AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Demokrat Parti’yi, Menderes’i, siyasetten, Türkiye’den hatta hayattan silmek, kazımak, temizlemek istediler. Onu sandıkta yenemeyince aynen bugünkü Kılıçdaroğlu gibi iftira attılar, tahriklere, gerileme ayrı ayrı başvurdular ama millet nezdinde itibarını yok edemediler" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin, İzmir'de, Gündoğdu Meydanı'nda düzenlediği mitingde, halka hitap etti. Erdoğan, konuşmasına, İzmir ve ilçelerinin isimlerini sayarak vatandaşları selamladı.
“İzmir, sen kurtuluşun şehrisin. İzmir, sen kuruluşun şehrisin. Sen, demokrasinin şehrisin, İzmir” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Merhum Adnan Menderes’in şehrisin. Sen gazilerin, şehitlerin, efelerin şehrisin. Fakat bugün bir başka güzelsin, İzmir. İzmir, tarih boyunca defalarca yakıldın, yıkıldın ama hiçbir zaman yok olmadın. İçindeki hürriyet ateşini, içindeki demokrasi ateşini hiçbir zaman söndürmedin. Hiçbir zaman teslim olmadın, İzmir. Sen mücadele ettin, sen sabrettin ve zafere kavuştun. İşte bugün bir kez daha tarih yazıyorsun, ey İzmir. Bugün bir kez daha küllerinden doğuyorsun. Bugün bir kez daha yeni Türkiye mücadelesine, yeni istiklal mücadelesine sahip çıkıyorsun. Seni bütün ilçelerinle, bütün mahallelerinle, bütün sakinlerinle kalpten selamlıyorum, samimiyetle selamlıyorum.”
BU DA MI MONTAJ?
Meydanda toplanan kalabalığa işaret eden Başbakan Erdoğan, “Ey İzmir, şu tarihi manzaraya bakın. Medya, bu da mı montaj, bu da mı montaj? Kes, kırp, istediğin gibi pazılları topla aldatamazsın. İşte izmir burada. Bu coşkudan, bu heyecandan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Başbakanı bağrına basan İzmir’e sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Rabbim kardeşliğimizi daim eylesin” diye konuştu.
Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin, Türkiye ve demokrasi için, İzmir için hayırlara vesile olması dileğinde bulunurken, şöyle devam etti:
“Kardeşlerim, sevgili İzmirli'ler, şu muhteşem manzara neyi hatırlatıyor, biliyor musunuz? Yıl 1947, Basmane İstasyonundan Çankaya’ya kadar on binlerce İzmirli önemli bir kişiyi bekliyor. Tren Basmane İstasyonuna geliyor, Merhum Adnan Menderese ve merhum Celal Bayar, trenden iniyor. Öyle izdiham var ki, Konak meydanına zor ulaşıyorlar. Konak meydanında, balkonda, on binlerce İzmirli’yi selamlıyor. Adnan Menderes, tebessüm ediyor, yanındakilerin yanaklarına göz yaşları dökülüyor. Birden polis, Menderes’i aşkla bağrına basan kalabalığa müdahale ediyor. Havaya kurşunlar sıkıyorlar. Kurşunlar Menderes’in bulunduğu balkona geliyor fakat Menderes eğilmiyor. Gözleri yaşlı, bakışları buğulu ama tebessüm içinde milleti selamlamaya devam ediyor. Celal Bayar, ceketini çekerek Menderes’e eğilmesini söylüyor. Diyor ki, Menderes: ‘Bu büyük milletin muhabbeti karşısında kurşun bize işlemez.’ İşte o imanla, o tutkuyla o muhabbetle, Menderes, İzmir’den başlayarak Türkiye’nin sevgilisi, Türkiye’nin sevgili başbakanı oluyor. Unutmayın CHP o gün de vardı, bugünkünden farklı değildi.”
Erdoğan, miting alanındaki bir vatandaşın öğretmen atamalarıyla ilgili talebini iletmeye çalışırken, “Ağustos’tan önce böyle bir şey yok. 10 bin atama yaptık. Ağustos'ta 40 bin atama yapacağız kaç kere söyledim” cevabını verdi.
