erdemlilik Bilgelik ve yetkinliktir. Erdemli insan şeffaftır. Hoşgörülü ve sabırlıdır. Diğergamdır. Kendisi ve yaşadığı çevreyle barışıktır. Münafıklık özelliklerinden uzaktır. Kuzu postuna bürünmüş kurt değildir. Yardımsever ve paylaşımcıdır. Kimseyi rencide etmeyen bir profile sahiptir. Erdemli insan iyi bir dinleyicidir. Az konuşur, az yer, az uyur. Erdemli insanın benliğinde bilgelik, iyilik ve çalışkanlık iç içe geçmiştir. Karşılık beklemeden sever. Çıkarı olmadan yardım eder. Su gibi aziz ve berraktır, duygusal kirlilikten arınmak için hakkaniyetin suyunda yıkanır.
Evet! Yeni bir eğitim modeli ile erdemli bir gençlik ve akabinde erdemli bir toplum kaçınılmazdır.
Ekonomik kaygıları en aza indiren, gençlere umut aşılayan, yetenek, istidat, beceri ve liyakate dayalı bir model. Merkezi bir eğitimden ziyade bölgelerarası bir model. Her bölgenin potansiyeline istinaden yeni projeler. Uygun plan ve programlar. Örneğin Şanlıurfa’ya tarım ve hayvancılık okulları açılmalı. Bunun yanında ahlak ve disiplin eğitimi kesinlikle temel ders yapılmalı. Bakınız Japonya ve Almanya bunu yaparak küllerinden doğdu. Disiplin+aidiyet+liyakat. Formül bu. Kesinlikle sınıfta kalma olmalı. Dersler zorlaştırılmalı. Ailelere eğitim verilmeli.
Merkezi sınav sistemi yerine çocuğun ilkokuldan başlayarak MEB kontrolünde sınav ve projeler geliştirilmeli. Çocuk ders başarısı + sınav puanı + proje puanı ile lise sonda bir üniversiteye başlamalı. Çocukların gelişim dosyaları olmalı. Çocukları 12 yıl çalıştırıp sınava hazırlamak zaman kaybıdır. Ademi merkeziyete dayalı bir model hayata geçirilmeli. Yani Urfa’daki çocuk ile İzmir’deki çocuk aynı sınava girmemeli. İlkokuldan lise sona kadar çocukların yaptıkları tüm çalışmalar online sınavlar+projeler+ders ortalamalarıyla birlikte sıralanmalı.
Bölgelerarası sosyolojik problemler yabana atılmamalı. Böylelikle hem çocuklar hem de aileler daha disiplinli olur. Başarısız öğrenciler kaderlerine terk edilmemeli. Onlara yol gösterilmeli. Çünkü bir ülkenin sıvacıya da çobana da ihtiyacı var. Mesela Şanlıurfa tarım kenti olmalı. Van ve ağrı gibi iller hayvancılık kenti olmalı. Projeler bu doğrultuda geliştirilmeli. Gaziantep sanayi. Adana sanayi ve tarım. Antalya ve diğer kıyı iller turizm kenti ilan edilmeli. Yani her ilin kimlik ve kapasitesi eğitime uyarlanmalı. Unutmayınız ki erdemli bir gençlik için erdemli bir model olmalı. 3 yıl boyunca bazı illerde pilot uygulamaya geçilmeli. Test edilip değerlendirilmeli. Veriler hesaplanıp girdiler üzerine konuşulmalı.
Yani rasyonel ve disiplinel bir eğitim kaçınılmazdır. Çocuklar 12 yıl boyunca Atatürk ilke ve inkılaplarını öğrenmek zorunda değildir. Öğrenci merkezli eğitim kimyamızla uyuşmuyor. Toplum buna hazır değil. Eğitim öğretmen merkezli olmalı. Öğretmen otoriteden ziyade rehber olmalı. Aynı dersler yerine modern bilişim çağına uygun dersler konulmalıdır. Örneğin tarım lisesindeki öğrenci bilişimden faydalanıp toprak üzerine projeler geliştirmeli. Bakınız Hollanda Konya büyüklüğünde ama yılda 158 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyor.
Bölgemiz tarım cenneti. Ne yazık ki kullanmak istemiyorlar. Çünkü büyük para babaları kalkınmamızı istemiyor. Bizi istismara uğratıyorlar. Sürekli kandırılıyoruz. Kalkınan toplumlar iyi seçimlerde bulunur. Kalkınan toplumlar kolay kolay kandırılamaz.
Çocuklar ekolojik bir bilinçle yetiştirilmeli. Yeni site bahçelerinde kesinlikle her ailenin bir ağacı ve hayvanı olmalıdır. Çocuklar doğaya toprağa temas etmeli. Her tarafta yeşil projeler hayata geçirilmeli. Çünkü ağacı ve hayvanı seven çocuk merhametli olur. Şiddetten kaçınır.
Kitap kardeşliği ve aile sevgisi aşılanmalı. Her ailenin kitap ailesi olmalı. Bunlar zor şeyler değildir. Yapılabilir şeylerdir. Ama bu ve benzeri projeler birilerinin hesabına gelmiyor. Aydınlanan toplum tiranlar için korkulu bir rüyadır. Despot yapılar aydınlığa düşmandır. Erdemli birey sayısının artışı onların işine gelmez. Onlar vurguncu, yalancı, talancı, üç kağıtçı ve sahtekar bireyler istiyorlar. Onlar, bayrağa sığınıp şov yapan bireyler istiyorlar. Bayrağı tüm çirkinlikleri örtmek için kullanan şovenist gençler istiyorlar.
Bakınız ev yönetimi dersi mutlaka olmalı. Mülkiyet dersi yönetimi anaokulundan itibaren verilmeli. Çocuklar tasarruf etmeyi ve parasını yönetmeyi kesinlikle öğrenmeli. Evlilik ehliyeti hayata geçirilmeli. Herkes dilediği ile evlenemez sonra bedelini çocuklar ödüyor. Ruhsal bir tarama şart. Görücü usulü olsa bile ruhsal ve mental bir tarama lazım. Tutum ve özgüven testleri. Klinik araştırma. Özgeçmiş vb.
Erdemli bir toplum için hummalı bir çalışma lazım.
Gençler umutsuz. İş arıyor. İş bulamayınca anomi başlıyor. İntiharlar artıyor. Suç artıyor. Kolay yoldan para kazanma yollarına gidiliyor.
Vatanseverlik kavramı değişmeli. Vatanseverliğin ve yurttaşlığın yeni bir tanımı yapılmalı. Anayasada kesinlikle vatanseverlik kavramı tanımlanmalı.
Vatansever kendini bilen ve tanıyan her bireyin; rengi, cinsi, etnik kökeni ne olursa olsun topluma ve dünyaya olan faydasıyla ölçülmeli. Vatansever arı gibi çalışıp üretmekle olur. Vatanseverlik vergi kaçırmamaktır. Çürük bina yapmamaktır. Dini istismar etmemektir. Hakkı ve adaleti tesis ve tayin etmektir. İhaleye fesat karıştırmamaktır. Devletin ve milletin malına çökmemektir.
Bayrakların yeri gönüller ve devlet kurumlarının odalarıdır. Bir iki tane kendini bilmezin kirli ellerinde sallanması ve istismara uğraması bayrağa hakarettir.
Unutmayalım ki toplumlar ancak erdemli bir eğitim modeli ile erdemli bir gençliğin omuzlarında kalkınabilir.