BU CHP ZİHNİYETİ YIKIMDIR
İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda dün gece yarısı, Taksim’deki gezicilerin devamı durumunda olan birilerinin ateşe verdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kardeşlerim, bu CHP zihniyeti yıkımdır. Bu CHP zihniyeti ateştir. Bu CHP zihniyeti ortalığı karıştırmaktır. Kardeşlerim, bunların bu ülkede dikili ağacı yok. İşte İzmir, buna hasret. Şu andaki bu muhteşem topluluk bunu söylüyor. Bunu konuşuyor. Kardeşlerim, biz inşa ediyoruz. Demokrat Parti’yi, Menderes’i, siyasetten, Türkiye’den hatta hayattan silmek, kazımak, temizlemek istediler. Onu sandıkta yenemeyince aynen bugünkü Kılıçdaroğlu gibi iftira attılar, tahriklere, gerilime ayrı ayrı başvurdular ama millet nezdinde itibarını yok edemediler. Şimdi iste CHP’nin başındaki bu zatta takiye var mı, yalan var mı, iftira var mı, fitne var mı, fesat var mı? Bundan bu ülkeye bir şey olmaz. Onun peşinden giden o yöneticilerden de bir şey olmaz. Ben size bir şey soracağım Allah aşkına İzmirli kardeşlerim, 27 Mayıs darbesinin arkasında kim vardı? Ondan sonraki darbelerin arkasında da CHP vardı. Değişen hiçbir şey yok. Demokrat Parti’yi kapattılar, Menderes’i ve arkadaşlarını idam ettiler ama yine de ne Menederes’i ne de onun millet aşkını silemediler. Kardeşlerim, Menderes ne diyordu biliyor musunuz? ‘Demokrat Parti’yi, bu memleketten silip süpürmede muktedirseniz, her vatandaşın, her Türk’ün kalbine ellerinizi sokup orada yanan hürriyet aşkını söküp çıkarınız’ diyordu. Partiyi kapattılar, Menderes’i idam ettiler ama milletin kalbindeki o hürriyet ateşini söndüremediler. Milletin kalbindeki o sevdayı söküp alamadılar. Merhum Menderes’i şu millete unutturamadılar. Bu millet idam edilen başbakanını unutmadı ama onu idam edenleri unuttu. Onları lanetle anıyor. Ne diyor, zalimler için yaşasın cehennem diyor.”
ERDOĞAN İZMİR'E GELİŞİNDE YAŞADIĞI BİR OLAYI ANLATTI
Erdoğan, İzmir'e gelişinde yaşadığı bir olayı anlattı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir bayan balkonda, yanında herhalde kocasıydı, beyiydi. Oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyor ki, öyle çirkin bir hareket yapıyor ki... İşte CHP bu.
Ülkenin Başbakanı oradan geçiyor, sen elinle kolunla o hareketi yapıyorsun. Sen, bir bayansın, sen bir kadınsın. Sen, bu ülkenin Başbakanı buradan geçerken, o kol hareketini nasıl yaparsın? İşte, CHP zihniyeti budur. Bunu, bir erkek yapsa, akıl erer de -ki o dahi yapamaz- bir bayanın bunu yapmasını ben anlayamıyorum. İşte 30 Mart, bunun için çok önemli."
"GEZİCİLERLE ÇEVRECİLİK OLMAZ"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kardeşlerim, gittiğimiz illerde hiç kimse taşkınlık yapmıyor. Onunla iftiar ediyorum. CHP'nin gençliğine bak. Elinde molotof, taş, sopa. Ortalığı terörize edenlerle beraber, öyle dolaşıyorlar. Bakıyorsun MHP gençliğine, aynı. Ama Ak Parti gençliğine bakıyorsun, elinde bilgisayar, tablet bilgisayar, kalem, kitap. işte, bizim gençliğimiz bu. Aydınlık yarınları ve Türkiye'sini biz böyle kuracağız. Öyle taşla sopayla, molotoflarla bu iş olmaz. Afedersiniz, edep dışı yazılar yazmakla bu olmaz. Gezicilerle çevrecilik olmaz."
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Millet ne diyor, biliyor musunuz? 'Biz, söyleyeceğimizi sandıkta söylüyoruz' diyor. Yapılan çirkinlikleri, milletim görüyor. Sokaklardaki şımarıklığı, azgınlığı milletim görüyor. CHP'nin MHP'nin sokakları tahrik eden, gerilim siyasetini milletim çok yakından izliyor. Medyanın, kışkırtıcı manşetlerini, iş verenlerin sinsi planlarını milletim çok ama çok iyi görüyor.
Kardeşlerim, Pensilvanya'daki zatın, birilerinin maşası olarak Türkiye'yi karıştırmak için nasıl bir ihanet içinde olduğunu benim aziz milletim çok iyi görüyor. Ama millet, sabrediyor, millet sandığı bekliyor. Millet, sözünü sandıkta haykırmak için 30 Mart'ı bekliyor."
77 MİLYONUN PARTİSİYİZ
BDP, CHP ve MHP'nin sadece Türkiye'nin belli yerlerinde oy aldığına dikkati çeken Erdoğan, kendilerinin etnik, bölgesel ve dinsel milliyetçilik yapmadıklarını, 77 milyonun partisi olduklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "Niye Sivas'ın ötesine gitmiyorsun?" sorusu yönelttiğini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ne diyor biliyor musun? 'Ta Pekin'e, Washington'a gittim' diyor. Ben 780 bin kilometre içerisinde Sivas'ın ötesinden bahsediyorum. Niye Erzurum'a gidemiyorsun, niye Hakkari'ye, Van'a gidemiyorsun? Ben sana bunu söylüyorum. 'Pekin' diyor, 'Washington' diyor. Ya sen oralarda mı siyaset yapıyorsun? O da ısmarlama, ısmarlama. Kardeşlerim birileri bu ülkede kendini hep yabancı hissetti. Kılıçdaroğlu da bunlardan biri. Gidemez. Niye? Halkını kucaklamadı. Halkını kucaklayamadığı için halk da onu kucaklayamıyor. Hakkari'ye gitti bir tane Türk bayrağı yok. Sadece CHP bayraklarıyla miting yaptı ama ben Hakkari'ye gittim aynen buradaki gibi. Şu tabloyu görüyor musun (Meydanı göstererek) Türk bayraklarıyla AK Parti bayrakları bir arada. Biz yola çıkarken 'tek millet' dedik. Arap'ı, Türk'ü, Kürt'ü, Arnavut'u, Boşnak'ı, Roman'ı, Çerkez'i ve Gürcü'sü ile tek millet dedik. Arkadan tek bayrak dedik. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır."
"Yaşam tarzlarına müdahale ediyorsunuz" şeklinde sözler bulunduğunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Allah aşkına nerede yaşam tarzına müdahale ettik? Bunu bir söylesinler... Hangi uçakta, hangi otobüste, devlet dairesinde nerede? Var mı böyle bir şey. Yok. Bu bunların nakaratıdır. Belediye başkanı olduğumda aynı şeyleri İstanbul'da da söylediler. Hatta bir kızcağız trenden düştü Pendik'te. 'Bak' dedi, 'işte gördün mü daha göreve başlar başlamaz başı açık kızı trenden attılar'. Bunlar böyle vicdansızdır. Ama devran artık değişti. Kimse bunu yutmuyor. Yeter ki bu bütün kardeşlerim el ele versinler, gönül gönüle versinler. Esma'nın ruhunu şad etsinler.
'Ayrıştırıyorsunuz' diyorlar. Biz ayrıştırmıyoruz. Tam tersine biz 77 milyonu kardeş yaptık. Biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Bu Türkiye'yi kimse tutamaz, Bu Türkiye'nin önünde kimse duramaz."
"ARTIK TÜRKİYE ENERJİSİNİ GERİLİMLERE HARCASIN İSTEMİYORUZ"
12 yıldır ekonomiyi büyüttüklerini, sofradaki ekmeği çoğalttıklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun için çalışıyoruz. Hep birlikte huzurlu bir ortam yakalamak için çalıştık. Artık Türkiye enerjisini gerilimlere harcasın istemiyoruz. Gereksiz tartışmalarla heba etmesin istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Türkiye kutuplaşmaların ülkesi olmamalı, ayrışmaların, çatışmaların ülkesi olmamalı. İstiyoruz ki herkes bir adım atsın, imtiyazlarından vazgeçsin, kimse kimseyi ötelemesin, horlamasın, aşağılamasın istiyoruz. Ama karşımızdakilerden de bunu bekliyoruz. 77 milyon aynı bayrak altında, aynı ortak geleceğe yürüsün. Bunu sağlamak için çalışıyoruz.
Gazi Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920'de, daha Kurtuluş Savaşı'nı yapmadan, daha cumhuriyeti ilan etmeden önce Meclis'i kurdu ve 'Meclis bütün iradelerin üzerindedir' dedi. 'Meclis Türkiye'dir' dedi, daha vefat etmeden, sağlığında çok partili hayata, demokrasiye geçmek için denemeler yaptı.
Evet tıpkı ilk Meclis gibi, tıpkı Gazi Mustafa Kemal gibi bugün de yarın da Meclis her iradenin üzerinde olacaktır. Türkiye hakkında her kararı Meclis verecektir. Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da Meclis sadece ve sadece sandık yoluyla belirlenecektir. Sandık dışında Türkiye'ye istikamet çizmeye çalışan her yol gayrimeşrudur."
"KENDİSİ DE ADAYI DA ŞEHRE BU KADAR YABANCI"
1950'lerde Demokrat Partililerin, her şehirde miting yaparken, CHP'lilerin miting yapmaktan çekindiğini dile getiren Erdoğan, "Hatta bir CHP milletvekili aynen şunu söylemişti: 'Ben bütün yaşamımda hep devrimi ve şeflerimi düşündüm. Bana git halktan oy iste demek, beni satılığa çıkarmak değil midir?' Bunu CHP'nin milletvekili diyor. Evet CHP, her zaman halka böyle baktı. Ne dediler? 'Bidon kafalılar'... Ne dediler? 'Göbeğini kaşıyan adam'. Kime? Halka. Ey CHP, sen o halkı oradan çıkar bir defa. CHP, MHP, o halkı çıkar. Senin halkla işin yok" dedi.
Erdoğan, şunları belirtti:
"Önceki gün Sakarya'da konuşuyor. Ne diyor biliyor musunuz? Burada belediyeyi alırsak bu meydanın altına otopark yapacağız' diyor. Ama çok enteresan. Ne var biliyor musunuz? O meydanın altını yıllar önce AK Partili belediye zaten otopark yapmış. Adamın haline bak ya. Yani oranın altında ne var ne yok bilmiyor, fakat adamın adayı da bilmiyor. Yani kendisi de adayı da şehre bu kadar yabancı.
Bundan önceki belediye seçiminde Kılıçdaroğlu İstanbul'dan büyükşehir belediye başkan adayı oldu. Nüfusunu gitti Kağıthane ilçesine taşıdı. Tabii soruyorlar kendisine 'Nerede oturuyorsunuz?' diye. 'Kağıttepe'de oturuyorum' diyor. Ardından sandığa da gidemedi biliyor musunuz? Allah Allah. Yani bir aday seçimde oyunu dahi kullanamıyor. Şimdi soruyorum Allah aşkına sen adaysın ve oyunu dahi kullanamıyorsun. Ya bunun eline üç tane koyun verin kaybeder gelir.
Lokomotifi böyle olursa arkasından gelen vagonlar ne olur? Lokomotif nereye giderse vagonlar da oraya gider. Kardeşlerim, ne olur gelin şu İzmir'i kurtaralım. Ardından ne diyor biliyor musunuz? O da çok enteresan. 'Mersin'i AK Parti'den alacağız' diyor. Ya Mersin'de zaten CHP belediyesi var. Yani iyice şu anda dağıtmış vaziyette. Çünkü Pensilvanya ile aklını fena bozdu. Bundan dolayı da dağıttı. Herhalde Pensilvanya'dan gelen muskalar da tutmuyor."
Dünyabüleni